CHP nereye?
Bu yazı dizisiyle yanıtı aranan soruları CHP’lilere yönelttik
HAZIRLAYANLAR: SEBAHAT KARAKOYUN - YAŞAR AYDIN
***
BAŞLARKEN
CHP, yeni bir olağanüstü kurultaya hazırlanıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından başlayan tartışmalara, tüzükteki yetkisini kullanarak yaptığı olağanüstü kurultay kararıyla yanıt verdi. CHP’nin 5-6 Eylül’de yapılacak 18. olağanüstü kurultayı, partide bir süreden beri devam eden tartışmaları sona erdirecek mi? CHP’de örgüt yapısından yönetimine, politikalarına bir değişikliğe gidilmeli mi? Genel seçimlere giderken CHP’nin rotası sağa açılarak merkeze yerleşmek mi sola bütünleşmek mi olmalı? Baskıcı AKP iktidarına, yolsuzluklara, uçuruma dönüşen gelir dağılımı adaletsizliğine rağmen CHP neden yoksul halk kitleleriyle istediği buluşmayı gerçekleştiremiyor? Bu yazı dizisiyle yanıtı aranan bu ve benzeri soruları CHP’lilere yönelttik.
***
Muharrem İnce: Umudu tazelemek için lider değişikliği gerekiyor
Son dönemde partide “solculardan adam olmaz, solcular seçim kazanamaz, mutlaka bir sağcı bulmalıyız” havası esmeye başladı. Bu, partinin evlatlarına hakaret. Doğru olan sağdan transferlerle sağın oyunu almaya çalışmak yerine, parti içinden sağa da sıcak gelebilecek isimleri bulup çıkarmaktır. Sağda yetişmiş, sağ kültürü benimsemiş insanlardan bir keramet beklemek, hapislerde yatmış, bu parti örgütünün tozunu yutmuş, bedel ödemiş insanları kenarda tutmak hiç doğru bir yaklaşım değil. 40 yıl önce bu ülkede sol söylem kabul görüyordu. Şimdi tersini söylemek sola hakarettir aslında. Yoksulluğun arttığı, gelir dağılımın adaletsiz olduğu, dış politikada bunca sorunun yaşandığı bir Türkiye’de solun kabul görmemesi mümkün olmamalı. “Kendimiz” olarak, doğruları söyleyerek, samimi olarak, katılımcı bir anlayışı benimseyerek başarıyı elde edebiliriz. Her seçimden sonra “seçmenin dörtte üçü sağcı” diye, savunmaya geçmek züğürt tesellisidir. Ecevit bu ülkede yüzde 42 oy aldı. “Makarna, kömür için oy veriyorlar” demek bu millete hakarettir.
KÖŞK ERDOĞAN’A HEDİYE EDİLDİ
İzlenen politika sonucu cumhurbaşkanlığı Erdoğan’a hediye edildi. Partideki yönetim anlayışı o partinin ülkeyi nasıl yöneteceğinin de göstergesidir. Erdoğan’a “diktatör” deyip partide hiç kimsenin haberi olmadan aday belirleyeceksiniz... Bunu yaptığınızda inandırıcı olamazsınız. İnandırıcı olamayınca iktidar olamazsınız. Atacağımız adımlarla liberallerin, sosyalistlerin, demokrasiye inanmış muhafazakarların umudu olabiliriz.
YENİ CHP DEĞİL YENİDEN CHP
“Yeni CHP” sözünün altı doldurulamadı. Bence “Yeniden CHP” olmalı. 70’li yıllarda nasıl umuttu CHP, yeniden umut olmalı. Partinin tüzüğünü ileriye götürmek, çağdaşlaştırmak gerekli. Ancak bugün CHP’de mevcut yönetim, tüzüğü daha da geriye götürmek, oligarşik bir yapı oluşturmak istiyor. Burada ayrışıyoruz zaten. Şu anda geçerli olan tüzüğe bile razı olmuyor, daha diktatoryal olmasını istiyor.
FARKLI SESLER ZENGİNLİK
CHP’de farklı seslerin olması bir handikap değil, zenginlik. Bir orkestrada pek çok enstrüman bir arada aralarında uyum sağlanabilirse ortaya eser çıkar. Kurullarda yeterli tartışma yapılmalıdır. Kamuoyu önünde tartışmak yerine parti içinde tartışıp karara bağlanmalı, karar kamuoyuna açıklanmalıdır.Kılıçdaroğlu iyi bir insan fakat kendisine toplumun başlangıçta verdiği şansı, iktidar olma anahtarını kötü kullandı, bunu beceremedi. Ortak aklı egemen kılmadı, bizleri dinlemedi. Dinlediği birkaç kişi var onlar da kendisini yanlış yönlendirdiler. Bugün CHP’lilerin bir umudu, inancı yok. İnancı tazelemek için lider değişikliği gerekmektedir. Bu tek başına yeterli değil tabii yönetim anlayışı, politikalar da değişmeli.
EL YORDAMIYLA GİDİYOR
Eğer partide başarısızlıklar sorgulanmazsa o zaman yeni başarısızlıklar gelir. Erdoğan yüzde 52 oy almış, oy oranının “neden 58 olamadığını” sorgulayacak, siz 14 partinin biraraya gelmesine rağmen neden yüzde 38’de kalındığını tartışmayacaksınız, tartışmak isteyenlere de “AKP’deki tartışmayı gölgeleyeceksiniz” diye tepki göstereceksiniz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu düşüncedeki yapıdan iktidar çıkmaz. Sorgulayarak hatamızı bulabiliriz ancak. Parti yönetimimizde el yordamıyla gidiyor herşey. Toplumun nabzını tutmak, tutarlı olmak lazım. Sabah-akşam “Başçalan” mı diyeceğiz proje mi anlatacağız. Kürtlerle aramızda sorun var. Bölge insanı partimize soğuk, oy vermiyor. Oy için değil, ülkenin sorununu çözmek için samimi davranmalıyız. Cumhurbaşkanlığı sürecinde Demirtaş’ın açıklamaları pek çok solcunun, sosyalistin yüreğinde yer edindi. Çıkışlarının barışa katkısı olmuştur, kendisini kutluyorum. Demirtaş’ın benim köyümdeki köylüyü gülümsettiğini gördüm. Şimdi sıra bizde. CHP Genel Başkanı da Hakkari’deki Kürt delikanlısını, genç kızını gülümsetmeli.
BAŞBAKAN OLMAK İSTİYORUM
Ben kurultay kazanmak istemiyorum, başbakan olmak istiyorum. Amacım sadece kurultayın galibi olmak değil. Seçim gecesi ışıkları erkenden kapanan bir genel merkez değil, meşalelerle bayram yerine dönen bir CHP olsun istiyorum. Bunun için uğraşıyorum. Kurultayı kazanmak değil seçmeni kazanmak, 2015’te yapılacak seçimi kazanmak önemli.
***
Rıza Türmen: CHP’de değişimi isteyen güçlü bir damar var
CHP’de 4-5 yıldır yenilenme anlamında önemli yol kat edildi. Yola nereden başlandığına bakarsanız gelinen noktanın ne kadar önemli olduğunu görürsünüz. Değişim yavaş oldu diyebilirsiniz. Ama bu da tarz meselesi.
DEĞİŞİM YAKALANMALI
Dünya, Türkiye hızla değişiyor. Bu değişimi yakalayamıyorsanız yok olursunuz. CHP için değişim daha da önemli. Türkiye’nin en eski partisi. Eski kalmamak için daha çok değişmesi lazım. CHP bunu 1946, 1960’ların ortası, 70’lerde yaptı. Şimdi de yeni bir değişim hamlesine ihtiyaç var. Hukuk, iletişim, gündelik yaşam o kadar hızla değişti ki. Egemenlik anlayışı bile değişti. 1923 yıllarındaki egemenlik anlayışı ile şimdiki anlayışı değil. Uluslararası normlara uymak için egemenlik anlayışınızdan feragat ediyorsunuz. Tek tipçi ulus devlet anlayışından, farklılıkları kabul eden başka bir ulus devlet anlayışına geçiyorsunuz. CHP’nin söyledikleri o zaman için doğruydu. Devletin kurucu partisiniz ama aynı zamanda sosyal demokrat bir partisiniz. Sosyal demokrat partiler statükonun değişimini savunur. Cumhuriyetin temel ilkeleri tabii ki yerinde duracak. Onun üzerinde yeniyi kurmalısınız. Biz Cumhuriyeti kurduk ama yeni cumhuriyet fikrini geliştiremedik.
CHP’in söylediği önemli şeylerin hayata geçmesi için politik bütünlük önemli. Türkiye demokratikleşmeden Kürt meselesi çözülemez. Türkiye diktatörleşirken Kürtlere özgürlük gelmez. Onun için AKP’den Kürtlere özgürlük çıkmaz. Ama bilinmelidir ki Kürt meselesi çözülmeden de demokrasi olmaz. Tüm baskıcı kanunların arkasında Kürt meselesini görürsünüz. Kimsenin dışlanmadığı bir yurttaşlık tanımını oluşturmanız gerekiyor. Otoriter bir laiklikten uzaklaşıp demokratik bir laiklik anlayışına ulaşılmalı.
Size özgü olan şeylerle uluslararası sosyal demokrasinin doğru karışımını yapmak zorundasınız. Kabul edelim ki Türkiye, İspanya ve İngiltere değil. Sosyal demokrasinin birtakım ortak noktaları var. Serbest piyasayı reddetmez. Ama serbest piyasanın topluma şekil vermesine izin vermez. Birey önemlidir. Sadece sınıf çatışması yoktur. Ama sınıf çatışması hala var. İşte Soma’da yaşadıklarımız. Sosyal demokrasinin liberallerden farkı bireyi toplumdan atomize etmez.
AKP ile mücadele, iktidar mücadelesi değil düzen mücadelesidir. AKP’nin ‘’Yeni Türkiye’’si yaşamak istediğimiz Türkiye değil. Bir diktatör tarafından yönetilen, otoriter, küflenmiş bir demokrasi anlayışına dayanan, çoğunlukçu, vahşi bir neo-liberal anlayışa dayanan, özgürlüklerin sınırlandığı bir Türkiye. Biz bu düzene karşı başka bir düzen getirmek istiyoruz… Nasıl bir Türkiye istiyoruz ? Uluslararası standardı yakalayan, özgürlükleri isteyen, farklılıklara yer veren, katılımcı, çoğulcu, hukukun hakim olduğu bir düzen... Kendi ‘’yeni’’nizi söylemek zorundasınız. Duvarın öbür tarafına onlara benzeyerek değil, onlara kendinizi anlatarak ulaşmalısınız.
ULUSALCI VE SOLCU OLUNMAZ
CHP’nin hedefi çağdaş sosyal demokrasi olmalı. Hem ulusalcı hem solcu olamazsınız. CHP bu yönde önemli adımlar attı. Aradaki sıkıntılar geçiş döneminin sıkıntıları. CHP değişti ve değişmeye devam edecek. Bu yaşadıklarımız doğum sancıları. Bu tartışmaları da olumlu biliyorum. Bu tartışmalarda ortak analize varmak, bunu halka indirmek lazım. Yeni bir siyaset anlayışı ve vizyonu getirmek lazım. Onun için yeni kadrolara da ihtiyaç var.
KURULTAY ŞANS OLACAK
Kurultay ile birlikte yeni bir yapılanma ile seçime girmek iyi olur. CHP’de değişim isteyen çok kuvvetli bir damar var. Değişime olan talep giderek çoğaldı. Şimdiye kadar yapılandan daha radikal söylem ve vizyon ortaya çıkarması lazım. İdeoloji ile uygulamalar paralel olmalı. Bir hayal sunuyorsanız bunun, insanlara dokunması lazım.
***
Veli Ağbaba: CHP solda durmaya devam ediyor
Partimizin demokratik ve özgürlükçü bir çizgide durarak, kendisine mesafe koymuş kitlelerden oy almaya çalışması doğru bir çabadır. CHP sağa kaymıyor. Böyle bir tehlikeli algı yaratılmaya çalışılıyor. CHP’yi parti dışından yönetmeye kalkan gruplar var. Bu algının yaratılması onların çabası. Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine inanan bir partiyiz. Farklı siyasi görüşlere sahip insanları aday göstermesi ile partinin çizgisi kaymaz. Sayın Yavaş partiye katıldı, çizgi mi değişti?
GEZİ İSYANINA DARBE Mİ DEDİK?
Gezi’de parti sağda mı solda mı herkes gördü. Gezi bir isyandı ve bu isyanın bir sol parti olarak içinde yer aldık. Parti durduğu yeri gösterdi. CHP, hem Sivas’a hem Rojava’ya hem Başbağlar’a giden tek parti. Katliamdan sonra CHP Genel Başkanı Uludere’deydi. Soma’da, Erzurum’da, Zonguldak’ta CHP var, Pozantı’yı CHP ortaya çıkardı. IŞİD katliamından kaçan Ezidileri Silopi’de ziyaret ettik. Gazze’ye gitmek için ilk başvuran, IŞİD’in katliamlarını Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda gündeme getiren biziz. Sol parti olmak, ezilenin, mağdur edilenin, yok sayılanın, ötekileştirilenin sesi olmak demek. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Gezi’ye darbe demiş olsaydık, bugün bize neler derlerdi kim bilir? Gezi’ye mesafe koyan, ‘’iktidarı devirmeye yönelik darbe girişimi’’ diyenler bugün “sol” olarak alkışlanıyor. Ali İsmail’in, Ethem Sarısülük’ün cenazelerinde CHP dışında bir tek milletvekili yoktu.
KENDİMİZİ ANLATMAKTA ZORLANIYORUZ
CHP’ye dair algının oluşmasında bizden kaynaklanan problemler de var. Demokratik ilerlemeye, özgürlüklere dair önemli öneriler getiren arkadaşlarımız var. Ama parti içerisinde bunların karşısında söz söyleyen bir arkadaş öne çıkarılıyor. CHP, onun söylediği partiymiş gibi sunuluyor. Meclis’in en çalışkan milletvekilleriyiz. Soma’da bir gün gömlek değiştirmedi diye Taner Yıldız kahraman olarak sunuldu. Milletvekillerimiz 58 saat hiç uyumadı. Akılda ne kaldı gömlek… Nerede olay ve haksızlık varsa vekillerimiz orada. Ama çok ciddi bir medya manipülasyonu ile karşı karşıyayız.
POZİTİF DİL KULLANMALIYIZ
Konu partimiz olduğunda hep bardağın boş tarafını görüyoruz. Yerel yönetimlerde de milletvekillerimizde de bu böyle. Ankara’da Gökçek yüzde 1’rin altında bir farkla seçim kazandı zafer gibi sunuldu. İzmir’de yüzde 15 farkla oyumuzu artırarak kazandık. Kaybetmiş gibi hüzünlendik. Her alanda pozitif bir dil kullanmalıyız. Kurultay bunun başlangıcı olmalı.
BİRLEŞME, KUCAKLAŞMA KURULTAYI
Bu bir seçim kurultayı olmamalı, CHP’nin hatta Türkiye’nin önünü açabilecek bir kurultay olmalı. Ezilen, mağdur edilenlerin kurultayı olmalı. Gezi şehitlerinin annelerinin de Soma’da öldürülen işçilerin de Rojava’daki annelerin de katıldığı, kendini ifade edebildiği bir kurultay olmalı. AKP faşizmine maruz kalan herkesin kendini ifade edebileceği bir kurultay olmalı. Erzurum’daki Leyla da Ali İsmail’in annesi de olmalı. Kurultayı sol aydınlarla bir araya gelmek için de fırsat olarak görüyorum. Kurultay, belli bir grubun veya kişinin tasfiyesi, onların sesinin kısılması şeklinde olmayacak. Ulusalcılığı savunduğu iddia edilen arkadaşlarımız aslında statükoyu savunuyor. Yenilenmeyi, değişimi önüne koymadığın sürece partinin büyümesi ve iktidara yürümesi mümkün değil. CHP’nin de önüne Türkiye’yi kucaklayacak bir hedef koymalıyız. Bu kurultay önemli bir adım olacak.
ALEVİ ÖRGÜTLERİ İLE İLETİŞİM SORUNU VAR
Aleviler ile olmasa da örgütlerle bizden kaynaklı bir iletişim eksikliği var. Alevi örgütlerinin talebi aslında bizim talebimiz. Eşit yurttaşlık hakkını, Cemevlerinin ibadethane olmasını, 4+4+4’ün asimilasyon anlamına geldiğini söyleyen ve mücadele eden bir partiyiz.