TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Antalya’daki orman yangınlarında evleri yanan yurttaşların durumunu aktardı. Arı, “Şu an müteahhitler oraya gelmiş, şantiyelerini kurmuş. Vatandaş ‘bu evi kaça yapacaksın.’ Söylemiyor. Hükümete gidiyor ‘kaça yapacaksınız’ diyor. Kimse söylemiyor. AFAD gelip bunlara boş, bedeli yazmayan sözleşmeler imzalatıyor. Böyle bir dönemi yaşıyoruz. Vatandaşımız da çok büyük mağduriyetlikler yaşıyor” dedi.

CHP'li Arı: AFAD Antalya'da boş sözleşme imzalatıyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçe görüşmeleri devam ederken; Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, ANKA Haber Ajansı’nın sorularına yanıt verdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yaptığı sunumda çalınan 797 eserin ele geçirildiğini söylemesi ancak Antalya Arkeoloji Müzesi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nden kaybolan eserler hakkında bilgi olmaması kapsamında eser kaçakçılığına ilişkin Cavit Arı, “Verilen sayıları yeterli olarak göremeyiz. Yakalamayan hala hazırda yurt dışında bulunan ve bundan sonrasında da yurt dışına kaçırılma ihtimali olan eserler için risk bulunduğunu göstermektedir. Bilinen bir gerçek, bunun önlenmesi gerekmekte. Mücadele ediliyordur, bunun yeterli olmadığı çok açık” dedi.

“KÜLTÜR VE TURİZMİN AYRILMASININ DAHA ETKİLİ OLACAĞI AÇIK”

Kültür bütçesinin ile turizm bütçesi ile karşılaştırıldığındaki durumu hakkında Cavit Arı, şöyle konuştu:

“Zamanında bakanlıkların birkaç kere yer değiştirdiğini gördük. Burada nedense kültür ve turizmi birlikte ele alınmış bir bakanlık vaziyetinde. Birbirine yakın bir bakanlık gibi düşünebiliriz ancak ülke gerçekleri ve ülke ekonomisine olan katkısı düşünüldüğünde iki bakanlığın müstakil hareket etmesinde de fayda olduğu çok açık. Çok farklı bölümler var. Kültürün ve turizmin ayrılması, temel tek bakanlık ama ayırılırsa iki bakanlık yönüyle daha etkili ve aktif olacağı çok açık. Turizm gelir getiren olarak düşünülebilir ama turizme destek veren kültürü bütün düşündüğümüzde; kültürümüz olmasa turizmde de eksiğimiz olacak demektir. Turizm bakanlığının altında eziliyor görüntüsü veren kültür bölümü değil müstakil bir bakanlıkla daha etkili ve aktif temsil edilen bir kültür bakanlığı olması daha verimli olacaktır.”

Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un “Müzik Susmasın” projesi kapsamında müzisyenlere destek verildiğini söylemesi ancak pandemi döneminde gelen müzik yasakları ile müzisyenlerin durumu için Cavit Arı, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Pandemi süresinde bu iktidar ekonomik olarak başarılı olamadı. Esnafın çoğunluğu mağdur oldu. En fazla devlet desteğinden yararlanan esnafa, dört aylık gelir desteği, 750 TL’den alabildiyse kira yardımı. 3 bin ve 5 binlik desteklemeler yapıldı. O kadar büyük zararların içinde böyle rakamlar esnafın büyük mağduriyet yaşamasına yol açtı. ‘Müzik susmasın’ dedik ama kamuoyu baskısı ve bizim taleplerimiz olmasa müzisyenlerimiz ve hayatını günlük idame eden çok sayıda müzisyenimiz var. Çoğunun sosyal güvencesi yok. Bunlar bir çare değil. Müzisyenlerimizin hayatını 3 bin lirayla devam ettireceğini düşünmek baştan bir yanlışlığı taşımakta. Bakanlık yönünden söylersek, sanatçılara ve müzisyenlere sahip çıkılamadı. 100’ü geçkin müzisyenin de intihar ettiği de ifade edilen bir durumdu. Böyle zamanlarda devletin kendi vatandaşına sahip çıkamadığının açık göstergesidir. Bu KÖİ’lerle neredeyse 175 milyar liralara kadar 2024 yılına kadar bütçemizden paralar gidecek. Siz bunlara bu kadar büyük paralar aktarıyorsunuz bir taraftan da bir vatandaşımızın gününü kurtaracağı desteği veremiyorsunuz.”

“TURİZM İŞÇİLERİ YILKI ATI OLMAKTAN ÇIKAMADI”

Bakan Ersoy’un turist başına harcamanın 2021'in ilk 9 ayı itibarıyla 830 dolar olarak gerçekleştiğini aktarması ve Türkiye’de bir işçi bir saatte 1,5 dolar kazanırken Avrupa’da bir işçinin 12 dolar düzeyinde kazanmasının turizm sektörü çalışanlarına yarattığı etkiye ilişkin Cavit Arı, şu yorumu yaptı:

“Turizm bir ülke için en önemli gelir kaynaklarından birisi. Turizmin başkenti Antalya adına turizm çok değerli. Antalya’da hayatın birçok alanı turizme bağlı yaşanır. 61 sektör turizme destek verir. 2019 yılında belirli düzeye çıkmıştı ama 2020 yılında dip yaptı. Antalya’ya bir önceki yıl 16 milyon turist geldi, 2020 yılında 3 buçuk milyon seviyelerinde turist geldi, gelir de aynı şekilde düştü. Bakan’ın perspektifini göremedik. Biz turizm gelirlerinden nasıl yararlanması gerektiğini, bir turistin ülkeye geldiğinde daha çok para harcayacağı, turizmin nasıl kaliteli yapılacağı, turizm emekçilerinin haklarının nasıl korunacağı, iş garantisi veya sezon sonrası hayatını idame ettireceği ücret desteklerini çözememiş durumdayız. Yurt dışından gelenin harcayacağı para çok önemli ama maalesef bizim asgari ücretli vatandaşımızın imkanıyla turist olarak turizmde etkin olabilmesi mümkün değil. Asgari ücretli hayatını idame ettirmekle meşgul. Varlıklarımızı doğru planlayıp doğru turizme sunabilmemiz gerekir. Hükümet otel sahiplerine desteklemeler yaparken kendi içlerinde bile farklılıklar yaşandı. Bazısının durumu çok iyiyken, kötü olanla aynı desteği aldı. İşçiler süreçte kısa çalışma ödeneğinden yararlanamadı. Askıda işçi sorunu hala çözülemedi. Turizm emekçilerinin deyimiyle yılkı atı olmaktan çıkamadı turizm işçilerimiz. Yani sezon döneminde gelip çalışan ama sezon bittiği anda da sektörden uzaklaşan, memlekete geri dönen, iş arayan bulan, bir sonraki yıl turizme dönmeyen işçiler var.”

“AFAD BEDELİ YAZMAYAN SÖZLEŞMELER İMZALATIYOR”

Yaz ortalarında büyük yangınların yaşandığı Antalya’daki şu an yaşanan durum hakkında Arı, şu bilgileri verdi:

“Hala tartışmalar devam ediyor. Çünkü çok geniş alanlar yandı. Hem orman alanları hem tarım alanları hem evler yandı. Mağduriyetlikler devam ediyor. Vatandaşımızın evi yandı ama iktidar vatandaşın evinin yapımı karşılığında yüzde 50 para istiyor. Şu an Antalya Manavgat bölgesinde bu sıkıntı devam ediyor… Biz değerlerimize sahip çıkmaya çalışacağız. Turizme etkisi olmaması için mücadele edilmekte. Birebir turizm değeri taşıyan yerlerde zarar yok ama vatandaşımızın mağduriyeti devam ediyor. Evi yanan vatandaşlarımız da devlet tarafından istenen yüzde 50 bedelle kendilerinden talep edilen parayla meşgul durumdalar. Şu an müteahhitler oraya gelmiş, şantiyelerini kurmuş. Vatandaş ‘bu evi kaça yapacaksın.’ Söylemiyor. Hükümete gidiyor ‘kaça yapacaksınız’ diyor. Kimse söylemiyor. AFAD gelip bunlara boş, bedeli yazmayan sözleşmeler imzalatıyor. Böyle bir dönemi yaşıyoruz. Vatandaşımız da çok büyük mağduriyetlikler yaşıyor… 155 TL’den bu ağaçların metreküpü satıldı ancak alıcı firma tarafından 750 euroya piyasaya sürüldüğüne dair iddialar var…

Arı, tarihi eserlere restore edilmelerine ilişkin, “Bir tarihi eseri hala duvar ustasına restore ettiren iktidarla karşı karşıyayız. 800 yıllık Selçuklulardan kalma tarihi eserin, duvar ustaları tarafından restore edildiği bir eseri gündeme taşıdım. İktidara yakın bir vatandaş ‘ne var eser yenilendi’ demiş. Böyle bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi.