CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik: Bir arada yaşamı savunacağız
İstanbul İl Başkanı Çelik, CHP’nin yarın gerçekleştireceği ‘Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı Mitingi’ni değerlendirdi. Çelik, “Kapalı kapılar ardında ülke sorunları çözülmez. Birlikte yaşamı savunacağız” dedi.
Öncü DURMUŞ
CHP’nin yarın gerçekleştireceği ‘Yaşam Hakkı’ mitingini TUSAŞ'a düzenlenen saldırıyla beraber "Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı" çevirmesinin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik mitinge ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Toplumsal çürümenin geldiği boyutların ardından alınan miting kararının içeriğini TUSAŞ saldırısıyla beraber genişlettiklerini belirten Çelik, “Yaratılan bu korku iklimine karşı kayıtsız kalmayacağımızı, korkmadığımızı ve bir arada yaşamı örgütleyebileceğimizi haykırmak için yarın tüm yurttaşlarla beraber Beşiktaş Meydanı’nda buluşacağız” dedi.
Her bir günün ardından toplumda infial yaratan farklı olaylara uyanıyoruz’ diyen Çelik şu ifadelere yer verdi: “Bir sabah uyanıyoruz, 8 yaşında bir kız çocuğunu aile bireyleri öldürmüş, yaşadığı köy elbirliğiyle konuyu kapatmaya çalışıyor. Kadınlar canice katlediliyor, surdan atılıyor. Sokaklarda masum hayvanların cansız bedenleri poşetlerin içerisine koyuluyor. Ülkenin en önemli savunma kurumunun pırıl pırıl beyinleri korkunç bir istihbarat zafiyeti ile teröristlerin hedefi oluyor. Dolayısıyla ülke sorunları karşısında aldığımız bu miting kararını TUSAŞ saldırısıyla birleştirme kararı aldık. Yani bu mitingi kadın ve çocuk cinayetlerinden bebek katliamlarına, sokakta yaşayan canlıların öldürülmesinden teröre ve yaşanan şiddet olaylarına karşı yaşam haklarımızı savunacağımız bir mitingine çevireceğiz. Bir diğer anlamıyla yaşanan saldırıya karşı da CHP’nin tavrını en net biçimde Pazar günü ortaya koyacağız”
BİRLİKTE HAYKIRACAĞIZ
Çelik şöyle konuştu: “Özellikle son haftalarda takip ettiğimiz ve her söylemden ve her eylemden sonra kimsenin net bir şekilde anlayamadığı bir süreç geçiriyoruz. Yani kapalı kapılar arkasında, belirli perdelerin arkasında bir planlama yapıldığını ve bu planlamanın da kademe kademe hayata geçirildiğini görüyoruz. Bir siyasi parti liderinin meclis kürsüsünden tarif yapmasını sonrasında da sürecin belirli kişiler üzerinden ilerletilmesini doğru bulmuyoruz.
Ülkenin en geniş demokratik zemini içerisinde olayların doğrudan muhataplarıyla, tüm siyasi partilerin katılımıyla TBMM çatısı altında şeffaf bir süreç ilerletmeyi doğru buluyoruz. Yöntemsel olarak da halkın tüm temsilcilerinin bu sürecin içerisine dâhil edilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Bu demokratik zeminlerin oluşturulmadığı, her kesimin katılımının sağlanmadığı koşullarda ortada kalan şey siyasi iktidarın ve onun ortağının hedefleri haline geliyor. Bu da toplumun sorunlarının üzerinin örtülerek nasıl olursa olsun iktidarın ömrünü uzatma hamlesi olarak karşımıza çıkıyor.
İktidarın sorunlar karşısında çözüm üretebilir konumda olması için her şeyden önce meşru olması gerekiyor. Ancak sorunların kaynağı olan ve artık ikinci parti konumuna düşmüş bu iktidarın meşruiyetinin de olmadığını söyleyebiliriz.
Bu anlamda da durduğumuz yer çok net. Sorunlar karşısında bir çözüm tartışılacaksa CHP her zaman taşın altına elini koyar. Yalnız şeffaf, akılcı, demokratik yöntemlerle, katılımcı bir biçimde olmayacak tartışmalardan da çözüm çıkmayacağını ifade ediyoruz. Emek meslek örgütlerini, sendikaları, siyasi partileri, üniversite gençliğini, kadınları, en demokratik zeminlerde sorunların çözümü için temel mesele olarak görüyoruz. Sonuç olarak iktidarda kalmak için her yolu mübah gören bu iktidara karşı, yaratılan bu derin toplumsal çürümeye karşı erken seçim talebini de yükseltmeye devam edeceğiz. Yarın saat 14.30’da da Beşiktaş Meydanı’nda bir arada yaşam talebimizi, kardeşçe bir ülke isteğimizi haykıracağız.”