Cihatçılar Suriye’yi yağmaya açacak
Suriye’de “geçici” yönetimini sağlamlaştıran cihatçı HTŞ, devlet şirketlerini özelleştirerek ülkeyi yabancı sermayeye açmayı planlıyor. Kamuda toplu işten çıkarmaları içeren ekonomik modele tepkiler ise sürüyor.

Dış Haberler
Suriye’de cihatçı HTŞ, yönetimdeki yerini sağlamlaştırarak “kapsayıcılık mesajları verirken” ülke ekonomisinde özelleştirmeleri içeren radikal bir değişime gidiyor. Kamuda planlanan toplu işten çıkarmalar ise işsizliği artıracağı ve mezhepçi saiklerle yürütüleceği endişelerini giderek artırıyor.
Suriye’de Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) lideri Muhammed el Colani, kendisini “geçici yönetimin” Devlet Başkanı ilan ettikten sonra ilk ulusa sesleniş konuşmasını yaptı.
“Bugün size bir hükümdar olarak değil, yaralı vatanımıza hizmet eden biri olarak sesleniyorum. Tüm gücüm ve irademle Suriye’nin birliğini ve kalkınmasını sağlamak için çalışacağım” diyen Colani, “Suriye'nin çeşitliliğini yansıtan kapsamlı bir geçiş hükümeti oluşturmak için çalışacaklarını” iddia etti.
‘KAPSAYICILIK’ İDDİASI
Geçiş döneminde “dışlama veya ötekileştirme” olmayacağını öne süren Colani, geçiş hükümetinin “özgür ve adil seçimlere kadar Suriye’nin kurumlarını inşa etme görevini üstleneceğini” söyledi. Geçiş sürecinde yasama yetkisini üstlenecek meclisi oluşturmak için hazırlık komitesi kuracağını belirten Colani, “Önümüzdeki günlerde Ulusal Diyalog Konferansı'nın hazırlık komitesi açıklanacak. Bu konferans, gelecek siyasi programımız üzerine doğrudan tartışmalar ve istişareler için bir platform olacaktır. Bu adımlar tamamlandıktan sonra, geçiş döneminin hukuki temelini oluşturacak anayasal bildiriyi ilan edeceğiz” dedi.
Colani’den “kapsayıcılık” ve “yeniden inşa sürecinde diyalog” mesajları gelirken geçiş hükümetinin bakanlarının açıklamaları bunun tam tersine işaret ediyor.
DEVLETTE ‘KÜÇÜLME’
HTŞ’nin atadığı bakanlarla konuşan Reuters’ın haberine göre “ekonomik şok terapisine” hazırlanan cihatçı yönetim, özelleştirmeler ve kamuda toplu işten çıkarmalarla devlette “küçülmeye” gitmeyi planlıyor. Ancak halihazırda azınlıklar üzerindeki baskılar, özellikle işten çıkarmalar konusunda mezhepçi bir yaklaşımın izleneceği endişelerini artırıyor.
Habere göre HTŞ’nin Ekonomi Bakanı olarak atadığı Basil Abdulhanan, Suriye’de “rekabetçi bir serbest piyasa ekonomisine geçiş yaptıklarını” söyledi. Hanan, çoğunun zarar ettiğini belirttiği 107 tane devlete ait şirketin özelleştirilmesi üzerinde çalışacaklarını kaydetti.
Suriye’nin başlıca sanayi alanları arasında petrol, çimento ve çelik yer alıyor. Öte yandan ülkedeki petrol sahalarının büyük kısmı, Fırat’ın doğusundaki Kürt güçlerin kontrolünde bulunurken HTŞ, petrol zengini Deyrizor’da kontrolü ele geçirmişti.
TOPLU İŞTEN ÇIKARMALAR
Maliye Bakanı Muhammed Abazeed ise bazı devlet şirketlerinin sadece “zimmete para geçirmek” amacıyla var olduğunu ve “kapatılacağını” söylerken, kamuda çalışan “1,3 milyon kişiden sadece 900 bininin işe gittiğini” iddia etti. Abazeed, 400 bin “hayalet ismin” işine son verilmesiyle “önemli miktarda kaynak tasarrufu sağlayacaklarını” söyledi.
Esad döneminde İdlib’deki HTŞ yönetiminin hazine yetkilisi olan Abazeed, cezalara af getirilerek vergi sistemini de basitleştirmeyi içeren ekonomik reformların, yabancı yatırımcıları Suriye’ye çekmek olduğunu söyledi.
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, önceki hafta katıldığı Davos “ülkenin ekonomisinin yabancı yatırıma açık olacağını ve Şam'ın Körfez ülkeleriyle enerji ve elektrik ortaklıkları üzerinde çalıştığını” söylemişti
∗∗∗
‘İDLİB MODELİ’ PROTESTOLARA YOL AÇIYOR
HTŞ, 2017’de kontrolü ele geçirdiği İdlib’de mezhepçi bir yaklaşımla uyguladığı modeli, zengin Arap Körfez ülkelerinin desteğiyle tüm Suriye’de hayata geçirmek istiyor. Ancak HTŞ’nin Şam’ı ele geçirdiği 8 Aralık’tan kısa süre sonra hızla hayata geçirdiği azınlıklara yönelik saldırıları ve işten çıkarmalar, protestoları tetiklemişti. Toplu işten çıkarmalara yönelik bir diğer eleştiri ise derin bir işsizliği tetikleyeceği endişesi. HTŞ ise Esad döneminden kalma “yolsuzluk ve israfı” eylemlerine gerekçe gösteriyor.
Ocak ayının başında HTŞ, Alevilerin çoğunlukta olduğu Tartus’ta “belgede sahtecilik” gerekçesiyle işten çıkardığı yüzlerce kadın sağlık çalışanı valilik binası önünde protesto gösterisi düzenledi.
Dera’da yüzlerce sağlık çalışanı, HTŞ’nin çalışan sayısını yarıya indirme kararına karşı hükümet binasını işgal etti.
Önceki hafta Süveyda’da da yüzlerce kamu çalışanının işten çıkarılmasına karşı kitlesel protestolar düzenlendi.
∗∗∗
HTŞ PETROLÜ DIŞARIYA SATAMADI
Suriye’deki HTŞ yönetimi, uluslararası yaptırımlar ve mali riskler nedeniyle petrol ithalat ihalelerine yeterli ilgi gösterilmemesi üzerine yerli aracılara yöneldi. Reuters’a konuşan kaynaklar, Beşar Esad’ın düşüşünden sonra HTŞ’nin açtığı ilk ithalat ihalelerinin, devam eden yaptırımlar ve mali riskler nedeniyle petrol tüccarlarından yeterli ilgiyi görmediğini belirtti. İran'ın da petrol sevkiyatını durdurmasıyla ülkenin enerji güvenliği sorunları büyürken kaynaklar, pazartesi günü kapanan ihalelerin henüz sonuçlanmadığını ve hükümetin şu anda ihtiyaçları karşılamak için yerli şirketlerle görüşmeler yürüttüğünü ifade etti.
∗∗∗
‘SURİYE’DE KARARA VARACAĞIZ’
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’deki Amerikan askerlerinin geleceği hakkında bir karara varacaklarını açıkladı. Trump, daha önce İsrail medyasında çıkan asker çekme iddialarını ise reddederken ABD’nin Suriye’deki son olaylara dahil olmadığını ifade ederek “Suriyeliler şu anki durumdan kendileri sorumlular ve bu durumun ABD ile bir ilgisi yok. Amerika’nın bu duruma müdahil olmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı. Trump “Orada yeteri kadar karışıklık var, dâhil olmamız için bize ihtiyaçları yok” dedi.
Trump'ın Ulusal İstihbarat Direktörlüğü (DNI) adayı Tulsi Gabbard ise Senato’daki onay oturumda “Suriye şu anda, 11 Eylül'de sokaklarda dans eden ve birçok ABD askerinin öldürülmesinden sorumlu olan bir İslamcı cihatçı tarafından yönetilen El Kaide uzantısı HTŞ tarafından kontrol ediliyor” dedi.