Yanlışım varsa aklını ve ruhunu yıllardır yüzde yüz AKP’ye kilitleyerek Erdoğan’ın grup toplantılarını izleyen “meslektaşlar” düzeltsin. Öyle ya, ne aklımla ne ruhumla orada olmadığım gibi, AKP Meclis Grup Toplantısı’nı dikkatle ama sadece televizyondan izlediğim için yanılıyor olabilirim!

Hakkını teslim edeyim, Sayın Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı Erdoğan dün partisinin grup toplantısında konuşurken her zamanki formundaydı. Ne bir eksik ne bir fazla. O her cümlesiyle grubu hop oturtup hop kaldıran, vekillerin ve izleyicilerin avuçlarını alkışlamaktan kızartan Erdoğan!

Dün de alkış patlamalarına yol açacak cümleler kurdu. Camdan falan da konuşsa, tam yerinde tonlamalarla, “Ne nâmus u âr, u ne irz u hayâ Mezâ mâ mezâ vü mezâ mâ meza” diye hem kahkaha atılıp hem alkış patlatılacak mesellerle, ekonomide yapmakta oldukları büyük yapısal dönüşümü anlattı.

“Ekonomide de dünya 5’ten büyüktür diyoruz” dedi. Şak, şak…. şak…

“Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söyler. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu cümle alem bilir. Hiçbir zaman faizci olmadım bugün de değilim yarın da olmayacağım” dedi. Şak, şak…

“Malını iki kat, üç kat satmaya çalışanların sonu hüsran olacaktır. Stokçulara bu ülkeyi biz mezar edeceğiz. Stokçuluk bizim dinimizde haramdır, bunu yapamazsınız. Yapanlar varsa bunun bedelini ödeyeceklerdir.” Şak…

“Dün 2021’in üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 7.4 olarak açıklandı. Bu oran ile G20 içinde ilk sırada yer alıyoruz. Milli gelirimize gelince bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.8 arttı. Türkiye, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir.” Şak…

Ey Bay Kemal, siz otel odalarında IMF ile kulis atanlar değil misiniz? Biz sizin ne olduğunu biliyoruz.” Şak …

Haydi birkaç sene önceyi, birkaç sene önce o grupta bunları söyleyen Erdoğan’ı düşünün!

Konuşma bittiğinde kaç dakika ayakta alkışlanırdı. Kaç milletvekili alkıştan patlayan avuçlarına pansuman yaptırmak için revire koşar, sargılı ellerini gururla dolaştırırdı bir sonraki toplantıya kadar.

10 yıl önceydi galiba, hatırlarsınız, o zaman başbakan olan Erdoğan grup toplantısında haritalar göstererek konuşurken, önceki iktidarların yaptığı kara yollarını gösteren haritayı kaldırdığında alkış kopmuştu da yanlış yerde alkışlayan milletvekillerini “Bunu niye alkışlıyorsunuz? Alkışlanacak harita şimdi geliyor” diye hafiften fırçalamıştı.

Nereden nereyeee?

Ne söylese avuçları patlatan alkışlara sahne olan AKP grubu dün pek bir isteksizdi alkış konusunda. Cılız alkışlar, hiç alkışlamayanlar, Başkan konuşurken telefonuyla oynayanlar, başı elleri arasında düşünenler…

Tabii elimde bir kronometre ve desibelmetre ile Grup’ta olmadığım için, tüm varlıklarıyla orada olan “meslektaşlar”ın şahitliğine ihtiyacım var.

İspanya’nın duayen gazetecilerinden Miguel Angel Aguilar, muhalefet yapmanın hiç kolay olmadığı Franco döneminde, tam 7 yıl boyunca elinde bir kronometre ve desibelmetre ile parlamentoya gidip, milletvekillerinin alkışlarının süresini ve şiddetini ölçerek köşeler yazmıştı. Şakşakçılığın trajikomik hallerini anlatan köşe yazılarının hikayesini ondan dinlemiş ve yıllar önce de burada aktarmıştım.

O alkışların süresi ve şiddeti, şakşakçılığın trajikomik hallerini göstermekle kalmaz, lidere bağlılığın derecesini ve iktidarın ömrünü de ölçermiş!

Miguel dünkü AKP grubunu izlese kim bilir neler yazardı? Benim uzaktan gördüğüm, kronometresi de desibelmetresi de çanların AKP için çaldığını söylerdi!

Hadi ne’olur, uçağa binip gruba inen “meslektaşlar”dan biri yanıldığımı söylesin de rahat edeyim!