2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin 4’üncü maddesi üzerine söz alarak AKP iktidarının 2018 yılından bu yana vatandaşın sofrasından 182 ekmeğini eksilttiğini dile getiren TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, “ Vatandaşın tenceresinde et yerine dert, aş yerine taş pişiyor.” ifadelerini kullanarak iktidara yüklendi.

CHP'li Tutdere: Vatandaşın tenceresinde artık et yerine dert, aş yerine taş pişiyor

CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere TBMM Genel Kurulu’nda, “Türkiye'nin başına bir sistem getirdiniz; bu, Başkanlık sistemi. 2018'de getirdiniz, sadece ekmek açısından bir değerlendirme yapacağım, ekmek 2018'de 1,25 TL iken 2022'de 5 TL olmuş. Saray hükûmeti rejiminiz vatandaşın 182 ekmeğini yemiş, yutmuş. Hani siz milletin ekmeğini büyütmek için bu sistemi getirmiştiniz, ne oldu? Yumurtadan, sütten, yoğurttan, bulgurdan vatandaş zararlı çıkmış, vatandaş hak kaybına uğramış. Anadolu'da vatandaşın tenceresinde artık et yerine dert, aş yerine taş pişiyor. Bu bütçeden bu insanlara pay verilmesi lazım, bu insanların hakkının, hukukunun korunması lazım” dedi.

TBMM Genel Kurulunda bugün 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin maddeleri üzerine görüşmelerinin tamamlanmasının ardından, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi maddeleri üzerine görüşmeler başladı. 4’üncü madde üzerine söz alan CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere şunları söyledi:

"Bu bütçe entübe bir bütçedir, bu bütçe göz boyama bütçesidir, bu bütçe gözü milletin cüzdanında ve cebinde olan bir bütçedir"

“Bu bütçeyle ilgili peşin olarak şunu söyleyeyim: Enerjisini kaybetmiş, heyecanını yitirmiş yorgun kadroların yapmış olduğu bu bütçenin Türkiye gerçeklerini ve Türkiye'deki sorunları çözecek kapasitesi yoktur. Bu bütçede mazlumdan yana, yoksuldan yana, kadınlardan ve gençlerden yana bir ruh yoktur. Bu bütçenin Türkiye'deki gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracak ne takati vardır ne de dermanı vardır.

Bu bütçe entübe bir bütçedir, bu bütçe göz boyama bütçesidir, bu bütçe gözü milletin cüzdanında ve cebinde olan bir bütçedir. Şimdi, siz bu bütçeyle tercihinizi faizden, zenginden ve yandaştan yana kullandığınızı, açıkça niyetinizi ortaya koymuşsunuz. Bu bütçede vatandaşa bol miktarda vergi öngörüyorsunuz. Bakınız, 2023 yılında Türkiye'deki yurdum insanı bir dakikada tam 6 milyon 83 bin 162 lira, bir saatte 364 milyon 989 bin 733 lira vergi ödeyecek. Peki, bu vergiler nereye gidecek? Vatandaş vergiyi ödeyecek ancak bu vergiler, bu paralar kime gidecek? Yandaşa gidecek, KÖİ şirketlerine gidecek.

"İktidar milletvekilleri olarak siz burada, bu anayasal görevinizi eksik yapmışsınız"

Demokratik bir ülkede bütçe görüşmeleri özellikle yürütmenin millete hesap verdiği, Meclisin de yasamanın da millet adına hesap sorduğu görüşmelerdir. Normalde yasamanın yani bütün buradaki siyasi parti gruplarının yürütmeden milletin bütçe hakkı adına hesap sorması, paraların nereye harcandığının takibini yapması gerekiyor. Ancak, bizim yapmış olduğumuz bu çalışmalar boyunca, biz özellikle Parlamentonun bu tarafında, iktidar kanadında böyle bir anlayış görmedik.

Bu Anayasa'da diyor ki: ‘Milletvekilleri, seçildikleri bölgenin veya kendisini seçenlerin değil, bütün milletin temsilcileridir.’ Yine, ne var? ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi, yazılı soru yoluyla denetleme yetkisini kullanır’ diyor. Peki, iktidara baktığımızda, Meclisin istatistiklerine baktığımızda nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz? Özellikle Ak Parti'nin, iktidar vekillerinin bu görevini yapmadığını görüyoruz. 27'nci Dönemde 286 milletvekili bulunan iktidar partisi sadece Meclis Başkanlığına 15 tane soru önergesi vermiş, 18 araştırma önergesi vermiş yani dört buçuk yılda, 19 milletvekili, oturmuş ancak 1 soru önergesi hazırlayabilmiş. İktidar milletvekilleri olarak siz burada, bu anayasal görevinizi eksik yapmışsınız.

Hesap soracağınıza hesap soran milletvekillerine saldırdınız, bakanları alkışladınız, onlara bu kürsüden teşekkür üstüne teşekkürler yağdırdınız, methiyeler düzdünüz. Oysaki bu milletvekilleri, bu bakanlar ne yaptı biliyor musunuz? Birkaç başlığı hatırlatayım. Bakınız, bu milletin 128 milyar dolarını buharlaştıran, 100 milyar dolarını arka kapıdan satanlar bunlar değil miydi? Türkiye'yi enflasyonda dünya şampiyonu yapanlar bunlar değil miydi? Çocuklarımızı aç bırakan, gençlerimizi işsiz bırakanlar bunlar değil miydi? KPSS sorularını çaldırarak gençlerimizin hayallerini çaldıranlar bunlar değil miydi? Ülkemizi siyasal haklar ve özgürlükler bakımından 41 OECD ülkesi arasında son sıraya düşüren bunlar değil miydi? Türk lirasını döviz karşısında kar gibi eritenler bunlar değil miydi? Bu ülkenin ormanları yanarken seyirci kalanlar bunlar değil miydi? Bu memlekette a'dan z'ye her şeye zam yapanlar bunlar değil miydi?

"Türkiye'nin çocukları yoksul"

Sayın Canikli, geldi, buradan arabalardan, evlerden, altınlardan bahsetti. Neymiş? Vatandaş 241 ton altın almış. Ya, vicdanınız kurusun, millet evine ekmek götüremiyor. Anadolu'da, Türkiye'de gençler altın pahalı olduğu için artık neye mecbur kalmışlar biliyor musunuz? Gram altına, gram altına. Siz memleketin çocuklarını gram altına, imitasyona, sahte altına mecbur bırakan bir iktidarsınız. İnsanlar nereden almış 241 ton altını? Kim almış? Yandaşlarınız almış.

Türkiye'nin çocukları yoksul. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre Türkiye'de 5 yaş altı çocukların yüzde 1,7'si akut yetersiz beslenme durumuyla karşı karşıya. Çocuklarımızın yüzde 6'sı kronik yetersiz besleniyor. Bakınız, bu ülkede 3 çocuktan 1'i yoksul. Bu ülkenin 2020 yılı itibarıyla 7 milyon 378 bin çocuğu yoksul, yoksul, aç. Bu ülkede çocuklar aç. 14 milyon vatandaşımız, insanımız yetersiz besleniyor ve açlık sınırında yaşıyor. Siz bu çocuklara bu bütçeden pay verecek misiniz, bu çocukların hakkını verecek misiniz? Millet işsizlikten, yoksulluktan kırılıyor ama siz burada lüksten, şatafattan kesinlikle geri adım atmıyorsunuz.

Türkiye'nin başına bir sistem getirdiniz; bu, Başkanlık sistemi. 2018'de getirdiniz, sadece ekmek açısından bir değerlendirme yapacağım, ekmek 2018'de 1,25 TL iken 2022'de 5 TL olmuş. Saray hükûmeti rejiminiz vatandaşın 182 ekmeğini yemiş, yutmuş. Hani siz milletin ekmeğini büyütmek için bu sistemi getirmiştiniz, ne oldu? Yumurtadan, sütten, yoğurttan, bulgurdan vatandaş zararlı çıkmış, vatandaş hak kaybına uğramış. Anadolu'da vatandaşın tenceresinde artık et yerine dert, aş yerine taş pişiyor. Bu bütçeden bu insanlara pay verilmesi lazım, bu insanların hakkının, hukukunun korunması lazım.”