Mayıs Emek ve Dayanışma günü nedeniyle bir açıklama yapan CHP’li Sezgin Tanrıkulu, 2018,20219 ve 2020 yılında meydana gelen iş cinayetlerini hatırlattı. Tanrıkulu, “Adeta kölelik koşullarında çalışan, buna rağmen asgari yaşam standartlarına bile sahip olamayan milyonlarca işçi açısından bıçak kemiğe dayanmıştır” dedi.

CHP’li Tanrıkulu iş cinayetlerini hatırlattı: Bıçak kemiğe dayandı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Av.Dr. Sezgin Tanrıkulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

İşçi sınıfının AKP iktşdarı döneminde sürekli mağdur edildiğini ve taleplerinin görmezden gelindiğini kaydeden Tanrıkulu, 2018 yılında 1797, 2019 yılında 1736 ve 2020 yılında 2427 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini söyledi.

Tanrıkulu, 10 Mart 2021 tarihi itibariyle de salgının birinci yılında ise Covid-19 nedeniyle en az 861 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Yaşanan toplam iş kaybı ve işsizliğin 12 milyon 115 bini bulduğunu aktaran Tanrıkulu, şunları söyledi:

“Türkiye hızla yoksullaşırken sırça köşklerinden, saraylarından, tekerleği bile yüzlerce işçinin aylık gelirine denk düşen makam arabalarından, lüks uçaklarından feragat etmeyen iktidar mensupları, bu utanç verici koşulları işçilerin sırtından sağlamaktadır.”

Tanrıkulu’nun açıklamasının tamamı şöyle:

“Türkiye işçi sınıfı AKP hükümetleri döneminde sürekli mağdur edilmiş, haklı talepleri görmezden gelinmiştir!

‘İŞ CİNAYETLERİ’

Hamasi nutuklar ile 2023 yılı hedeflerinden söz edilirken, 2018 yılında 1.797, 2019 yılında 1.736 ve 2020 yılında 2.427 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. 10 Mart 2021 tarihi itibariyle salgının birinci yılında (11 Mart 2020-10 Mart 2021) ise Covid-19 nedeniyle en az 861 işçi (71 kadın, 790 erkek) hayatını kaybetmiştir.

Covid-19 etkisiyle yaşanan toplam iş kaybı ve işsizlik 12 milyon 115 bin! Türkiye’de her 3 kişiden biri işsiz!

Meslek hastalıklarından ölen işçilerle ilgili verilerin kamuoyundan saklandığı gibi, ayrıca Pandemi süresince canla başla çalışan ve hayatını da kaybeden sağlık emekçilerinin hakları verilmemiştir. Sağlık çalışanları için koronavirüsün illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak kabul edilmesi taleplerine ise dönemin Bakanının "Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim" ifadesi ile bu iktidarın işçilere ve emekçilere bakış açısı çok net ortaya konmuştur.

‘İŞÇİLER KÖLELİK KOŞULLARINDA ÇALIŞIYOR’

Adeta kölelik koşullarında çalışan, buna rağmen asgari yaşam standartlarına bile sahip olamayan milyonlarca işçi açısından bıçak kemiğe dayanmıştır. Bir taraftan Pandemi bir taraftan ise derinleşen ekonomik kriz akabinde, başta kıdem tazminatı hakkı olmak üzere işçilerin en temel haklarına dahi göz dikmiş olan iktidar, milyonlarca emekçiye kuru ekmeği reva görmekte ve işçiler lehine hiçbir düzenlemeye yönelmemektedir.

Türkiye hızla yoksullaşırken sırça köşklerinden, saraylarından, tekerleği bile yüzlerce işçinin aylık gelirine denk düşen makam arabalarından, lüks uçaklarından feragat etmeyen iktidar mensupları, bu utanç verici koşulları işçilerin sırtından sağlamaktadır.

İşçilerin sendikal haklarını bile yandaş sendikalar üzerinden görünmez kılmaya çalışan AKP, yolun sonuna gelmiştir. 12 Eylül Darbesinin ardından dönemin TİSK başkanı Halit Narin “bugüne kadar işçiler güldü, artık sıra bizde” demişti.

Taksim’de 1977 katliamında yaşamını yitirenler ile çalışırken yaşamını yitiren emekçilerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum ve rahmet diliyorum! Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen tüm işçilerin ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum!”