CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yeni yılda Meclis'e getirilmesi beklenen kanun taslak çalışmasının kamuoyuna yansıyan içeriğinin tarımda çözümü ceza ve tehditle arandığını, böyle bir düzenleme ile sorunların çözümlenemeyeceğini belirtti. Gürer, “Çiftçiye sopa göstererek üretimde tutamazsınız” uyarısında bulundu.

CHP'li vekil Gürer: Çiftçiye sopa göstererek üretimde tutamazsınız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve önümüzdeki günlerde Meclis’e getirileceği kamuoyuna yansıyan kanun taslağı üzerinden önemli uyarılarda bulundu.

Taslakta yer alan maddelerden bahseden Gürer, "Taslakta çiftçiyi, besiciyi, süt inekçiliği yapanı görmek yerine belli kurallar getiriliyor; cezai müeyyideler konulacağı anlaşılıyor. Ekim yasakları ve bölgesel müdahaleler olduğu belirtiliyor. Bu şekilde, çiftçiye sopa göstererek üretimde tutamazsınız" diye konuştu.

Tarımla ilgili bir taslak hazırlanacaksa, çiftçi kuruluşları, ziraat odaları, ziraat mühendisleri odaları ve diğer çiftçi temsilcilerinden de görüş alınması gerektiğine değinen CHP'li Gürer, "Çiftçiyi üretimde tutmak için cezai müeyyideler uygulamak yerine, Onun üretimden kaçmasına neden olan sorunların bulunup çözüme kavuşturulması, onu yeniden üretime yöneltmek için ikna edilmesi gerekir" şeklinde konuştu.

ÜRETİMDEN MEN CEZASI!

Meclis’e getirilmesi planlanan kanun taslağından izin almadan ekim yapılamayacağı gibi bir maddenin de yer aldığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, aksi taktirde üretimden men ve idari ceza uygulanacağını aktardı.

Gürer, "Çiftçi zaten zor durumda, sayısı da sürekli düşüyor. Bu hangi akıl ki üreticiye men cezası verilecek? Tohumu toprakla buluşturacak şekilde çiftçiyi tarlasını eker kılmak yerine, ona üretimden men cezası vermek nasıl bir akıl? Kırsal zaten boşaldı, yapılması gereken çiftçilik yapanı gerekli desteği sağlamaktır. Hatta genç ve kadın çiftçileri kırsala, tarıma dönüşünü özendirmek için SGK primini de karşılayıp teşvik edici destekler üreterek daha çok üreticinin üretime yönelmesinin yolunu açmaktır" dedi.

"BAKANLIK KENDİ YÜKÜNÜ KALDIRAMIYOR"

Kamuoyuna yansıyan kanun tasarısında sözleşmeli üretim ile ilgili düzenlemelerin yanısıra tarımsal desteklemeler için de çiftçi kayıt sistemi değil de bakanlık kayıt sistemine geçileceği yönünde düzenleme de yer aldığına belirten Gürer, "Çiftçi Kayıt Sistemi, ziraat odalarının elinden alınarak, bakanlığa aktarılacak. Bakanlık zaten mevcut kapasitesiyle kendi yükünü kaldıramıyor. Ne tarımda ne ormanda ne de gıdada Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kadrosu yeterli değil. Çoğu köye veteriner dahi gönderemiyor, ziraat mühendisi bile gönderemiyor. Hal böyle iken bir de çiftçi kayıt sisteminin merkezileştirilmesine neden ihtiyaç duyuldu?” diye sordu.

"2 YIL EKİM YAPMAYANIN ARAZİSİNE EL Mİ KONULACAK?"

Üst üste 2 yıl ekilmeyen araziler için önce arazinin bulunduğu yerlerdeki sivil toplum kuruluşları ya da odalara, ardından aynı yöreden ikamet edenlere ekim hakkı verileceği yönünde bir maddenin de bulunduğuna dikkat çeken Gürer, “Siz ekmezseniz tarlanızı başkasına ektiririz deniliyor, bireyin kendisine ait arazisi nasıl elinden alınacak? Ekmeyen kişiyi neden ekmediğini tespit edip desteklemek varken, ceza vermek de nereden çıktı?” ifadelerini kullandı.

Kanun taslağında, 12 ay üretim yapmayan çiftçiye 5 yıl süreyle destekleme verilmeyeceği şeklinde bir maddenin de söyleyen Gürer, "Bu neyin cezası, aşır vergisi yeniden mi geliyor? Yaptırım ve müeyyidelerle yeniden üretim yapmaya kalmak ne neyin nesi? Desteklemeleri zamanında verin, bir yıl önceden taban fiyatı açıklayın sen ekmezsen arazine el konulur demekle tarım politikası olmaz, bunlardan vazgeçin" şeklinde konuştu.

"MİLLİ GELİRİN YÜZDE 1’İ OLAN 186 MİLYAR LİRA ÇİFTÇİYE VERİLMELİ"

Mevcut Tarım Kanunu’na göre, Milli Gelir'in yüzde 1’inin çiftçiye verilmesi gerektiğini aktaran Gürer, “2023 yılının bütçesinden 54 milyar lira çiftçi desteklemesi için ayrıldı. Ancak milli gelirin yüzde olan 186 milyar lira ayırılması gerekiyordu. Ceza yerine önce desteklemeleri tam olarak çiftçiye verin” dedi.

Gürer, CHP’nin programlarında, bir yıl önceden hangi bölgede, hangi üründen verim alınacaksa o ürünü belirlemek, çiftçinin bu ürünü ekmesini sağlamak, taban fiyatı bir yıl önceden açıklamak, o ürünü o bölgede verimli biçimde yetişmesinin yolunu açmak, çiftçiye gerekli desteği vermek gibi maddelerin olduğuna da vurgu yaptı. Gürer, çiftçiye ceza vermeyi düşünmek yerine, üreticinin üreteceği ürünle ilgili destek sağlanması, bilgi ve bilimsellikle buluşturulması, taban fiyatın açıklanması, desteklerin doğru zamanda verilmesi, mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması, çiftçilerin kredileriyle oluşan faizlerin silinip kadın ve genç çiftçiler izin sosyal güvenlik primlerinin kırsala taşınması halinde devlet tarafından karşılanması gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini de belirtti.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ‘sen ekmezsen arazine el koyarız’, ‘Cezai müeyyide uygularız’ gibi uygulamaların da doğru bir mantık olmadığına dikkat çekerek, taslaktaki cezai müeyyidelerin kanun teklifi olarak getirilmesi yerine çiftçiye destekleyecek düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

"TARIM DOĞRU PLANLANMALIYDI"

“İthalata dayalı bu politikadan vazgeçilmesi gerekiyor. Bir yıl yeterli, bir yıl yetersiz, verime göre değişkenlik gösteren üretim sürdürülüyor. Kuraklığın etkisi, küresel ısınmanın etkisi, dünyadaki gelişmelerin etkisi gıdada önemli riskler yaratıyor. Bunların doğru planlanması gerekiyor. Bu anlamda hayvancılıkta da ciddi bir kriz yaşanıyor. 1 milyona yakın inek kesime gitti" diyen Gürer şöyle devam etti:

"Bunun yansıması süt ve sütten mamul ürünlerde somut olarak görülüyor. Yem ve gübre gibi önemli iki kalemde çiftçinin ve besicinin yurtdışına bağımlı olmamız, 12 milyon tona yakın her yıl yem ithal etmemiz, gübredeyse neredeyse tamamen yurtdışından ithal ürün getirmemiz fiyatların artmasında ve katlamasında önemli oluyor. Tarımsal girdi fiyatları bir yılda yüzde 136 artmış. Ama gübrede Bakanlığın bana verdiği yanıta göre bir yıldaki artış yüzde 342. Destekler tarlalara değil, tarlada üretim yapan çiftçilere değil, tarlanın sahibine veriliyor. Eğer bir adam gidip de bir çiftçi olarak tarlayı ekmiyorsa; destek ona değil, kim ekiyorsa ona verilmeli. 20 yıldır bu da düzenlenmedi. Bu şekilde bu sorun da devam ediyor."