CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Maraş merkezli meydana gelen depremlerin yıkıma neden olduğu Adıyaman’da dün enkazdan sağ çıkan Damla Sayın isimli 4 yaşındaki kız çocuğunun kayıp olduğunu Yusuf Sayın isimli çocuğun ise enkaz çalışmalarının tamamlanmasına rağmen sağ olup olmadığının bilinmediğini açıkladı.

CHP'li Bakan: Adıyaman'da enkazdan çıkartılan iki çocuğa ulaşılamıyor

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Adıyaman’da eşi ve çocuklarını enkazdan çıkartan Metin Sayın isimli bir babanın 4 yaşındaki Damla Sayın ve Yusuf Sayın isimli çocuklarının nerede olduğunun bilinmediğini söyledi.

Bakan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Metin Sayın’ın enkazdan çıkarttığı eşini ambulansla, kızı Damla Sayın'ı ise Toyota markalı beyaz bir araba ile hastaneye götürdüğünü belirtti. Metin Sayın'ın eşinin yaşamını yitirdiği kaydeden Bakan, enkaz bölgesine geri dönen babanın kızı Damla Sayın'ı ulaşamadığını, enkaz çalışmalarının tamamlanmasına rağmen Yusuf Sayın'a ise bulamadığını açıkladı.

CHP’li Murat Bakan, Halktv.com.tr’ye bağlanarak baba Metin Sayın’ın deprem sonrasında yaşadıklarına şöyle anlattı:

“Bana gelen Whatsapp mesajları, bir çocuğun enkazdan çıktığı ama bulunamadığı yönündeydi. Biz o mesaj sahibine ulaştık. Enkazdan çıkan çocuğun kuzeni, İstanbul’dan bize ulaşmış. Arkasından ailesi ile irtibata geçtik. Çok dramatik bir hikaye. Biz Malatya’dayız ama olay Adıyaman’da oluyor. Adıyaman’da eşi ve iki çocuğu enkazda. Eşini ve bir çocuğunu enkazdan çıkarıyor. Eşi daha ağır olduğu için ambulansla gönderiyor. Eşi de çocuğuna kendisini siper etmiş ama çocuğuna kendi ayağının titrediğini görüyorlar. Canlı olduğunu görüyorlar. Arkasından onu da bir araca bindiriyorlar. Bunu da bugün söylediler. Toyoto beyaz bir araca bindiriyorlar, hastaneye götürsünler diye. Kendisi de ambulansla beraber eşi ile gidiyor. Daha sonra 4 yaşındaki Damla’ya ulaşamıyorlar” dedi.

Baba Metin Sayın’ın Yusuf isminde bir çocuğunun ise enkaz altında olduğunu belirten CHP'li Bakan, “Bu arada enkazdan ayrıldıktan sonra bir oğlu daha var enkazda Yusuf. Onun çıkıp çıkmadığını bilmiyor. Dönüp geldiğinde Damla yok. Bu sefer Damla’yı aramaya başlıyorlar. O noktada biz devreye girdik. Nerede olabilir diye. Sağlık Bakanlığı’nı aradık. Bakanlık aracılığıyla Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir hemşire ile kayıtları arattırdık. Damla’nın ismi gözükmüyor. Bu seferde çocuk götürüldü mü Aile Bakanlığı’na diye Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Semiha Başaran ile görüştük. Orada da çocuğun kaydı yok. Dolayısıyla çocuk şuan kayıp, yok. Hastanede, Aile Bakanlığı’nda kaydı yok. Aile, savcılığa başvurmuş. Orada da yok. Bu arada enkazdaki diğer çocuk, çalışma bitip enkaz kaldırma noktasına gelince Yusuf’un da nerede olduğu belli değil” diye konuştu.

Yusuf’un sağ olup olmadığına dair herhangi bir bilgi olmadığına dikkat çeken Bakan, “Yusuf da baba yokken çıkartıldı mı enkazdan? Baba, anneyi hastaneye götürdüğünde ambulansla beraber onun da bilmiyor. Dolayısıyla iki çocuğunun da akıbetini bilmeyen bir baba var. Eşini kaybetmiş. Biz de ona yardımcı olabilmek, hayatta olduğunu düşündüğü Damla için fotoğrafı ile beraber tweet attık. Belki akıbetini bilen vardır, alan kişi bize ulaşabilir diye. Böyle çok hikaye var. Enkazda tek başına eşini ve çocuğunu çıkarmaya çalışan bir babadan söz ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

CHP’li vekil Bakan, deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmalarına ilişkin ‘organizasyon sıkıntısı’ olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle noktaladı:

“Buradaki her enkazın başında görevli olması lazım. Çıkan insanların kaydedilmesi lazım. Ama böyle bir şey yok. Çok büyük afet yaşandı evet ama devletin kurumsal kapasitesi, bu afete rağmen o çocuklara sahip çıkabilecek, koruması altına alabilecek güçte olmalı. Ama maalesef böyle bir şey olmadığını görüyoruz. Bu benim yaşadığım bir örnek. Bize tesadüfen ulaşan bir örnek. Kaç tane çocuk bu durumda? Aileler çocuklarından koptu mu? Çocuklar kendilerini ifade edemiyor olabilir. Biz milletvekili olarak tüm kurumları arayarak ulaşmaya çalışıyoruz. Buna rağmen ulaşamadık. Devlet otoritesi orada yok. Hatay, Adıyaman’da da yok, saha da yok. Her yerde bir başıboşluk, kontrolsüzlük var. Devletin hiyerarşik olarak bu işi yürütememesi. Cumhurbaşkanı’ndan aşağıya doğru Bakanlara, AFAD ve AFAD yönetimine. Yoksa bireysel olarak AFAD, UMKE personeli ile askerimiz ve polisimizle ilgili söyleyeceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Organizasyon sıkıntısı var”