CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri sırasında AKP’nin sanayi politikalarını eleştirdi. Sanayi Bakanlığı’nın, sanayi, KOBİ, Endüstri 4.0, dijital yeşil dönüşüm konusunda mevzuat hazırlığı olmadığını söyleyen Açıkel, "Üzülerek söylüyorum, AK Parti'nin son döneminde inovasyondan bahsedeceksek kaçakçılık, kara para aklama, organize suç ve mafya, pasaport sahteciliği, mazot kaçakçılığı, gıda tahsis, Bitcoin ve benzeri bir inovasyondan bahsetmek gerekiyor" diye konuştu.

CHP'li Açıkel'den AKP'ye 'inovasyon' eleştirisi: Kaçakçılık, kara para, organize suç, mafya...

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi görüşüldü. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın sunumunun ardından ilk sözü CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel aldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, sanayi, KOBİ, Endüstri 4.0, dijital yeşil dönüşüm konusunda mevzuat hazırlığı olmadığını söyleyen Açıkel, "Üzülerek söylüyorum, AK Parti'nin son döneminde inovasyondan bahsedeceksek kaçakçılık, kara para aklama, organize suç ve mafya, pasaport sahteciliği, mazot kaçakçılığı, gıda tahsis, Bitcoin ve benzeri bir inovasyondan bahsetmek gerekiyor. Türkiye, bu tür yoz inovasyona ve merdiven altı kara ekonomiye değil, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Atatürkçü bir kalkınma stratejisine gereksinim duymaktadır" diye konuştu.

AKP iktidarındaki özelleştirme politikalarını eleştiren Açıkel, "AKP iktidara geldiğinde, 2002 yılında ISO 500 ilk 20'de 6 tane kamuya ait olan sanayi şirketimiz var iken bugün ise ISO 500 ilk 20’de bir tane dahi kamuya ait sanayi şirketi yer almamaktadır. 20 yılın sonunda kamu, sanayide hiç haline getirilmiş" dedi.

"KALKINMA AJANSLARI, DIŞLAMA AJANSINA DÖNÜŞTÜ"

Kalkınma ajanslarında genel bir eğilim olarak İstanbul ve Mersin başta olmak üzere CHP’li belediyelerin önemli projelerine destek verilmediğini belirten Açıkel, "Kalkınma ajansları, bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını büyükşehir belediyelerimizden almasına rağmen, Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) ve Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı (CMDP) kapsamında CHP’li belediyelerin projelerine karşı ayrımcılık yapılmaktadır. Bu haliyle kalkınma ajansları, CHP’li belediyeler için dışlama ajanslarına dönüşmüştür" dedi.

"DIŞA BAĞIMLILIK ARTTI"

Türkiye’nin dışa bağımlılığının arttırıldığına dikkat çeken Açıkel, "Selüloz ve kağıt fabrikalarını, şeker fabrikalarını, gübre fabrikalarını ve büyük rafinerileri özeleştiren AK Parti hükümetleri, tüm bu sanayi ve teknoloji alanlarında Türkiye’nin kırılganlığını ve dışa bağımlılığını artırmıştır. Kötü ekonomi, yüksek enflasyon; beslenme, barınma ve ısınma bütçeleri nedeniyle bir yandan gelir dağılımını bozarken diğer yandan KOBİ’lerimiz, KOBİ eko-sistemimizi dijital ve yeşil dönüşüme hazırlanmak için planlama yapmak yerine, 1,8 trilyon lirayı bulan borçlarla kırılganlığı artmış bir biçimde boğuşmaktadır" ifadelerine yer verdi.

"20 YILIN SONUNDA KAMU, SANAYİDE HİÇ HALİNE GETİRİLDİ"

Bakan Varank’ın sunumuna dikkat çekerek AKP’nin 20 yıllık döneminde kamu fabrikası yapmadığını kaydeden Açıkel, şunları söyledi:

"Sayın Bakan’ın sunumunda, iktidarın geçirdiği 20 yıl büyük bir başarı öyküsü anlatıldı. Ancak atlanan bir konu oldu. 20 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde bir tane dahi kamu endüstriyel kompleksi, fabrikası yapılmadı. AKP iktidara geldiğinde, 2002 yılında ISO 500 ilk 20'de 6 tane kamuya ait olan sanayi şirketimiz var iken bugün ise ISO 500 ilk 20’de bir tane dahi kamuya ait sanayi şirketi yer almamaktadır. 20 yılın sonunda kamu, sanayide hiç haline getirilmiş.

Türkiye’nin hem afetlerle mücadelede hem insani ve endüstriyel kalkınma süreçlerinde yüksek teknolojide, çip ve sensör ve bilimsel ARGE ve inovasyonda, tarımsal üretimde, enerji verimliliği ve yeterlilikte, ulaştırma ve lojistik teknolojilerinde gerekli yatırımların yapılmasında, yüksek girdilerin sağlanmasında, iklim dönüşümünde ve sanayinin dijital dönüşümünde, sağlık ve ilaç teknolojilerinde kendimize yeterlilikte, ülkelerin insan kaynaklarında yeterlilik açısında mühendis, doktor, teknisyen, araştırmacı kapasitemizin, üniversitelerimizin dirençliğinin, kampüslerimizin özgür bilim üretme imkanlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş durumdayız. Ancak maalesef AKP'nin 20 yıllık iktidarı sonucunda ve 2023 bütçesini tartıştığımız şu anda Türkiye’miz, yerin altından ve yerin üstünden afet krizleri, iklim krizleri ve ekonomik krizlerden kaynaklanan bu tehditler karşısında, yakın tarihinin en kırılgan koşullarından geçmektedir."

(ANKA)