CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde 'vurgun' yapıldığını öne sürerek, 18 usulsüzlük tespit edildiğini ifade etti. Karabat, "Her yıl Sayıştay denetçileri bunlar gibi çok sayıda usulsüzlük tespit ediyor ama Sayıştay Başkanı bunları görmezden geliyor. Çok az kaldı, hepsinin hesabı sorulacak" dedi.

CHP'li Karabat 'vurgunu' yazdı: AKP, Vakıflar’ın bile içini boşaltıyor

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Twitter hesabından yaptığı bir dizi paylaşım ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'ndeki 'vurgunu' anlatı.

"AKP, Vakıflar’ın bile içini boşaltıyor" başlığıyla olayı anlatan Karabat, Sayıştay’ın denetim raporlarında Vakıflar’da Genel Müdür Yardımcısı Erol Ökten'e bağlı birimlerde 18 usulsüzlük tespit edildiğini belirtti.

Karabat'ın anlattıkları şöyle:

"Nasıl ki bir köpekbalığı avının kokusunu 3 km. öteden alabiliyorsa, AKP de rantın kokusunu dünyanın öbür ucunda dahi olsa alabiliyor. Bu sefer anlatacağımız vurgun çarkı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne dair...

Bilal Erdoğan’ın kurucuları arasında yer aldığı Okçuluk Vakfı’nın kurucu genel sekreteri Erol Ökten, Vakıflar’da genel müdür yardımcısı. Ökten, Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ın Beyoğlu Belediye Başkanıyken de yardımcısıydı.

Vakıfbank’ın sahibi, Osmanlı’dan bu yana binlerce vakfı denetleyen ve milyarlarca liralık gelire sahip olan Vakıflar, AKP tarafından tam bir arpalığa çevrilmiş durumda. Yetkileri kırpılan Sayıştay dahi Vakıflar’daki çarkı gözler önüne seriyor.

Ökten ismi önemli. Geldiği yer ve üstlendiği görev AKP’nin nasıl bir sistem inşa ettiğini gösteriyor. Vakıflar’da da Ökten Yatırım Emlak, Destek Hizmetleri, Ayvalık Zeytin İşletmeleri gibi yüksek bütçeli birimlerin başında. Ve bu birimlerde usulsüzlükler had safhada.

"PARALI İŞLER OLMASI TESADÜF DEĞİL"

Sayıştay’ın denetim raporlarında, Öktem’e bağlı birimlerde 18 usulsüzlük tespit edilmiş. İhalelerden kiralamalara kadar usulüne aykırı çok sayıda işlem yapılmış. Burada tespit edilen usulsüzlüklerin tamamının da 'paralı' işler olması tesadüf değil elbette...Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bir diğer önemli işlevi ise, yönettiği vakıfların gelirleriyle binlerce fakir ve ihtiyaç sahibi kişiye sağladığı sosyal hizmetlerdir. Bu yardımlar sadece AKP’nin ideolojik dünyası için mi yapılıyor?

Vakıf Katılım Bankası’nın %99 hissesi Vakıfların. Sözde 'faizsiz' finans... Ancak Vakıfların başlı başına faiz gelirleri var. Vakıfların mali tablolarında faiz geliri gizlenmeye çalışılıyor. Ancak 2021’de 156,2 milyon TL faiz geliri elde ettiğini görüyoruz. Peki, lafa gelince AKP Vakıflar için neler söylüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, vakıf kültürü için geçen mayıs ayında neler dediğini hatırlayalım... Oktay, vakıf hizmetlerinin esasını "Allah rızasını kazanma" gayesinin oluşturduğunu söyledi. Fuat Oktay, "Bilindiği gibi vakıf senetlerinde, vakıf mallarının gayesi haricinde kullanılmasına karşı çok ağır beddualar vardır. Akıl, vicdan ve inanç sahibi hiç kimsenin, bu bedduaları görüp de vakıf malına el uzatması, istismara ve gasba yeltenmesi mümkün değildir" dedi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün işinin ehli, liyakat sahibi insanlara teslim edildiğini söyleyebilir miyiz? Vakıflar’ın bütçesinin doğru yerlere, eşit ve adil harcandığını iddia edebilir miyiz? Tabii ki hayır...

"MUSLUKLAR MUHALİF BELEDİYELERE KISILIP AKP'Lİ BELEDİYELERE AÇILDI"

Vakıfbank, AKP’nin istihdam ofisi haline geldi. Bankacılık tecrübesi olmayan Abdülkadir Aksu, bankanın yönetim kurulu başkanı yapıldı. Sahte diplomalı güreşçi Hamza Yerlikaya da bankanın yönetimine girdi. 2020’deYerlikaya yönetiminde bankanın kredi zararı 17,4 milyar TL oldu. Vakıfbank’ın yüz milyonlarca liralık reklam harcamasını sadece AKP propagandası için harcaması hangi inanca sığar, hangi vakıf senedinde yazar? Vakıfbank’ın kredi musluklarını muhalif belediyelere kısıp, AKP’li belediyelere açmasının sebebi nedir?

Toplumun dini hassasiyetlerini sömüren AKP, lafa gelince Vakıflar için “Allah rızası için” diyor ama işin ucunda para olunca liyakatsiz, parti militanı isimleri yönetime atayıp hortumu kendisine bağlıyor. Mesela Vakıflar, kanuni görevi olan denetim yetkisini TÜRGEV ve TÜGVA gibi AKP’ye bağlı vakıflar için kullanmış mı? Bu vakıflara AKP’li belediyeler olmak üzere kamu kurumlarından aktarılan kaynakların izini sürmüş mü?

Hayır amaçlı işler için faaliyet göstermesi gereken Vakıflar, 1048 Vakıf Enerji A.Ş. isimli şirket kurdu. Bu şirketin başında Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Aydın Cem Aslanbay var. Diğer yön. kur. üyeleri de çeşitli bakanlıklardan bürokratlar. Ne kadar maaş alıyorlar?

Sözde bu enerji şirketi kamu ve özel sektöre enerji ile ilgili teknik destek hizmeti veren bir mühendislik ve müşavirlik firması. Ama yönetiminde bu teknik konulardan anlayan kimse pek yok... Diyoruz ya, Vakıflar’ı arpalığa çevirdiler diye... Vakıflar Kanunu’nda açıkça yazıyor. Şirketler dahil iktisadi işletmelerden elde edilen gelirler vakfın amacından başka bir amaca tahsis edilemez. Ama bakıyorsunuz, Vakıflar’ın en tepesindeki yönetimden itibaren bu paralar haksız bir şekilde harcanıyor.

"ADRESE TESLİM İHALELER YAPILIYOR"

Tekrar dönelim Sayıştay’ın tespitlerine... Bazı ihalelerde ek kesin teminat alınmayarak belirli firmalara avantaj sağlanmış. Kiraya verilen yerlerin sigortalarının yaptırılmamasına bile göz yumularak bazı kiracılara rant yaratılmış. Kim bu firmalar, kiracılar? Bitmedi... Vakıflar’a ve mazbut vakıflara ait taşınmazların onarım veya inşa karşılığı kiralamalarında, bazılarının teminat işlemlerinde kurumun aleyhine işlemler yapılıyor. Bunu yapan firmalara da göz yumuluyor. Sözleşmesi feshedilenlerden, bu fesih nedeniyle idarenin uğradığı zararın yükleniciye tazmin ettirilmemesi nedeniyle Vakıflar zarar ettiriliyor. Yine firmalara avantaj sağlanıyor. Adrese teslim, davetiye usulü ihaleler yapılıyor...

Restorasyon ve onarım işleri veriliyor ama bunlar yapılmıyor. Vakıflar kılını dahi kıpırdatmıyor. Tahsis amacı dışında bazı taşınmazların kullanıldığı tespit ediliyor. Yani ticari rant var. Ama bunlar da görmezden geliniyor. Vakıflar’ın ortağı olduğu taşınmazlarda hem tapu irtifak hakkı kurulmayarak hem de işleten şirkete gerekli yaptırımlar uygulanmayarak çifte avantaj sağlanıyor. Şirket borçlarını ödemiyor ve Vakıflar sözleşmeyi feshetmiyor.

Her yıl Sayıştay denetçileri bunlar gibi çok sayıda usulsüzlük tespit ediyor ama Sayıştay Başkanı bunları görmezden geliyor. Gerekli suç duyurularında bulunmayarak kendisine verilen Anayasal görevi kötüye kullanıyor. Çok az kaldı, hepsinin hesabı sorulacak..."