Kadıköy'deki Surp Takavor Kilisesi'nin giriş kapısının üzerindeki duvara çıkarak dans edenlere müdahale edilmediğini belirten CHP'li Sezgin Tanrıkulu, "Buna müsaade eden güvenlik güçlerine de soruşturma açılmalıdır" dedi.

CHP'li Tanrıkulu: Kilisenin duvarına çıkıp vandallık yapanlara müdahale edilmedi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kadıköy'deki Surp Takavor Kilisesi'nin giriş kapısının üzerindeki duvara çıkarak dans edenlere müdahale edilmediğini söyledi.

Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, "24 saat güvenlik gücünün olduğu Kadıköy sokaklarında nedense dün Kadıköy Surp Takavor Klisesi'nin duvarına çıkıp vandallık yapanlara anda müdahale edilmedi" ifadelerini kullandı.

"Neyse ki gözaltına alınmışlar" diyen Tanrıkulu, "Ancak buna müsaade eden güvenlik güçlerine de soruşturma açılmalıdır" diye konuştu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Diyarbakır Cezaevi'ni kültür merkezine dönüştüreceğiz" dediğini aktaran Tanrıkulu, "İyi de kardeşim, bakın çözüm süreci boyunca, yani 2013'ten 2015'e kadar Kürt meselesinin çözümüne yardımcı olacak, bakın çözecek demiyorum, çözümüne yardımcı olacak onlarca öneri verdik Parlamentoda, yasa önerisi verdik. Ya şunlardan adım atın hiç olmazsa, bu sürecin işleyeceği konusunda insanlarda moral olsun" dedi.

Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Bunlardan iki tanesi bence çok önemliydi: Birincisi Diyarbakır Cezaevi'nin müzeye dönüştürülmesi. Yani idari bir kararla değil, bir yasayla dönüştürülmesi. Parlamentonun bir bütün olarak o dönemde olanlardan özür dilemesi, yani bütün toplum adına özür dilemesi, bir daha böyle olaylar yaşanmayacak denmesi... Bir idari kararla ya da bir siyasetçinin bir genelgesi ile olmaz dedik ve yasa önerisi verdik 2013 tarihinde. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oyları ile reddedildi."

"Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı bizim 2013'te yasa ile yapılmasını önerdiğimiz bir şeyi, aradan geçmiş 8 yıl, birçok talep oluşmuş, efendim bunu yapacağız diyor" diyen Tanrıkulu, şunları ifade etti:

"Bunlara herkesin karnı tok, yani bunlarla yeni bir süreç başlamaz. Bu siyasal ortamda, bir taraftan Kürt siyasetçileri hapsedeceksiniz, bir taraftan siyasi partilere karşı kapatma davası açacaksınız, diğer taraftan kayyum atayacaksınız, bütün belediyelerine siyasetini yok sayacaksınız, ondan sonra geleceksiniz Diyarbakır'da meydanda oy isteyeceksiniz veya işte 'efendim ben eski Erdoğan'ım' diyeceksiniz. Bunların bir karşılığı yok, karşılığı olmadığını da Diyarbakır halkı aslında göstermiş oldu."