Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi tarafından ülke genelinde tüm örgütlerin katılımı ile eğitim çalıştayı düzenlendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısı ile 18 Ocak 2020 Cumartesi günü yapılan CHP Eğitim Çalıştayı’nın Sonuç Bildirgesi'ni açıkladı.

CHP Eğitim Çalıştayı Sonuç Bildirgesi açıklandı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi tarafından ülke genelinde tüm örgütlerin katılımı ile eğitim çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya toplam 1500 kişi katıldı.

CHP'li Yıldırım Kaya basın toplantısında çalıştayın sonuç bildirgesini açıkladı.

İşte CHP'nin Eğitim Çalıştay Sonuç Bildirgesi:

"Nitelikli ve herkes için erişilebilir bir eğitim, demokratik toplumun ve sürdürülebilir kalkınmanın temelidir.

Eğitim olanaklarına eşit bir şekilde erişim ve yaşam boyu eğitim olanaklarının özellikle eğitime erişemeyenleri de kapsayacak bir biçimde düzenlenmesi insan haklarına ve onuruna saygının, bireyin kişiliğinin tüm yönleriyle gelişiminin ve özgürleşmesinin temel güvencesidir.

18 yıllık AKP iktidarında eğitimde demokratik ideallerden, bilimsel ve çağdaş pedagojik ilkelerden giderek uzaklaşılmış, “kindar ve dindar” nesil yetiştirme yaklaşımıyla geçmişin olumlu birikimi de yok edilmiştir.

Devletin anayasal olarak eğitim hakkını sağlama yükümlülüğü yerine getirilmemiş, parasız ve nitelikli eğitim hedefinden vazgeçilmiş, devlet okullarını güçsüzleştirici politikalar ısrarla sürdürülmüştür.

Aynı zamanda bütçeden eğitime ayrılan pay yıllar itibarıyla sürekli azalmış, ailelerin eğitim harcamaları ise artmıştır. AKP bu yolla açık ve örtük biçimde eğitimi ticarileştirmiştir. Devlet okullarında ise kamusallık ilkesi egemen olmaktan çıkartılmıştır.

Eğitim programlarına yönelik ideolojik müdahale çağdaş ve bilimsel eğitimi ortadan kaldıracak düzeye gelmiştir. Nitekim uluslararası standart sınavlarına da yansıdığı biçimiyle öğrenci başarısı düşmüş, eğitimdeki nitelik kaybı açıkça ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de nitelikli ve çağdaş eğitim giderek küçük bir kesimin ayrıcalığı haline gelmektedir.

Eğitimi konuşmak; ülkenin geleceğini, çocuklarımızın ve gençlerimizin umutlarını, toplumumuzun bekasını ve refahını konuşmaktır. Bugünkü sorunlarımızı ve gelecekte nasıl bir toplum olacağımızı konuşmaktır.

Ülkemizin her sorununda olduğu gibi eğitimde de sorunlarımızı saptamak ve bu sorunlara çözüm önermek; muhalefette iken eğitimimizin daha ileriye taşınmasında üzerimize düşeni yapmak; iktidarımızda ise bu sorunları köklü biçimde çözerek, ülkemizin eğitim sistemini, Türkiye’yi ileri uygarlık düzeyine çıkartacak ve onu aşacak ana taşıyıcı kurum haline getirmek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevidir.

Bu amaçla 18 Ocak 2020 tarihinde “CHP Eğitim Çalıştayı”nı gerçekleştirdik. Çalıştayımıza eğitimin tüm bileşenlerinin katılmasını hedefledik ve bunun için büyük bir çaba harcadık. Çalıştaya başta üniversite öğretim üyeleri olmak üzere, eğitim uzmanları, eğitim sendikaları, eğitim dernekleri, eğitim yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler, öğrenci velileri ve Okul Aile Birliği temsilcileri gibi eğitimin tüm bileşenleri katıldı.

Çalıştaya davet edilmelerine rağmen, katılmayanlar ise Milli Eğitim Bakanı ve bakanlık yetkilileriydi. Onlar her zaman olduğu gibi çözümün değil sorunun bir parçası olayı tercih ettiler. Sorunun kaynağı olan bir anlayıştan sorunlara çözüm üretmesi de beklenemez.

Bizim amacımız yeni bir dünyaya hazırlanmaktır. Hedefimiz insanca yaşanabilir bir Türkiye ve Dünya’dır. Bu nedenle eğitim giderek daha fazla önemli hale gelmektedir. Bunun için tüm politikalarımızın merkezinde yaşam boyu öğrenme ve insan merkezli çözüm arayışı bulunmaktadır.

İktidara hazırlanan bir parti olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Çocuklarımızı ve gençlerimizi karanlığa mahkum etmeyeceğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

Bu anlayışla düzenlediğimiz çalıştayımızda eğitim sorunlarına ilişkin ortaya çıkan bazı çözüm önerilerini ve saptamaları kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:

Eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan;

Sınav merkezli eğitim yapısı,

İkili öğretim,

Kalabalık ve birleştirilmiş sınıflar,

Karma eğitim karşıtı uygulamalar,

Fiziki altyapısı yetersiz okullar,

Öğrenciler arasında ve öğretmenlere yönelik artan şiddet,

Öğrencilerin MEB eliyle cemaat ve vakıfların siyasal istismarına açık hale getirilmesi,

Sözleşmeli-ücretli öğretmenlik uygulaması, norm kadro ve tayinlerde yaşanan sorunlar,

Ataması yapılmayan öğretmenler, eğitim kadrolarında liyakati dışlayan atamalar,

Zorunlu ve seçmeli din dersleri

Okulların zorunlu ihtiyaçlarının velilerden toplanan paralarla karşılanması,

Sık değişen müfredatlar ve bu müfredatlarda öngörülen kazanımların tutarsızlıkları,

Eğitime yapılan yatırımların yetersizliği,

Üniversitelerimizdeki eğitimin nitelik bakımından yetersizliği,

gibi sorunlar sonucunda eğitim sistemimiz ne yazık ki sorunlar yumağına dönüşmüştür.

Tüm vatandaşlarımıza eşit, parasız, nitelikli eğitimi sağlamak kamunun birincil görevidir. Bu nedenle kamu hizmeti olan eğitimin niteliğinin yükseltilerek evrensel standartları ulaştırılması gerekir. Devlet okullarının nitelikli ve niteliksiz okullar olarak sınıflandırılması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu bağlamda tüm yurttaşlar için eşit ve demokratik bir eğitim sisteminin kurulmasını acilen gündeme alınmasını sağlayacağız. Eğitim faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlayacak hizmetleri (öğrencilerin beslenmesi, barınması, taşınması, eğitim-öğretim materyallerinin sağlanması, okulların fiziki ihtiyaçları vb.) kamu kaynakları kullanarak kamu eliyle yürütülmesi yolunda çaba göstereceğiz..

Eğitim hakkından yararlanmanın önündeki en büyük engellerden biri olan ve kamuoyunda 4+4+4 şeklinde anılan kesintili eğitim düzenlemesinden acilen vazgeçilmesi, kesintisiz ve zorunlu temel eğitimi uygulamasına geri dönülmesi gerekmektedir. Zorunlu temel eğitim herkes için ortak bir müfredata dayalı olmalıdır. Ortaokul ve lise çağ nüfusu öğrencilerinin açık öğretime geçişi yasal olarak ortadan kaldırılmalı, çağ nüfusu öğrencilerinin tamamı örgün eğitim sistemi tarafından kapsanmalıdır. CHP olarak bu konuda üzerimize düşün tüm sorumlulukları yerine getireceğiz.

Eğitim hakkının güvence altına alınabilmesi için özel gereksinimli çocuklar ve geçici koruma altında bulunan çocuklara yönelik destek politikalarına aileleri de içeren bir biçimde rehberlik ve danışma hizmetlerinin güçlendirilerek etkin bir izleme sistemi kurulmalıdır. Çocuk işçiliğinin önlenmesi ve mevsimlik tarım işçilerinin çocukları için onların ihtiyaçlarına uyarlanmış ve onlara özgü yeni okul modellerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu türden dezavantajlı toplum kesimlerinin eğitim gereksinimlerine öncelik vereceğiz. Okul yaşında olan Suriyeli çocuk ve gençlerin eğitim sorununun çözümüne yönelik ciddi adımlar atılmalıdır.

Okul öncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılarak ve bilimsel temellere dayalı olarak yapılandırılarak tüm çocuklarımızın yararlanmasının sağlanması öncelikli bir konudur. Bu konuda yerel yönetimlerimiz eliyle ivedi ve kapsamlı girişimlerde bulunacağız.

Anadilin öğrenimi hakkından tüm yurttaşlarımızın yararlanabilmesi için gerekli yasal ve kurumsal altyapının oluşturulması için çaba göstereceğiz.

Yerel yönetimlerimizde yurttaşlarımızın tüm öğrenme ve eğitim ihtiyaçlarına duyarlı toplumcu bütünsel bir belediyecilik anlayışıyla; demokratik, katılımcı-halkçı (halk için halkla birlikte), toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, ayrımcılık karşıtı, iklim ve çevre sorunlarına duyarlı ve toplum kalkınması etrafında kurgulanan bir eğitim yaklaşımı benimseyeceğiz. Bu kapsamda çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, yaşlılarımızı, işsizlerimizi, köylülerimizi ve kentlilerimizi daha iyi bir yaşama yöneltmek için eğitim konusundaki tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız.

Çocuklarımız ve gençlerimizin sağlıklı gelişimi için her türlü vakıf, cemaat ve ticari işletmenin okullara girişi ve eğitime müdahalesi engellenmelidir. Çocuk ve gençlerimizin sağlıklı gelişimi için tüm olanaklarımızı seferber edeceğiz.

Yokluklar ve imkansızlıklar içindeki bir coğrafyadan halkevleri ve köy enstitüleri gibi mucizeleri yaratmış olan tarihimizden ilham alarak yeni eğitim olanakları yaratacağız. Cumhuriyetle birlikte eğitim alanında yapılan devrimlerin devamı, Fillandiya’nın da örnek aldığı Köy Enstitüleri modelimizin üzerinde yükselecek.

Yoksul çocuk ve gençlerimiz tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm edilmemeli, başta barınma olmak üzere tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalı, yatılı bölge okulları yaygınlaştırılmalıdır. Bu bilinç ile öğrencilerimize sahip çıkacağız.

Öğretim programları, ulusal ve evrensel değerleri önemseyen, bilimin yol göstericiliğine inanan, içinde yaşadığı dünyayı anlamaya çalışan, soran sorgulayan, araştıran bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir anlayışla laik, bilimsel ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkeleri temel alınarak yeniden hazırlanmalıdır. Ders kitapları bilimsel bir anlayışla yeniden yazılmalı ve cinsiyet ayrımcı ögelerden ayrılmalıdır. Bu konuda iktidar partisinin yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Yanlışlarına asla izin vermeyeceğiz.

Nitelikli öğretmen yetiştirme, nasıl bir insan yetiştireceğimize bağlıdır. Eğitim, insanın kişiliğini tüm yönleriyle tam geliştirerek, kendi ayakları üzerinde durabilen, özgürce düşünebilen ve düşündüklerini özgürce ifade edebilen, kendi kendini sürekli yetiştirip yenileyen insan, yurttaş ve becerikli kişiler yetiştirmelidir. Bu davranışları öğrenciden önce öncelikle öğretmenler kazanmış olmalıdır. Bu nedenle öğretmen yetiştirme sistemi yeniden yapılandırılmalıdır. Öğretmen yetiştirme programları öğretmenin dönüştürücü ve toplumsal önder rolüne dayandırılmalıdır. Bu anlamda tüm öğretmenlerimizin yanında olacağız, onları her konuda destekleyeceğiz.

Öğretmen istihdamındaki eşitsiz uygulamalara son verilerek ataması yapılmamış öğretmenler istihdam edilmelidir. Hukuksuz bir şekilde mesleklerinden ihraç edilen öğretmenlerimizin yanında olacağız ve bu konuda öğretmenlerimizin sesi olacağız. İktidarımızda geriye dönük tüm hakları ile birlikte görevlerine başlatacağız.

Türkiye’de 1924’ten beri öğretmenlik hukuken bir “uzmanlık” mesleğidir. 1926’dan sonra “eğitim hizmetlerinde asıl olan öğretmenliktir”. Dolayısıyla statü, kariyer ve saygınlık buna dayalıdır. Öğretmenlerin yöneticileri, denetmenleri ve birlikte çalışacakları diğer elemanların da öğretmen olması esastır. Yöneticilik, denetmenlik, uzmanlık gibi görev ve unvanlar, lisans sonrası öğrenimle elde edilebilmelidir. Bu konuda hukuki ve siyasal girişimlerde bulunacağız. Öğretmenlik mesleği lehine çözüm üreteceğiz.

Öğretmen Meslek Kanunu’nun bir an önce çıkarılması gerekmektedir. Bu konuyu sürekli gündemde tutacağız. Öğretmenlerimizin hak ettikleri saygınlığa ulaşmaları için gerekli tüm girişimlerde bulunacağız. 22 Kasım 2018’de TBMM’ne verdiğimiz “Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi”nin yasalaşması için mücadelemiz devam edecek. CHP iktidarında yasalaşacak ilk kanun teklifi, Öğretmenlik Meslek Kanunu olacak.

Özgür ve demokratik bir üniversite için üniversite üzerindeki her tür baskı ve siyasi vesayetin kaldırılması gerekir. Bu konuda akademinin bastırılan sesi olacağız.

Çocuklarımıza okul türü dayatmasından vazgeçilmelidir. Çocuklarımız ve gençlerimizin istedikleri okula ve mesleğe ulaşmaları için üzerimize düşen tüm sorumluluklarımızı yerine getireceğiz.

CHP Eğitim Çalışma grupları altı başlıktan oluştu,

1.Eğitim Hakkı ve Eğitime Erişim Sorunları
2.Laik ve Bilimsel Eğitim
3.Eğitimde Ticarileştirme ve Kamusal Eğitim
4.Öğretmen Yetiştirme Politikaları ve Öğretmen Sorunları
5.Eğitimde Teknoloji Kullanımında Yeni Yaklaşımlar ve Mevcut Sorunlar
6.Yükseköğretim Politikaları ve Sorunları

Çalıştayımızı 1500 kişi izledi. Çalıştay gruplarımıza toplam 116 kişi katıldı. Bunlardan 18’i öğretim görevlisi, 29’u öğretmen, 4’ü gazeteci, 11’i sendika temsilcisi, 18’i dernek temsilcisi, 3’ü Okul Aile Birliği temsilcisi, lise ve üniversite temsilcileri ve eğitime gönül vermiş diğer katılımcılardan oluştu.

Eğitim çalıştayımıza ilgi çok yüksek olmuştur. Sadece eğitimciler değil, toplumun her kesiminin eğitime yaklaşımı ve ilgisi bizi çok mutlu etti ve umutlandırdı."

cukurda-defineci-avi-540867-1.