Google Play Store
App Store

CHP’li Aylin Nazlıaka, Resmi Gazete’de yayımlanan kamuda haftalık 20 saatlik yarı zamanlı çalışma düzenlemesine tepki gösterdi. Nazlıaka, “Güçlü aile, ancak güçlü bireylerle mümkündür. Devletin asli görevi, bakım hizmetlerini bireylerin sırtına yıkmak değil; kamusal sosyal hizmetleri güçlendirmektir” dedi.

CHP’li Nazlıaka: Bu yönetmelik ‘annelik en iyi kariyerdir’ anlaşıyıdır

HABER MERKEZİ

CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, memurların yarı zamanlı çalışmasını teşvik eden yönetmeliğe ilişkin basın açıklaması yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Nazlıaka, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında “Memleketimiz acılar yumağına dönüşmüşken, bu yaşananları görmezden gelenler yeni bir “müjde!” verdi” dedi.

“Neymiş! Memurlar, doğumdan ya da evlat edinmeden itibaren çocukları ilköğretim çağına gelinceye kadar yarı zamanlı çalışabilecekmiş” diyen Nazlıaka, “Bu yönetmelik ile yapılmak istenilen; kadınları kamusal yaşamdan, istihdamdan ve sosyal hayattan koparmaktır. Bakım emeğini yalnızca kadınların omzuna yüklemektir. Kadınları eve hapsetmektir” diye konuştu.

Nazlıaka, yönetmeliğe ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Bu yönetmelik, AKP’li Bakan’a iş aradığını ve çalışmak istediğini kameralar karşısında söyleyen bir kız kardeşimize, “evdeki işler yetmedi mi?” diyen zihniyetin ürünüdür. Bir başka iktidar temsilcisinin söylediği gibi “Annelik en iyi kariyerdir” anlayışının yeniden hortlamasıdır.
Bu düzenleme ile yarı zamanlı çalışılan süre, kademe ve derece ilerlemesinde tam süre olarak değerlendirilmeyecek. Yani, emeklilik ve kademe ilerlemesi gecikecek. Zaten çalışma hayatı erkek egemen bir yapıya sahip. Kadınlar cam tavana çarpıyor, terfi edemiyor. Bu uygulama nedeniyle mesleki yükselişler neredeyse imkânsız hale gelecek. Kadınlar, ikame edilebilir işlerde çalışacak.
Yetmedi! Bir de yarı zamanlı çalışacak olan kadın memurların süt izni hakkı iptal ediliyor. Kazanılmış olan bir hak daha ortadan kaldırılıyor. Her fırsatta kadınların kazanılmış haklarını budamaya çalışanlar, adeta tereyağından kıl çekercesine bir hakkımızı daha elimizden alıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Kazanılmış haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bir “müjde” değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim önerimiz ise çok net:

• Her mahalleye ücretsiz, nitelikli kreşler açın.
• Kadının bakım yükünü hafifleterek sosyal devlet anlayışını hakim kılın.
• Babalık iznini artırarak çocuk bakımını ortak sorumluluk haline getirin.
• Bakım emeğini kamusallaştırın.
• Doğum iznini AB ve OECD ülkeleri ortalamasının üstüne çıkarın.
• Kadın örgütlerinin de görüşünü alın.
• Gölge Çalışma Bakanımızın da belirttiği gibi Toplu İş Sendikaları görüşmelerinde kadınları masaya dahil edin. Kadınların sesi, talebi ve emeği o masada temsil edilsin.

Tekrar söylüyorum; Bu yönetmelikte ne toplumsal cinsiyet eşitliği ne de kadını güçlendirme anlayışı var. Aksine, kadınları ev içine hapseden, anneliği kutsarken kadın emeğini değersizleştiren bir zihniyet var.

Unutulmamalıdır ki, aileyi yalnızca kadın emeğine dayandırmak; kadınları yalnızlaştırır. Çocukları nitelikli bakım hakkından mahrum bırakır. Toplumsal ilerlemeyi yavaşlatır. Oysa güçlü aile, ancak güçlü bireylerle mümkündür. Yapılması gereken çok nettir. Devletin asli görevi, bakım hizmetlerini bireylerin sırtına yıkmak değil; kamusal sosyal hizmetleri güçlendirmektir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu düzenlemeyi bir sosyal devlet uygulaması değil; toplumsal mühendisliğin bir parçası olarak görüyoruz. Aile içinde kadını görünmez kılan, ekonomik ve sosyal güvenceden mahrum bırakan bu anlayışı reddediyoruz.

Biz; eşit, özgür ve onurlu bireylerden oluşan bir toplumun savunucusuyuz. Kadın-erkek eşitliğini temel alan bir aile politikasının mücadelesini veriyoruz. Bu yönetmelik için yine kadınların fikri alınmadı. Her zaman olduğu gibi; ben kadınlar adına düşündüm, ben yaptım, oldu mantığıyla hareket edildi. Kadınlar yalnızca çocuk doğurmak ve büyütmek için değil; topluma değer katmak, yönetmek, değiştirmek ve dönüştürmek için vardır. Kadınlar vardır, kadınlar her yerde!”