Google Play Store
App Store

CHP’nin "21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı" kitapçığına mahkeme yasağı geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Ana muhalefet partisine yargının ağır müdahalesi" dedi.

CHP’nin "21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı" kitapçığına mahkeme yasağı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP tarafından hazırlanan “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” başlıklı kitapçığın mahkeme kararı ile yasaklandığını duyurdu.

Öztrak, “12 Eylül darbecilerini hatırlatan bir biçimde kitaplara el konulmasına ve kitapların toplatılmasına da karar verilmiş. Bu kitapçık, CHP’nin FETÖ konusunda yıllardır TBMM kürsülerinden yaptığı eleştirilerin de bir özetidir. Bu kitabın neresinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik vardır? 25 Ağustos 2004 tarihli, uygulanmayan MGK kararı mı halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Ya da AK Parti sözcülerinin daha önce basına yansıyan sözleri mi halkı kin ve düşmanlığa sürüklemektedir? Bu çerçevede; bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin, siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir” dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Enis Berberoğlu’nun yeniden yargılanmasına yer olmadığına ilişkin karara karşı 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan itirazın kabul edilmemesiyle ilgili olarak “Bu tanımama kararları Anayasa’nın ve milletvekilleri ile TBMM’nin hukukunun hakimler tarafından ihlalidir” yorumunu yaparak, ihlale karşı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a çağrıda bulundu. Öztrak, "Bu tanımama kararları Anayasanın ve milletvekilleri ile TBMM’nin hukukunun hakimler tarafından ihlalidir. Bu hem Anayasa’ya hem de milli iradeye ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’ye karşı darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz’da Gazi Meclis’e bomba atan hainlerin teşebbüsünden farklı değildir" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından satır başları şöyle:

TBMM HUKUKUNUN HAKİMLERCE İHLALİ

Bugün sizlerle 20 Temmuz’da başlayan sivil darbe sürecinin hız kesmeden devam ettiğini gösteren demokrasimiz açısından vahim İki gelişmeyi paylaşacağım. İlk örnek; dün itibariyle Anayasa Mahkemesi’nin herkes tarafından uygulanması gereken kararının geldiği son noktadır. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sonra, 15. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği bir Milletvekilinin hakkının ihlal edildiğine dair kararını tanımamıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarına her hâlükârda uyulması hukuk devletinin, anayasal düzenin gereğidir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak Anayasayı ihlaldir. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçudur. Bu suç Çağlayan Adliyesi’nde muhkim 14. ve 15. Ağır Ceza Mahkemelerinin hakimleri tarafından işlenmiştir. İki mahkemenin birden bu kararı vermesi bu sürecin organize bir şekilde yürütüldüğünü göstermektedir. Diğer taraftan mahkemelerin uymadığı Anayasa Mahkemesi kararı, alt mahkemenin, bir milletvekilinin dokunulmazlığını tanımayarak karar vermesinin hak ihlali olduğunu tespit etmektedir. Bu tanımama kararları Anayasanın ve milletvekilleri ile TBMM’nin hukukunun hakimler tarafından ihlalidir. Bu hem Anayasa’ya hem de milli iradeye ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’ye karşı darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz’da Gazi Meclis’e bomba atan hainlerin teşebbüsünden farklı değildir.

chp-nin-21-soruda-feto-nun-siyasi-ayagi-kitapcigina-mahkeme-yasagi-796781-1.

ANAYASA İHLALİNE KARŞI GÜL VE ŞENTOP’A ÇAĞRI

Bu yaşadıklarımız, 20 Temmuz sivil darbesinin faillerinin, yandaş hakimleri tetikçi olarak kullandıklarını düşündürmektedir. ‘Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır’ diyen Adalet Bakanı Gül aynı zamanda HSK başkanıdır. Kendisini bu ağır Anayasa ihlali karşısında başında olduğu kurulu resen toplamaya ve TBMM’ye karşı bu darbe girişimini önlemeye çağırıyoruz. TBMM Başkanı Sayın Şentop ‘bu karara gerek Anayasa, gerekse Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’a göre muhatapların uyması gerekir. Bence ilgili mahkeme, hangi mahkeme ilgili ise muhatap ise bu karara uymalıdır’ demektedir. İlgili mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymamışlardır. Karar milletvekili dokunulmazlığıyla ilgilidir. Milletin Meclisinin hukukuyla ilgilidir. Bu mesele partiler üstü ele alınmalıdır. Çağlayan adliyesinde bazı hakimlerin milletin meclisinin hukukuna saldırısı, yol olmadan önlenmelidir. TBMM Başkanı’nın bu hakimlerle ilgili HSK’ya suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz. Yine Meclis Başkanı konuyu milletvekillerine ya da muhalefet partilerine havale etmeden Meclis’in hukukuna yeni saldırıları önleyecek yasa değişikliği teklifini hızla Meclis’e getirmesini bekliyoruz.

CHP’NİN FETÖ ELEŞTİRİLERİNİN ÖZETİ

İkinci örnek ise bugün öğle saatlerinde Genel Merkezi’mize ve bir il başkanlığımıza tebliğ edilen bir mahkeme kararıdır. Karar bir CHP kitapçığına basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesiyle ilgilidir. Ayrıca, 12 Eylül darbecilerini hatırlatan bir biçimde kitaplara el konulmasına ve kitapların toplatılmasına da karar verilmiş. Toplatılmasına karar verilen, CHP tarafından yayınlanmış ‘21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı’ adlı bu kitapçıktır. Bu kitapçık, Genel Başkanımızın TBMM kürsüsünde, 11 Şubat 2020 tarihinde yaptığı konuşmanın resimli halidir. Ayrıca CHP’nin FETÖ konusunda yıllardır TBMM kürsülerinden yaptığı eleştirilerin de bir özetidir.

YARGININ AĞIR MÜDAHALESİ

Şimdi soruyorum… Bu kitabın neresinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik vardır? Kitapta yer alan 25 Ağustos 2004 tarihli, uygulanmayan MGK kararı mı halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Ya da AK Parti sözcülerinin daha önce basına yansıyan sözleri mi halkı kin ve düşmanlığa sürüklemektedir. Bu çerçevede; bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin, siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir.

DEMOKRASİ YOKSA CAN VE MAL GÜVENLİĞİ DE YOK

Bir ülkede demokrasi yoksa hukukun üstünlüğü yoksa vatandaşın can ve mal güvenliği olmaz. Milletin tenceresi dolmaz, karnı doymaz. Ülkemizin uluslararası itibarı olmaz. Dünyada sözü dinlenmez. Milletimiz yaptıklarınızı görüyor, söylediklerinizi duyuyor, sabırsızlıkla önüne gelmesini beklediği ilk sandıkta sizin biletinizi kesecek yerinizi gösterecek, evlerinize gönderecek.