Çiftçilerimiz ve tarımımız için TAMAM

Orhan Sarıbal - CHP Bursa Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi

AKP döneminde tarımın, çiftçinin kaderi piyasa güçlerine teslim edildi. Küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleriyle yapılan aile çiftçiliğinin, büyük ölçekli işletmeler ve şirket tarımcılığıyla ikame edilerek bitirilmesini amaçlayan politikalar izlendi.

Sonuçta ürettiğinden para kazanamayan küçük çiftçiler için tarım; geçimlerini sağlayabilecek bir ekonomik faaliyet olmaktan çıktı. Halen tarımla uğraşan nüfusun üçte ikisinden fazlasının yıllık geliri 2 bin doları bile bulmuyor. Yoksullaşan çiftçiler giderek tarımdan kopuyor; köyler, tarlalar, meralar boş kalıyor.

Kırda, tarımda tutunamayanlar ya mevsimlik tarım işçiliğine yöneliyor veya kentlerin varoşlarına göçerek işsizliğe, marjinal işlere, sosyal yardımlara mahkûm oluyorlar. Kentlerde iş ve aş bulamayan yoksul köylülerin denetimi daha kolay hale geliyor.

Tarımda “sözleşmeli üreticilik” yaygınlaştırılıyor. Gıda tekelleri ile küçük üreticiler arasında standart bir ilişki biçimi haline getirilen bu uygulama, küçük üreticilerin koşulsuz bağımlılığının da yolunu açıyor.

AKP şirketlerden yana tarım politikaları uygulayarak üretim yerine ithalatı teşvik ediyor. Tarımda ithalata bağımlılık her geçen gün inanılmaz biçimde artıyor. Artık Türkiye’de, tohumdan gübreye, ilaca, makineye; canlı hayvanlardan bunlardan yemine, samanına kadar her alanda ithalat, üretimi teslim almış durumdadır.

Böylelikle tarım/gıda sistemi uluslararası sermayenin çıkarlarına göre şekillendirilmiş, gıda egemenliğimiz çokuluslu şirketlerin güdümüne girmiştir.

16 yıllık AKP iktidarında uygulanan emek karşıtı, üretim karşıtı, ithalata dayalı tarım politikalarının yıkıcı sosyo-ekonomik sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz:

»2002 yılında tarım arazileri 26 milyon 580 bin hektar iken 2017 yılı sonu itibariyle 23 milyon 375 bin hektara düştü.

»AKP tarafından yeterince desteklenmeyen ve ürettiğinden kazanamayan çiftçimiz, son 15 yılda 3 milyon 200 bin hektar (yani 32 milyon dekar) araziyi ekmekten vazgeçti.

»AKP döneminde yaklaşık 10 milyon dekar tarım arazisi sanayi, yerleşim gibi amaçlarla hükümet tarafından tarım dışına çıkarıldı.

»AKP iktidara geldiğinde tarımda 7,5 milyon kişi istihdam edilirken günümüzde 5,5 milyona düştü.

»AKP iktidara geldiğinde tarımın toplam istihdamdaki payı yüzde 35 iken, günümüzde yüzde 19’a geriledi.

»AKP iktidara geldiğinde tarımda kayıtlı çiftçi sayısı 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düştü.

»AKP döneminde 700 bin kayıtlı çiftçi tarımı terk etti.

»2012 yılında 4.057 dolar olan kişi başına tarım katma değeri 2017 yılında 3.319 dolara düştü.

»2002 yılında nüfus 66,4 milyondan 80,8 milyon kişiye yükseldi. Yani 14,4 milyon kişi (yüzde 22 oranında) arttı. Buna karşılık kişi başına buğday üretimi 294 kilodan 266 kiloya düştü.

»AKP döneminde 48 milyon ton buğday ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde 15 milyon ton mısır ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde 5 milyon ton pirinç ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde 8,5 milyon ton ayçiçeği ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde 22 milyon ton soya ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde 12 milyon ton pamuk ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde toplam 365 bin ton nişasta bazlı şeker (NBŞ) ithal edildi.

»AKP döneminde toplam 72 milyar dolarlık tarımsal hammadde ithalatı yapıldı, buna karşılık ihracat 12 milyar dolarda kaldı.

»AKP döneminde toplam 17 milyon ton bitkisel ham yağ ithal edildi.

»AKP döneminde toplam 18 milyon ton küspe (hayvan yemi) ithal edildi.

»AKP döneminde Cumhuriyet tarihinde ilk defa kurbanlık hayvan ve saman ithalatı yapıldı.

»AKP döneminde toplam 4,8 milyar dolarlık canlı hayvan ithal edildi.

»AKP döneminde toplam 1,2 milyar dolarlık kırmızı et ithal edildi.

»AKP döneminde ithal edilen canlı hayvan ve kırmızı ete ödenen döviz toplam 6 milyar doları buldu.

»1991 yılında kişi başına kırmızı et üretimi 16 kilo idi, AKP 14 kiloya düşürdü.

»Genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) ürünlere ilk defa AKP döneminde izin verildi. Bu dönemde 26 adet mısır ve 10 adet soya olmak üzere 36 çeşit GDO’lu ürüne ithalat izni çıktı.

Çiftçimizi, üreticilerimizi, tüketicilerimizi bu sarmaldan kurtarmak; kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin iklim ve toprak gibi özgül ekolojik şartlarına uygun olarak planlanmış emek ve üretim odaklı bir program uygulayarak gıda egemenliğimize sahip çıkmak için artık AKP/Saray rejimine
T A M A M diyoruz.