CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bedelli askerlik düzenlemesinin de içinde olduğu torba teklifin ilgili bakanlıklar tarafından hazırlandığını, bunun kuvvetler ayrılığına aykırı biçimde yürütmenin yasamanın işine karışması anlamına geldiğini belirterek, “Anayasanın arkasından dolaşmayla, muvazaalı bir ilişkiyle karşı karşıyayız. dedi

CHP'li Özel: Anayasanın arkasından dolaşıyorsunuz

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bedelli askerlik düzenlemesinin de içinde olduğu torba teklifin ilgili bakanlıklar tarafından hazırlandığını, bunun kuvvetler ayrılığına aykırı biçimde yürütmenin yasamanın işine karışması anlamına geldiğini belirterek, “Anayasanın arkasından dolaşmayla, muvazaalı bir ilişkiyle karşı karşıyayız… Biz güçlü Meclisin kendi iradesine sahip milletvekillerinin kendi aklıyla ama ihtiyaç duyduğu yerde kamudaki deneyimden, birikimden de yararlanarak ve esas buradaki mutfakta bir şey üretmesini bekleriz ve sizden de kendimizden de vicdana uygun ve millet için yasama yapmanızı bekleriz” dedi.

PARTİNİZİN VERDİĞİ SÖZLER VAR

CHP’li Özel, bedelli askerlik düzenlemesini de içeren torba teklifin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında, “Birincisi, elbette yapılan iş doktor ve diş hekimleri açısından doğrudur, gecikmelidir, yapılmalıdır ama hangi gereklilik bunu ortaya çıkarıyorsa veterinerlerin, eczacıların, diğer sağlık emekçilerinin, sağlık profesörlerinin aynı ihtiyaçla bundan yararlandırılması gerektiği bir gerçeklik. Bunun aksine hiçbir şey iddia edilemez” dedi. Özel, “Bugün gelinen noktada sadece Emekli Sandığı’na değil BAĞ-KUR ve SSK emeklilerine de bunun yapılması bir meslek mensubuna verilecek bir kıymet, bir vefaysa bunu her ikisi hak ediyor. Kaliteli yasama yapacaksınız karşı taraftaki bilgiye hem kıymet vereceksiniz hem dinleyeceksiniz. Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki eczacılara geçmiş Sağlık Bakanlarının verilmiş sözleri, kadük olmuş kanun tasarıları, defalarca üzerinde durulmasına rağmen yerine getirilmemiş partinizin sözleri var. Mehmet Müezzinoğlu, Recep Akdağ onlara sorulduğunda Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki eczacıların uğradığı mağduriyeti size anlatır ama bu katkıları almak lazım” dedi. Özel, şunları kaydetti:

ANAYASANIN ARKASINDAN DOLAŞMAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

“Bu bir torba kanun. Yeni düzende böyle bir şey olmayacağını en çok siz söylemiştiniz. Torba kanun, farklı bakanlıkların taleplerinin birleştirilmesi demek oysa artık kanun tasarısı diye bir şey yok, bakanlıklarda hazırlanan bir şeyler yok. Dürüstsek, samimiysek, birbirimizin gözünün içine baka baka birbirimizi kandırmaya çalışmıyorsak bu teklifin imza sahibi Sayın Mehmet Muş ve önceki bakanımız tarafından hazırlanmış bir kanun olduğunu kabul etmekteyiz. Bülent Turan ‘Bedelli askerlik kanunu ekimde gelecek, kapsamlı bir çalışma gerektiriyor’ dedikten 17 saat sonra kendini tekzip etti ve açıklamasını da şöyle yaptı: ‘Sağlık Bakanlığımız ile Spor Bakanlığımızın çalışmaları vardı, aciliyet vardı bu konularda.’ Şimdi, güçlü meclis, kuvvetler ayrılığı, bakanlıkların değil milletvekillerinin tekelinde olan yasama, yürütmenin yasamanın işine karışmadığı, telkinde bulunmadığı bir düzen derken, anayasanın arkasından dolaşmayla, muvazaalı bir ilişkiyle karşı karşıyayız… Bunu nasıl kabul eder Plan ve Bütçe Komisyonu? Biz güçlü Meclisin kendi iradesine sahip milletvekillerinin kendi aklıyla ama ihtiyaç duyduğu yerde kamudaki deneyimden, birikimden de yararlanarak ve esas buradaki mutfakta bir şey üretmesini bekleriz ve sizden de kendimizden de vicdana uygun ve millet için yasama yapmanızı bekleriz.

NEDEN KULİS HALA SAĞLIK BAKANINA YAPILIYOR

Parlamentolarda, parlamenter sistemlerde de başkanlık sistemlerinde yasama yapan organlarda da kulis vardır, lobi vardır. Adalet ve Kalkınma Partili eczacı kökenli milletvekili dedi ki ‘Biz Bakanı bizzat aradık, dediler ki. ‘Ya, maliye bu işlere karşı, biraz bütçesi çıkıyormuş. 1 Ekim’den sonra bir daha düşünürüz’ dedi. Sağlık Bakanı demiş. Hani güçlü Meclis, hani sizin iradeniz, hani bizim irademiz, hani komisyonun iradesi? Neden kulis hâlâ Sağlık Bakanı’na yapılıyor? Bir gerçek var, komisyon gündemine hâkim mi, değil mi; bu teklif nerede hazırlanıyor, bu işler aslında bakanlıklarda konuşuluyor, başka yerlerde pişiriliyor, geliyor buraya da şeklen bu işler yapılıyorsa burası böyle birbirimizi avuttuğumuz, birbirimizi kandırdığımız ve maaşları çekip başka şey yaptığımız bir mizansene dönüşecekse bunu yapacak olan da hem sizsiniz hem biziz. Biz “mış gibi” siz “mış gibi” mi yapacaksınız, gerçekten bu Meclise itibar kazandıracak mısınız, güç kazandıracak mısınız, bunu belirtelim. Ben bu eleştiriyi boşu boşuna yapmıyorum, ben bu eleştiriyi parlamenter sisteme, Meclise, Meclisin her bünyesine çok inanan, bu konularda çok ciddi, gerektiğinde kendimizin de bu konuda yaptığı bir hata varsa onu kabullenen ve Anayasa’ya ve İçtüzük’e sadakati en üst derecede hisseden ve anlatmaya çalışan bir grup başkan vekili olarak bunu ifade etmem boynumun borcu. Farklı bakanlıkların hazırladığı bir şeyi bir torbada birleştirip şeklen altına imza atıp sonra da ‘kuvvetler ayrılığı’ derseniz… Ben geçen gün gittim Adalet Bakanı vardı biliyor musunuz Adalet Komisyonu’nda? Oysa siz ‘Bakan Mecliste olmayacak’ dediğiniz hâlde uzun uzun.

KAMUDA ÇALIŞANLARIN YIPRANMA PAYINI ARTIRIN

Meslek örgütlerinden arkadaşların saydığı bütün taleplerle ortaklaştığımızı ifade etmek istiyoruz. Üç yüz altmış güne doksan günlük yani dört yıla bir yıllık durumdan herkesin faydalanması lazım. Verilen söz beş yıla bir yıl diye verilmiş ama milletvekilleri için dört yıla bir yıl. Şimdi, ben serbest eczacılık yaptım. Kamuda eczacılığı askerlik görevim sırasında tattım. Milletvekilliği yapıyorum, grup başkanvekilliği yapıyorum. Bana üç yüz altmış güne doksan gün ve tam veriliyor bu ama kamuda en ağır görevi yapan eczacılara altmış gün verilecek. İkisini de yaşamış birisi olarak eğer yıpranma payı veriliyorsa ya milletvekillerininkini de altmış güne indirin ya kamuda çalışan bütün herkesinkini doksan güne çıkarın ve aynı bizimki gibi üç yüz altmış güne doksan gün diye verilsin.”