Google Play Store
App Store

BirGün’ün sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, iktidarın kayyum politikasından erken seçim tartışmalarına, CHP içinde yaşananlardan Suriye’deki gelişmelere kadar çok sayıda başlıkta değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin erken seçim çağrısını yineleyen Çiftci, “Toplumsal muhalefeti büyütmek zorundayız” dedi.

CHP’li Çiftci BirGün’e konuştu: “Toplumsal muhalefeti büyütmek zorundayız”
Mustafa Bildircin
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.net

CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, BirGün’ün sorularını yanıtladı.

Çiftci, Kasım 2023’te gerçekleştirilen Olağan Kurultay’dan bugüne yaşananlara, iktidarın belediyelere yönelik kısıtlayıcı tutumuna, kayyum uygulamasına ve erken seçim tartışmalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

CHP’li Çiftci’nin, CHP lideri Özgür Özel'in, “Erken seçim” çağrısını yineleyerek, “Seçime hazırız” mesajı verdiği, partide yaşanan değişimi anlattığı ve “Mücadele edeceğiz” diyerek kayyum politikasına karşı tutumun devam edeceğini vurguladığı cevaplarında, şu ifadeler kullanıldı:

KAZANMA İRADESİ

Kasım 2023’te gerçekleştirilen 38’inci Olağan Kurultayı’nda slogan, “Değişim” idi.  Kurultaydan bugüne partide ve parti politikalarında neler değişti?

Kasım 2023’ten bugüne kadar geldiğimiz durumu tek cümleyle özetlemek gerekirse kurultayın iradesi gerçeğin ta kendisi oldu.

O dönemi hatırladığımızda çok kritik bir seçimden maalesef istediğimiz sonucu alamadan çıktığımız, gençlerin umudunun tükendiği, toplumsal muhalefetin güç kaybettiği ve birçok tartışmanın yaşandığı bir dönemdi. Ana muhalefet partisi olarak Türkiye’nin toplumsal muhalefetinin de lokomotif gücü olmamız nedeniyle seçim sonuçları bir muhasebeyi gerektiriyordu. Bizler de o muhasebeyi yaptık. Tabii partinin tartışma kültürü, farklı düşüncelerin özgürce konuşulabilmesi geleneğimizin en büyük miraslarından birisi. Sonuç olarak bir kurultaya gidildi ve sadece genel başkan değil bir kadro değişimi de yaşandı. Gençlerin daha fazla söz sahibi olduğu, kadınların karar alma süreçlerinde daha etkin yer aldığı bir yönetimle yola çıktık. Kurultaydan çıkan en önemli irade, “Kazanmak” oldu bana sorarsanız. Örgütümüz, bize oy veren seçmenimiz ve tüm toplum artık bir şeylerin kazanılmasını bekliyordu. Yenilenen, değişen, gençleşen bir CHP'nin kazanması ve siyaset iklimi üzerindeki ölü toprağını atması gerekiyordu. Bunu başardığımız için de çok mutluyuz.

“MÜCADELEYİ YENİ OLAN KAZANACAK”

Kayyum atamaları, SGK borçları ve Hayvan Hakları Kanunu gibi, AKP’nin CHP’li belediyeleri engellemeye yönelik kullandığı belirtilen aparatlara karşı CHP’de bir karşı hazırlık var mı? Belediyeler bu engelleyici tutumu nasıl aşacak?

Şu an ülkede aslında bir ikili iktidar dönemi var. Yerelde iktidar CHP, genelde iktidar Cumhur İttifakı. Bugün yaşananları genelde iktidar olanın yani eskinin yeni olana uyguladığı bir vesayetten gelen baskısı olarak görüyorum. Toplam 22 yıldır ülkeyi yöneten, ekonomiyi çökerten, emeklileri açlığa mahkum eden, çocuklarına günde bir öğün yemeği veremeyen, pandemi döneminde maske dağıtamayan, yenidoğan bebeklerine sağlıklı bir hayat sunamayan, vatandaşlarının yüzde 90’ını fakirleştiren bir iktidar var. Diğer tarafta kreş açan, çocuklara süt dağıtan, geçinemeyen milyonlara yardım eden, kent lokantalarıyla yurttaşlarına ucuz ve sağlıklı yemek sunan ve yeni olan bir yerel iktidar var. Yeni ve eski kavramlarını burada bilinçli kullanıyorum. Çünkü yeniyle eskinin mücadelesinde, eski yani muktedir olan yeni gelen üzerinde hep bir baskı yaratmaya çalışır. Bu eşyanın doğası gereği böyledir. Ancak tarihe dönüp bakın bu mücadelenin kazananı her zaman yeni gelen olmuştur. SGK borçlarında iktidar 31 Mart 2024’e kadar AKP'li başkanların yönettiği belediyelerin durumuna bir baksın. Bugün iktidarın elinden aldığımız belediyelerde inanılmaz bir borç yükü var. Hepsi kentlerindeki arazileri satarak, merkezi hükümetten destek alarak bir şekilde ayakta durmuş ama yapıların tamamı aslında çökmüş. O dönem Erdoğan'ın ağzından bir SGK borcu duymamıştık. Ama 31 Mart’ta yereldeki iktidarı kaybedince SGK borçları bahanesine sarıldı. Hatırlayın 2019’daki yerel seçimden sonra da Meclis’te çok uzun bir süre kıyı belediyelerinin yetkisini merkezi hükümete alan, Turizm Ajansı gibi yeni kuruların oluşmasına ilişkin yeni kanunları yürürlüğe sokmuşlardı. Tüm mücadele biraz önce de dediğim gibi eskiyle yeninin mücadelesi. Yurttaşlarımızın içi rahat olsun bu mücadeleyi yeni olan kazanacak.

KAYYUM UYGULAMASI

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyum atanması ile başlayan eylemler nasıl gidiyor? CHP’nin uzun vadede, AKP’nin kayyum politikasına karşı bir hazırlığı var mı?

Esenyurt süreci de aslında yine tamamen hukuksuz bir siyasi operasyonun sonucu. İlk günden bugüne kadar Esenyurt'ta demokrasi nöbetimize devam ediyoruz. Burada dikkat çekmek istediğim konu toplumsal muhalefet. Biz Ahmet başkan tutuklandıktan sonra hemen belediye önünde demokrasi nöbetinde olacağımızı duyurduk ve olduk. Ama sadece biz değil bizimle birlikte Esenyurt halkı, Esenyurt’un STK’ları, demokrasiden yana olan siyasi partilerin tamamı bu süreçte bize destek verdi. O gün, belediye meclis üyelerini, milletvekillerini belediyeye alamayan kayyum o toplumsal muhalefetin önünde duramadı. Belediyeyi açmak zorunda kaldı. Kayyum atanma süreçleri tamamen hukuksuz ve anti demokratik. Bu konuda iktidarla ancak toplumsal muhalefeti büyüterek mücadele edersiniz. Biz de onu yaptık ve bundan sonra da öyle yapacağız.

Suriye gündeminin ardından CHP’nin oy kaybettiği iddia ediliyor. Son anketlerde AKP’nin oyunu artırdığı, CHP’nin ise oylarının eridiği yönündeki değerlendirmeler gerçeği yansıtıyor mu?

Şu an hem iktidar için hem de bizim için bir oy tahmini yapmak doğru olmaz. Çünkü Suriye’de Esad rejiminin sona ermesi gerçekleşti ancak süreç devam ediyor, HTŞ güçlerinin özellikle Lazkiye bölgesindeki tutumu, İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesi hatta Şam yönüne doğru toprak işgali gibi gelişmeler Suriye’nin hala hareketli olduğunu bize gösteriyor. Hal böyleyken burada şu parti oy kazandı, diğer parti oy kaybetti tespitleri için henüz erken.

“TOPLUMSAL MUHALEFETİ BÜYÜTMELİYİZ”

CHP, iktidarın gayretlerine karşın gündemi, sokağın gündemine çekmek istiyor. Bu anlamda yeni dönemde saha çalışmaları olacak mı?

Toplumsal muhalefeti büyütmek zorundayız. Türkiye’de demokrasi ve insan hakları yeniden egemen olsun, kuvvetler ayrılığı sağlansın, keyfi uygulamalar son bulsun isteniyorsa bunun yolu biraz da hatta çokça toplumsal muhalefeti güçlendirmekten geçiyor. Seçim dönemi de tematik mitinglerimizle milyonların sesi olduk. Bu nedenle yeni dönemde saha çalışmalarımız tabii ki devam edecek. Örnek bir süredir ekonomi takımımız il gezilerine başladı, gittiği illerde toplumun tüm kesimleriyle görüşmeler gerçekleştiriyorlar. İşçilerle, emekçilerle, küçük işletmecilerle temas halindeler. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel tematik mitinglerle çay üreticisinin, fındık üreticisinin, tüm çiftçilerin, öğretmenlerin, emeklilerin kısacası bugün iktidar tarafından ikinci plana atılan kim varsa hepsinin hakkını savunmak için mitingler düzenledi. O nedenle saha çalışmaların artarak devam edecek diyebilirim çünkü ülkemizdeki ekonomik dengesizlikte makas her geçen gün daha da açılıyor.

“SEÇİM ÇAĞRIMIZ GEÇERLİ”

CHP, olası bir erken seçime (özellikle sandık güvenliği açısından) hazır mı?

Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanına yönelik bir erken seçim çağrısı oldu, Kasım 2025 için bir erken seçim çağrısı yaptı. O çağrı hala geçerli. Bizler de tüm çalışmalarımızı Kasım 2025’te erken seçim olacakmış gibi yapıyoruz. 31 Mart seçimlerinden önce ben her gittiğim toplantıda şunu söyledim: Siz oyunuzu sandığa atın ve gerisini bize bırakın. O gün inanılmaz yoğun bir çalışmanın sonucu olarak sandık güvenliğini neredeyse eksiksiz tamamladık diyebilirim. 31 Mart’ta çok önemli ve başarılı bir sınav verdik. Bu sınavı başarıyla atlattık aynı zamanda da bu sınavda tecrübelendik. Yerel seçimlerdeki birden fazla pusula genel seçimlere göre takibi ve tasnifi daha zorlaştırır. O nedenle genel seçimlerde de yurttaşlarımızın içi rahat olsun. Demokratik hakları olarak sandıkta oylarını kullansınlar. Müşahit olarak sandıkların korunmasında bizlere yardımcı olsunlar. Bizler de 31 Mart’ta olduğu gibi yine üzerimize düşeni yapacağız ve her bir oyun takipçisi olacağız, bu konuda kuşkuları olmasın.