Google Play Store
App Store

İktidarın tarım politikaları, hasat zamanı çiftçinin mağduriyetini katladı. Alım fiyatları maliyetleri dahi karşılamıyor. Ürünler ya sıcaktan bozuluyor ya da fiyat düşüklüğünden zarar ettiriyor. Çiftçinin girdi maliyetleri bir yılda neredeyse iki katına çıktı. Yıl boyunca tarla ve bahçelerde harcadıkları emeğin karşılığını alamayan çiftçiler, tüccara ve bankalara mahkûm ediliyor.

Çiftçiyi tüccarlara mecbur bıraktılar
Fotoğraflar: AA-İHA-DepoPhotos

Melisa AY

Türkiye'nin dört bir yanında çiftçiler, artan girdi maliyetlerine rağmen düşük kalan alım fiyatlarına tepkili. Pek çok ürün için tarlalarda hasat zamanı çiftçinin isyanıyla geçiyor. Mazot, gübre, yem ve işçilik maliyetleri artsa da çiftçiler, ürünlerini bekledikleri fiyattan satamıyor.

İklim krizinin etkisiyle artan kuraklık da çiftçilerin yaşadığı zorlukların katlanmasına sebep oluyor. Buğday, çay, fındık, karpuz, soğan, kayısı gibi tarım ürünlerinde çiftçiler, maliyetlerini dahi karşılayamıyor.

ÇİFTÇİ HEM BORÇLU HEM ALACAKLI

İktidarın tarım politikaları çiftçiyi bankalara borçlu hale getirirken, gereken teşviği alamayan çiftçi de iktidardan alacaklı hale geldi. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin bankalara olan borçları ve ödenmeyen teşviklerle ilgili açıklamalarda bulundu. Gürer, çiftçilerin bankalara toplamda 699 milyar TL borcu bulunduğunu hatırlattı. Buna karşılık çiftçilerin son 10 yılda devletten alamadığı teşvik tutarı ise 808,5 milyar liraya ulaştı. Tarım Kanunu'na göre teşviklerin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Gürer, “Tarım Kanunu'nda belirtilen şekilde gayrisafi millî hasılanın yüzde biri oranında bir destek verilmiş olsaydı, çiftçilere 808,5 milyar TL daha fazla ödeme yapılmış olacaktı. Bugün bu miktar, çiftçimizin bankalara olan borcundan daha fazladır" dedi. İktidarın tarım politikalarını eleştiren Gürer, "Çiftçilere toplam 1 trilyon 125 milyar TL ödeme yapılmalıydı. Bu süreçte çiftçilere toplamda sadece 316,8 milyar TL tarımsal destek ödemesi yapıldı. Çiftçiler bu durumdan dolayı 808,5 milyar TL AKP iktidarından alacaklıdır" diye konuştu.

GİRDİ ARTTI FİYAT AZALDI

Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) düzenli olarak açıkladığı girdi maliyet değişimlerine göre çiftçi bu yıl gübreyi geçen yıla göre yarı yarıya, mazotu ise 2 katı daha pahalı aldı. Mayıs ayında yıllık artış amonyum sülfat gübresi için yüzde 56,4, ÜRE gübresi için yüzde 35,6, amonyum nitrat gübresi için yüzde 32,2 oldu. Mazot fiyatları ise yıllık yüzde 109 artarak en fazla artan girdi maliyeti oldu.

***

BUĞDAY

Buğday üreticileri de alım fiyatlarının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından düşürülmesine tepkili. TMO ton başına alım fiyatlarını makarnalık buğday için 10 bin lira, ekmeklik buğday için 9 bin 250 lira, arpa için 7 bin 250 lira olarak açıkladı. Alım fiyatları 6 Haziran gecesi yalnızca internet sitesinden yapılan açıklama ile duyuruldu. Üstelik, TMO’nun randevu sisteminde yaşanan aksaklıklar nedeniyle çiftçi buğdayını Ofislere teslim edemedi. Hasat zamanını kaçırmak istemeyen çiftçi, düşük fiyatlardan alım yapan tüccarlara mecbur kaldı. Serbest piyasada makarnalık buğday için ton başına 8 bin 79 lira, ekmeklik buğday için ton başına 6 bin 982 lira, arpa için ise ton başına 5 bin 697 lira seviyesinde kazanabildi. Bekleyen çiftçiler ise yüksek depolama maliyetlerini karşılamak zorunda. TMO’nun buğday alımları için yaptığı ödemeleri bir buçuk aylık vade ile alabilen çiftçi ise serbest piyasaya mecbur bırakıldı. Market raflarında 30-45 liraya satılan aşurelik buğday, tarlada 8 liradan alıcı bulamadı. Ürününü satabilen çiftçi ise maliyetini dahi karşılamakta zorlanıyor.

ÇAY

Karadeniz’in en önemli tarım ürünlerinden çay ve fındıkta da üreticinin yüzü gülmedi. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu yıl yaş çay alım fiyatını kilogram başına 17 lira olarak belirledi. Kilo başına 2 lira da destek açıklandı. Çay üreticisi, bu yıl alım fiyatının en az 30 lira olmasını beklerken sattığı her bir kilo çayda 11 lira zarar etti. ÇAYKUR’un alım kotası da üreticiyi bir kez daha mağdur etti. ÇAYKUR’un kota nedeniyle almadığı çaylar, serbest piyasada 10-13 liraya satıldı.

Günlerce ÇAYKUR önünde sıra bekleyen üreticilerden Erdal Bungal geçtiğimiz hafta isyan etmiş, fabrika önünde çayını yakarak ÇAYKUR’u protesto etmişti. Geçtiğimiz hafta Rize’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan ise çay üreticisine kulağını tıkadı. Kentin en önemli geçim kaynaklarından olan çay alımlarındaki sorunları görmezden gelen Erdoğan, kente yeni bir cami yapma sözünü “Müjde” diyerek verdi.

FINDIK

Fındıkta hasat başladı ancak açıklanan taban alım fiyatı üreticiyi tatmin etmedi. TMO, 2024-2025 sezonu kabuklu fındık alım fiyatlarını kilogram başına levant kalite için 130 lira, Giresun kalite için 132 lira olarak belirledi. Üstelik TMO, alım fiyatını açıklamasının hemen ardından fındık satışına başladı. TMO’nun 124 liraya fındık satması, serbest piyasada fiyatın daha da düşeceği eleştirilerine neden oldu. Fiyatların piyasada 100 liraya kadar düşmesi bekleniyor. Bu yıl alım fiyatının en az 180 lira olması gerektiğini söyleyen üretici ise isyanda. Açıklanan fiyatlara tepkiler sürüyor. CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun fiyatlara tepki göstererek, "Bu üreticiyi yok saymaktır" ifadelerini kullandı. TMO’nun düşük fiyattan satış yapmasını ise “üreticiyi köşeye sıkıştırmak” olarak nitelendirdi, “Bu yabancı alıcılara, fındık kartellerine fiyat düşürme sinyali olmuştur” dedi.

KAYISI

Kayısıda da durum benzer. Malatya’da kayısı üreticisi depremzede çiftçiler, hem düşük alım fiyatlarına hem de kentte iyileşmeyen koşullar nedeniyle mağdur edildi. BirGün’e konuşan bir kayısı üreticisi, “Kayısıyı geçen yıl don vurmuştu, bu yıl kayısı artsa da üretici sevinemedi” dedi. Kuru kayısının geçen yıl 150-160 liradan alıcı bulduğunu anlatan çiftçi, “Bu yıl şu anda 80 liradan satılıyor. Kayısıyı kış aylarına kadar saklayabilirsek kurutup geçen yılın fiyatlarını görebiliriz” dedi. Ancak kentte saklama koşulları da deprem nedeniyle zarar gördü. Depremzede üretici, kayısılarının konteyner depolarda saklamak zorunda. Konteynerler ise kayısının uzun süre dayanmasını sağlayacak koşullardan uzak. Geçtiğimiz hafta da Malatya Ziraat Odası Başkanı Yunus Kılınç, kayısıların konteynerlerde uzun süre saklanamadığını ve kurutulamadan çürüdüğünü anlatmıştı. Depremde pek çok deposu yıkılan kentte kayısılar, kış sezonuna kadar güçlükle saklanabiliyor.

KARPUZ

Karacabey’de karpuzda da durum farksız. Karpuz fidesinin maliyeti 19 ile 22 lira arasında değişirken karpuz tarlada alıcı bulamıyor. Çiftçi Zafer Duman, bu yıl ektiği tüm ürünlerden zarar ettiğini anlattı. Duman, “Girdiler, geçen seneye göre yüzde 100 zamlandı. Bizim ürünümüz sadece yüzde 15 zamlandı. Bütün ürünlerde biz fahiş zam farklarıyla karşı karşıyayız. Geçen sene 15-20 lira olan mazot maliyetimiz bugün 45 lira. Geçen sene 350-400 lira olan gübre maliyetimiz bugün 750-800 lira” diye konuştu.

Osmaniye’de de karpuz tarlada kaldı. Kilosu 1 liraya kadar düşen karpuz, bu haliyle bile alıcı bulamıyor. Karpuz üreticisi Soner Cankurt, karpuzunun tarlada yandığını anlattı, “5- 20 gün önce kilosu 13 lira olan karpuz şu anda 1 liraya kadar düştü. Alan da satan da yok. Maliyetler dört katına çıktı. Tarlada böyle yanıyor karpuzumuz. Gelen tüccarlar da 1 lira vermiyor" dedi.

DOMATES

Bursa Karacabey’de domates üreticisi tüm yıl harcadığı emeğin karşılığını alamadı. Akhisar köyünde tarımla uğraşan Sinan Çiftçi, ürünlerinin tarlada kaldığını anlattı. Çiftçi, Emeklerinin karşılığını alamadıklarını anlatan Çiftçi, AKP iktidarının üreticiyi değil sermayedarları koruduğunu söyledi. Çiftçi şöyle konuştu: “Ürettiğinin karşılığını alamıyor, zarar ediyor, iflas ediyor. Çiftçi şu anda intiharın eşiğine gelmiş durumda. Türkiye’de çalışarak, üreterek, emek harcayarak para kazanamıyorsun. Türkiye, kara para aklayanların, vergi kaçıranların cenneti olmuş durumda. ÜAtatürk’ün ‘Milletin efendisi’ dediği köylü, çiftçi şu anda Erdoğan’ın, AKP iktidarının, emperyalist güçlerin, tarımı kullanan, çiftçiyi kullanan bazı sanayi baronlarının kölesi olmuş durumda. Yani milletin efendisi olan köylü, kara para aklayanların, tefecilerin, aracıların ve çiftçiye en büyük düşmanı olan Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının kölesi olmuş durumda.”

Çiftçiler, 1 dönümden 15 bin lira zarar etti. 3,5 liranın maliyete ancak yeteceğini anlatan üreticinin para kazanması için ise domatesi en az 4 liradan satması gerekiyor.