Google Play Store
App Store

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, 600 ton asbest içerdiği ileri sürülen Nea Sao Paulo adlı uçak gemisinin İzmir’in Aliağa ilçesinde sökümüne izin verilmesiyle ilgili, “Maalesef AKP’nin atık yönetimindeki paradoksları nedeniyle ülkemiz radyoaktif, asbestli, tehlikeli atık ve kimyasalların tehdidiyle karşı karşıyadır. AKP’nin atık politikası, evde tozu toprağı halının altına süpürmekten farksız” tepkisini gösterdi.

CHP'li Öztunç: AKP’nin atık politikası, tozu toprağı halının altına süpürmekten farksız
Fotoğraf: ANKA

CHP’nin doğa ve çevre haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Nea Sao Paulo adlı uçak gemisinin parçalanmak üzere Türkiye getirilmesine izin verilmesine tepki gösterdi.

"600 ton asbest taşıdığı iddia edilen, nükleer serpinti konusundaki ölçümlere dair elde net veri olmayan ve Hindistan’da yetkililerin ülkelerinde böyle bir söküm işlemine izin vermediği söylenen Nae Sao Paulo adlı uçak gemisinin, Türkiye’de Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne getirilmesine izin verilmiştir" diyen Öztunç, konuyu geçen yıl haziran ayında TBMM gündemine taşıdığını anımsattı.

Öztunç, TBMM’ye verdiği soru önergesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a "Hindistan’ın sökmeyi reddettiği geminin Türkiye’de sökülmesi işlemiyle ilgili Bakanlığınıza izin başvurusu yapılmış mıdır? Yapılmışsa ne yanıt verilmiştir? Sıfır Atık Kampanyası çalışmaları yürüten kurumunuzun, halk ve çevre sağlığı açısından da tehdit içeren tehlikeli atıkların Türkiye’ye getirilmesine yönelik izin vermesi bir çelişki değil midir" diye sorduğunu, ancak genel geçer yanıtlar aldığını belirtti.

"AYNI SORULARI BAKANLIĞA GÖNDERECEĞİZ"

Öztunç, açıklamasında şunları kaydetti:

Aliağa'ya getirilmesi için izin verilen, 600 ton asbest bulunan Brezilya gemisiyle ilgili soru sorularımızı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı genel geçer cevaplarla geçiştirmiş, ‘Bahse konu geminin ülkemize getirilmek istendiğine ilişkin Bakanlığımıza yapılan bir notifikasyon (ön bildirim) yapılmamıştır’ cevabı vermişti. Bir yıllık süreçte atık yönetimine dair nasıl tedbirler alındı? Bir kez daha aynı soruları Bakanlığa göndereceğiz.

Maalesef AKP’nin atık yönetimindeki paradoksları nedeniyle ülkemiz radyoaktif, asbestli, tehlikeli atık ve kimyasalların tehdidiyle karşı karşıyadır. AKP’nin atık politikası, evde tozu toprağı halının altına süpürmekten farksız. Sıfır Atık Kampanyası’nın, Çevre Ajansı’nın çevre politikamıza etkilerini halen anlayabilmiş değiliz.

"AKP İKTİDARI ARTIK GÖREVİNDEN AFFINI İSTEMELİ"

Gaziemir’deki kaynağı belirlenememiş radyoaktif atıkları temizlememek için ayak direyen, her beceriksizliğinde olduğu gibi süreci de CHP’li belediyelere yüklemeye çalışan, Aliağa ve Foça açıklarındaki gemi atıklarının yarattığı deniz kirliliğine karşı aktif mücadelesi olmayan, Marmara Denizi’ndeki müsülajı, Şebinkarahisar ve Erzincan İliç’te siyanürü yüzey temizliği ile temizleyebileceğini sanan, Adana’yı ithal atıkların son durağı yapan AKP iktidarı, artık top yekûn görevden affını istemelidir.

"AKP, HALK VE ÇEVRE SAĞLIĞI TEHDİDİ OLMAYA BAŞLADI"

Aliağa bölgesi, hali hazırdaki sanayi tesislerinden dolayı birçok sağlık sorunun da yaşandığı, kümülatif ve sağlık etki değerlendirmesi raporlarında kirlilik değerleri ve buna bağlı sağlık sorunlarının en üst seviyelerde yaşandığı bir yer. Nükleer denemelerde kullanılmış geminin getirilmesi bir dert, Aliağa’nın mevcut kirlilik yükü ayrı bir dert. Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir denklem. AKP, halk ve çevre sağlığı tehdidi olmaya başlamıştır."

"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, TBMM’de geçiştirdiği sorularımı bu sefer kamuoyu önünde sormak istiyorum" diyerek Öztunç, şu soruları yöneltti:

► Hindistan’ın sökmeyi reddettiği geminin Türkiye’de sökülmesi işlemiyle ilgili Bakanlığınıza izin başvurusu yapılmış mıdır? Yapılmışsa ne yanıt verilmiştir?

► Sıfır Atık Kampanyası çalışmaları yürüten kurumunuzun, halk ve çevre sağlığı açısından da tehdit içeren tehlikeli atıkların Türkiye’ye getirilmesine yönelik izin vermesi bir çelişki değil midir?

► Bahsedilen geminin nükleer serpinti ve asbest konusunda ölçüm ve analizi yapılmış mıdır? Yapılmış ise sonuçları nelerdir?

► Söküme getirilen gemide ne tür tehlikeli maddeler kullanıldığına dair envanter çalışması yapılmış mıdır?

► Söküme getirilen gemiye ait gemi geri dönüşüm planları hazırlanmış mıdır?

► Söküme getirilen geminin tehlikeli atıklarından ve kontamine olan yapılardan arındırılması için hangi çalışmalar yapılmıştır?

► Geminin asbestten arındırıldığına dair herhangi bir bilimsel rapor bulunmakta mıdır?

► Atık gemilerin ithalatı için bir zorunluluk olan, uluslararası geçerliliği olan bir notifikasyon bulunmakta mıdır?

► Gemi Söküm Yönetmeliği gereğince, söz konusu geminin tüm atıklardan arındırıldığına dair belgesi var mıdır?

(ANKA)