Google Play Store
App Store

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Festivali’nde ‘Sinema Emek Ödülü’, 12 Eylül’de yargılanan Feride Çiçekoğlu’na sunulacak. Cansu Baydar da ‘Genç Sinemacı Emek Ödülü’ne layık görüldü.

Çiçekoğlu ve Baydar’a ödül
Fotoğraf: AA

Kültür Sanat Servisi

24 Ekim - 2 Kasım arasında sinemaseverlerle buluşacak 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde; ‘Sinema Emek Ödülü’ Feride Çiçekoğlu’na, ‘Genç Sinemacı Emek Ödülü’ ise Cansu Baydar’a verilecek.

Feride Çiçekoğlu siyasi düşünceleri nedeniyle 12 Eylül döneminde yargılandı. Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde tanıştığı küçük bir çocukla paylaştığı anılar, Uçurtmayı Vurmasınlar adlı kitabına ilham oldu. Kitabı sinemaya uyarlamak isteyen yönetmen Tunç Başaran ve sanat yönetmeni Jale Başaran’la yaptığı çalışma sürecinde senaryo yazmayı öğrendi.

Çiçekoğlu senaryo yazarlığına Xavier Koller’in yönettiği, Yabancı Dilde En iyi Film OSCAR’ını alan 1990, İsviçre yapımı ‘Reise der Hoffnung-Journey of  Hope-Umuda Yolculuk’ ile devam etti. 2007’de bu alanda profesör olan Çiçekoğlu’nun İngilizce yayınlarının yanı sıra toplumsal cinsiyet meseleleri üzerinden İstanbul filmlerine odaklanan bir üçlemesi bulunuyor: Vesikalı Şehir (2007), Şehrin İtirazı (2015) ve İsyankâr Şehir (2019).

ALTIN PORTAKAL’DAN İKİ ÖDÜLÜ DAHA VAR

Çiçekoğlu, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde; 1989’da Uçurtmayı Vurmasınlar ile ‘En İyi Senaryo’ ödülüne, 2021’de de ‘Altın Portakal Ulusal Film Yarışması Cahide Sonku Ödülü’ne layık görüldü. Senaryolarını Melisa Önel ile birlikte yazdığı Kumun Tadı (2014) ve Aniden (2022) filmleri Berlin’de ve Tokyo’da dünya prömiyeri yaptılar. Üçüncü ortak senaryoları olan Pivot filminin yapım hazırlıkları sürüyor.

En güncel kitabı Bir Senaryo Yazalım (2025) ile yaklaşık kırk yıllık senaryo yazarlığı deneyimini genç kuşaklarla paylaşan Çiçekoğlu, halen  İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde mimarlık, edebiyat, psikoloji ve senaryo yazarlığı dersleri vermeye devam ediyor.

‘GENÇ SİNEMACI EMEK ÖDÜLÜ’ CANSU BAYDAR’A

Cansu Baydar, 2014’te Berlin’de bir parkı işgal eden mültecilerle yaptığı görüşmelerden oluşan This Is Afreeka adlı kısa belgeseli çekti.

Berkun Oya’nın Bir Başkadır dizisinde ve Cici filminde yönetmen ve yapımcı asistanlığı yaptı. Kaan Müjdeci’nin Iguana Tokyo filmi ve Hamlet dizisinin senaryo ve yönetmen asistanlığını üstlendi. Yazıp yönettiği ilk kısa film ‘Neredeyse Kesinlikle Yanlış’, dünya prömiyerini 81. Venedik Film Festivali’nin Orizzonti Kısa Film Yarışması’nda, Kuzey Amerika prömiyerini ise Sundance Film Festivali’nde yaptı. 50’den fazla uluslararası festivale seçilen film; İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Güney Kore, Fransa, İspanya, Portekiz, Mısır, Irak, Kosova, Romanya, Ermenistan, Azerbaycan, Makedonya’da gösterildi. Baydar, Türkiye prömiyerini Antalya’da gerçekleştirdiği ‘Neredeyse Kesinlikle Yanlış’ filmiyle 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi Kısa Film Ödülü”nü kazandı.

Bakü Uluslararası Film Festivali’nin Uluslararası Yarışmasında En İyi Kısa Film, İzmir Kısa Film Festivali’nde En İyi Kurmaca Film, En İyi Oyuncu (Rahaf Armanazi) ve En İyi Görüntü Yönetmeni (Barış Özbiçer), Landshut Kısa Film Festivali’nde Seyirci Ödülü, Akbank Kısa Film Festivali’nde En İyi Kısa Film, Engelsiz Filmler Festivali’nde En İyi Kısa Film, Sinop Film Festivali’nde En İyi Kısa Film, Sinepark Kısa Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ve En İyi Yönetmen, FILMAY Kısa Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, Kaş Film Festivali’nde En İyi Oyuncu (Rahaf Armanazi) ve En İyi Yönetmen ödüllerini toplayan film, SİYAD Türkiye Sineması Ödülleri’nde de 2024’ün en iyi kısa filmi seçildi.

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ‘Emek Ödülleri’, festivalin açılış günü olan 24 Ekim’de törenle Feride Çiçekoğlu ile Cansu Baydar’a takdim edilecek.

∗∗∗

YALANLARLA DOLU HER SİSTEM ÇÖKER

Sinema emek ödülünün size takdim edilmesiyle ilgili ne düşünüyor ya da ne hissediyorsunuz?

Çok sevindim ve onur duydum. 1989’da "Uçurtmayı Vurmasınlar" filmi Antalya Altın Portakal Film Festivaline katıldığında, orada aldığım senaryo ödülünün bana yepyeni bir yol açacağından habersizdim. 12 Eylül darbesi nedeniyle çok üzülerek ayrılmak zorunda kaldığım mimarlık alanındaki akademik kariyerime yirmi yıl aradan sonra 1999’da sinema sayesinde yeniden dönme şansı elde ettim. Bu alanda öğrencim olmasından gurur duyduğum Selman Nacar’ın ilk uzun metraj filmi "İki Şafak Arasında" için Cahide Sonku Ödülü’nü 2021’de yine Antalya’da alırken bu duygumu ifade ettim. Aynı sahneden bir kez daha seslenme şansım olacağını tahmin etmiyordum o zaman. Şahane bir sürpriz ve çok güzel bir hediye oldu. Kırk yıla yaklaşan bir yol arkadaşlığım var Altın Portakal ile.

Siz ülkenin darbe döneminde sanatsal üretim yapmış bir isimsiniz. Bugün o dönemle kıyasladığınızda nasıl benzerlik ya da farklılıklar görüyorsunuz? Sanatsal üretim yapmanın günümüz koşullarında ne tür zorluk ya da kolaylıkları var?

12 Eylül döneminin işkence ve askeri cezaevi şartlarını yaşamış, ölümlere tanıklık etmiş biri olarak yola devam etmenin tek çaresinin güne güçlü başlamak, bardağın dolu tarafını görmek, trajediyi komediye çevirmek olduğunu tecrübeyle biliyorum. Bugün haksız yere içerlerde olanların da aynı şekilde hayata devam ettiklerine eminim. Genç kuşakların o zamanki gençlerden daha donanımlı olduklarına ve bu günleri de yine hikâyelerle, filmlerle anacağımıza inanıyorum.

‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ eseriniz benim de çocukluğuma damgasını vurmuş bir eser. Yıllar sonra gazetecilik yaparken eserinizde yaşananların hâlâ yaşanmaya devam ettiğini pratikte görüyorum. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz? Hiçbir şey değişmiyor mu ya da biçim mi değiştiriyor da yaşanan acıların sürekliliği söz konusu?

Hayatta yol almaya devam ettikçe hem acıların sürekliliğini gördüğümüzü ama buna rağmen daha dingin, daha sabırlı, doğaya daha yakın olmayı başarabildiğimizi düşünüyorum, daha doğrusu böyle inanmak istiyorum. Ne kadar güçlü görünürse görünsün, acıları kurgulayan, varlığını yalan dolanla sürdüren her sistemde çatlak olması ve oradan ışık sızması kaçınılmaz. O şarkıyı hatırlayalım, bekleyelim, görelim.

Feride Çiçekoğlu

∗∗∗

CANSU BAYDAR: SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DAYANIŞMADA

Genç Sinemacı Emek Ödülü’ne layık görülmek benim için büyük bir mutluluk. Sinemamızın çok kıymetli ismi Feride Çiçekoğlu’yla aynı festivalde ödüllendirilmek ise ayrıca çok değerli. Genç sinemacıların en büyük zorluğu ise, hem finansal hem de mesleki destekten yoksun bırakılmaları. Yıllardır sinema içinde çalışıyorum. Bana yol gösteren çok değerli büyüklerim oldu ama bu ilişkilerin çoğu şansa ve tesadüflere bağlı gelişti. Genç sinemacılar için bu tür destek mekanizmalarının daha sistematik hale gelmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle sinemacı arkadaşlarımla kendi kuşağımızda bu yalnızlığı kırmak için küçük adımlar atmaya çalışıyoruz. Sinema kolektif bir iş. Senaryo yazımından prodüksiyona, post prodüksiyona kadar kendine ait bir kültür barındırıyor. Bu kültür bizden besleniyor ve arzu ettiğimiz biraradalık hali kimi ülkelerde yeni dalgaların doğmasına vesile oluyor. Üstelik bu, çoğunlukla Türkiye’nin de içinde bulunduğu gibi siyasi ve de ekonomik olarak yıpratıcı dönemlerde ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’de fonlar yetersiz, mevcut ekonomik şartlar nedeniyle bağımsız yatırımcı bulmak da giderek zorlaşıyor. Bu yüzden kesinlikle çözümün dayanışmada ve birlikte hareket etmekte olduğuna inanıyorum.

Cansu Baydar