CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, İnfaz Düzenlemesi’ne ilişkin bir açıklamada bulundu. Meclis Genel Kurulu'nda milletvekillerine çağrıda bulunan Bakan, “Bu infaz düzenlemesi adalet dağıtmıyor; gelin, yasayı yeniden düzenleyelim” dedi

CHP'li Bakan: İnfaz düzenlemesi adalet dağıtmıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, yaklaşık 90 bin mahkuma tahliye yolunu açacak olan infaz düzenlemesi hakkında konuştu.

Muhalefetin bütün çabalarına rağmen siyasi tutuklular, düşünce suçluları ve tutuklu gazetecilerin düzenlemeye dahil edilmediğine dikkat çeken Bakan, “İnfaz düzenlemesi adalet dağıtmıyor. Gazeteciler Barış Pehlivan’ın, Barış Terkoğlu’nun, iş insanı Osman Kavala’nın ve düşüncesinden ötürü cezaevinde olan yurttaşların tahliye etmeyen bir infaz düzenlemesi adalet dağıtamaz. Gerçek suçluları cezaevinden çıkaran ama ifade özgürlüğünü kullananları cezaevinde tutmaya devam eden bu düzenleme adaletli olamaz” dedi.

Koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerindeki doluluğu azaltmak amacıyla AKP ve MHP tarafından hazırlanarak, 31 Mart’ta Meclis Başkanlığı’na sunulan İnfaz Yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. 330 milletvekilinin katıldığı açık oylamada, 279 milletvekili teklife evet oyu verirken, 19 milletvekili karşı oyu kullandı. İnfaz yasa teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

'BU İNFAZ DÜZENLEMESİ ÜSTÜ ÖRTÜLÜ BİR AFTIR'

Meclis’e getirilen bu düzenlemenin cezaevlerinde yatanlarının büyük bölümünün çıkmasını sağlayacağı için aslında bu yasanın örtülü bir af olduğuna işaret eden Bakan, “Yargının bu denli siyasallaştığı, bir cemaatin boşluğunu başka cemaatlerin doldurduğu, Sulh Ceza hakimlerinin muhalif olan neredeyse herkesi tutuklattığı bir dönemde; bilhassa söz, yazı, yürüyüş, örgütlenme özgürlüğü gibi doğal hukuktan elde ettiğimiz haklar kapsamında değerlendirilen hükümlülerin infaz indiriminden yararlanmadığı bu düzenleme adaletli olamaz. Türk milleti adına hüküm veren mahkemenin suçsuz dediği ve beraat ettirdiği Osman Kavala, Cumhurbaşkanının onu da bir manevrayla beraat ettirmeye kalktılar,’ demesiyle yeniden tutuklandı. Bu durum ise artık Türkiye’de beraat etmek için hakimin değil Cumhurbaşkanının vicdani kanaatinin önemli olduğunu gösterdi” diye konuştu.

‘BU DÜZENLEMEYLE ON BİNLERCE YURTTAŞA HAKSIZLIK EDİLİYOR’

‘Adalete güven duygusunun yüzde yirmiye düştü. Esasen bu durum AKP seçmeninin yarısının adalete güvenmediğini gösteriyor’ diyen Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle bir durumda öncelikle yargıyı bu kadar siyasallaştıran sizlerin, sonrasında ise hepimizin ortak sorumluluğu adalete güveni yeniden inşa etmekten geçer. Her ne kadar 18 saatlik komisyon

çalışmasında muhalefetin hiçbir önerisini değerlendirmemiş olsanız da hala geç değil! Burada hepimizin vicdani sorumluluğunu ortadan kaldıracak adil bir düzenlemeyi hayata geçirebiliriz. Emile Zola’nın meşhur Dreyfus Davası’nda söylediği, ‘Bir kişiye karşı yapılmış haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık demektir’ sözünü hatırlatmak isterim. Zira bu yasal düzenleme ile on binlerce insana haksızlık ediliyor. AKP ve MHP’ye su çağrıda bulunduk, bu düzenlemeyi meclis çoğunluğunuza dayalı olarak değil, bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların adalet duygusunu tatmin edecek şekilde yeniden düzenleyelim ve bu zor günlerde hepimizin ortak geleceği için adaleti sağlayalım. Çünkü içinde bulunduğumuz koşullarda tarih hepimize bu fırsatı veriyordu. Ancak bu fırsatı kaçırdık. Maalesef, adaleti sağlamayacak bir düzenleme yasalaştı."

‘FELAKET FİLMLERİ GERÇEK OLDU’

Dünyanın zor günlerden geçtiğini belirten CHP’li Bakan, “Felaket filmlerinde görebileceğimiz bir durum gerçek oldu. Dünyayı saran bir virüs bugün itibariyle iki milyon insanı enfekte etti yüz binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Bu salgın ile; inançların, etnik kimliklerin, siyasi düşüncelerin, sosyal durumların vb. bir önemi olmadığını görüyoruz. Çünkü herkesin bu virüse yakalanma riski aynı ancak bir gerçek var ki bu salgından en çok yoksullar etkilendi ve etkilenmeye devam edecek.

İnsanlık olarak önümüzde bir sınav var. Ya daha iyi, daha adil, daha yaşanabilir bir dünya için hep birlikte el ele verip inşa edeceğiz ya da ırkçılığın, bağnazlığın, arttığı; otoriter rejimlerin zulmü, baskıyı ve sömürüyü artıracağı bir dünyayı. Her şey bizim elimizde! Burada hep birlikte bu ülkenin geleceğini şekillendiriyor ve bir bakıma tarih yazıyoruz.

Dün yapılan her şey bugün nasıl değerlendiriliyorsa; hala Rahşan affını ve bu Meclis'te daha önce yapılan infaz düzenlemelerini konuşuyorsak, yarın da bilin ki bugün yaptığımız düzenleme konuşulacak. O bakımdan hepimizin buna uygun adım atması ve burada alacağımız kararlar sebebiyle yarın tarih önünde sorumlu olacağını bilmesi gerekir. Bu nedenle önceliğimiz adaleti sağlamak olmalıydı ancak bunu kaçırdık. Tarihsel sorumluluğumuzun gereğini yerine getiremedik. Maalesef, adil olmayan ve adaleti sağlamayacak düzenleme yasalaştı” diye konuştu.