CHP'li Sarıbal: Ekonomik krize tutulmamak için erken seçim yaptılar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, "Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, 'Her şey iyi olacak. Döviz düşecek, ülke kalkınacak' diyerek bir algı yönetip, Devlet Bahçeli ile beraber erken seçim kararı aldı. Bunun temel nedeni, ekonomik krize tutulmadan, seçimi bir an önce yapıp çıkmaktı" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, ziyaretlerde bulunmak üzere Yozgat'a geldi. CHP İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Sarıbal, burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sarıbal, "CHP olarak bizim görevimiz, hiç suçu olmayan, bu krizden en fazla etkilenen köylünün, memurun, esnafın, öğrencinin, öğretmenin yanında olmak, onlarla bu sorunu paylaşmak, onların bu sorun karşısında ezilmelerine engel olmak. Bütün bu gerçeklik içerisinde bu sorunun çözümünün ancak CHP ve onun kadrolarının ile onun devlete olan bağlılığını çözebileceğine inanıyoruz" dedi.

Yozgat'ta bir dizi ziyaretlerde bulunacaklarını belirten Sarıbal, "Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ile görüşeceğiz. Bu krizin kendilerini nasıl etkilediğini soracağız. Bu krizden çıkışta önerilerinin ne olacağını soracağız. Elbette biz de kendimize dair bu krizden nasıl çıkacağımızı tek tek anlatacağız. CHP'nin, bu krizden çıkışıyla ilgili 13 temel önerisi var. Ayrıca Tayyip Erdoğan'a da bir 9 soruluk temel programımız ve planımız var bunları gittiğimiz yerde anlatacağız. Derdimiz açık, krizden kurtulmamız lazım. Hepimiz yoksullaştık. 'Benim haberim yok, ben bilmiyorum' demeyeceğiz. Hepimiz bu krizden etkilendik, bu krizden yine çıkmak kendimizle mümkün. Bir başka yerden bir başka kurtarıcı bekleyemeyiz. 'Borç alan emir alır' demişlerdi. Şimdi soruyu biz soruyoruz. Borcu aldınız emri de mi oradan aldınız" diye konuştu.

'BU KRİZİ YOKSUL İNSANLAR ÇIKARMADI'

Yaşanan ekonomik krizi çıkaranın, siyasal iktidarın bizzat kendisi olduğunu belirten Orhan Sarıbal, şöyle konuştu:

"İnşaata sürekli para aktarıyorsunuz. Ama ne yazık ki geri dönüşüm yok. Üretmiyorsunuz. Geldiğimiz noktada para bulamayacağız, borç ödeyemeyecek noktaya gelmiş durumdayız. Ama sorun şu; bu krizi küçük çiftçi çıkarmadı. Bu krizi memur çıkarmadı. Bu krizi öğretmen çıkarmadı. Bu krizi sendikalı işçi çıkarmadı. Bu krizi yoksul insanlar çıkarmadı. Bu krizi çıkaran, siyasal iktidarın bizzat kendisidir. Şu anda yapmak istedikleri, bu krizi halkın sırtına yüklemek. Bizim de sorumluluğumuz burada başlıyor. Bu kriz kendini göstere göstere gelmiştir. AKP’nin 16 yıllık uyguladığı yanlış politikalardır. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, '24 Haziran'dan sonra bu ülkede hiçbir sorun kalmayacak her şey iyi olacak. Döviz düşecek, ülke kalkınacak' diyerek bir algı yönetip seçimin erkene alınmasını sağladı. Devlet Bahçeli ile beraber bir erken seçim kararı aldı. Bu seçimin temel nedeni, bugün yaşadığımız ekonomik krize tutulmadan, 16 yıldır sürdürdükleri yalan ve algı üzerinden seçimi biran önce yapıp çıkmaktı. Başkanlık sistemi gündeme geldiğinden itibaren Devlet Bahçeli’nin de buna destek olduğu, tek adam keyfi rejiminin getirdiği sonuçtur. Bu kriz sadece inşaata para ayırıp, üretime kaygı koymayan ekonomik politikaların egemen olduğu AKP’nin yarattığı bir krizdir. Bu kriz dolar lobicilerinin ve onların ortağı olan iktidarın yarattığı bir krizdir. O yüzden biz diyoruz ki bu krizi kim yarattıysa bedelini de o ödemelidir. Bu krizin bedelini dolar baronları, siyasal iktidar, onun yandaşları ve rantiyeciler ödemeli. Ama onlar bu krizi diğer halk sınıflarına, halk kitlelerine ödetmek istiyorlar. Biz şunu biliyoruz. AKP bu sorunu çözemez. Aynı yöntemleri uygulayarak başka bir sonuç elde etmek mümkün değildir."

(DHA)