Cim-Bom Şampiyon

Galatasaray, psikolojik açısından oldukça zor geçen Göztepe deplasmanında 1-0 kazanarak 21. şampiyonluğa ulaştı.

Galatasaray alıştığımız şekilde baskıyla başlamadı oyuna İzmir’de. Aşırı motive olmuş Göztepe seyircisi ilk 5 dakikada adeta takımının hapsolmasını engelledi adeta. Dakikalar geçtikçe oyun biraz daha rayına oturdu ama sarı-kırmızılıların oyun felsefesi daha çok skoru dengede tutup bulduğu boşluklarla savunmanın arkasına sarkmak üzereydi. Belhanda’nın, rakip sahanın ortasında yüzü rakip kaleye dönük topla buluştuğu her anda aslında bu şansları yarattılar ama hem sağdan birkaç kez kaçan Linnes hem de Faslı oyuncunun topla birkaç kez buluşturduğu Gomis oldukça bu topları oldukça kötü kullanınca Terim’in takımının yaratmak istediği tehlikeler cılız birer atak olarak kaldılar. Göztepe solda Rodrigues ve Nagatomo’ya da nerede ise üçlü bir savunma tedbiri almıştı ve hal böyle olunca koskoca bir devreyi, Gomis’in Beto’nun üzerine vurduğu bir şut isabeti ile geçirdiler. Göztepe ise Demba Ba’yı orta sahaya indirip onun yarattığı duvardan gelen topları Nagatomo ve Linnes’in arkasına indirme taktiğini kontrataklar dahil birkaç pozisyonda denedi, ancak onlar da penaltı noktasına yeterli sayıda orta saha oyuncusunu sokamadıklarından ceza sahasına inen topları toplayamadılar. Maç bu haliyle ufak tesirli bir saatli bomba gibiydi aslında, yani eşitliği bozan taraf direksiyon koltuğuna da oturacak gibi görünüyordu ama Galatasaray’ın bulduğu gol onları bırakın koltuğa oturmayı adeta araçtan dışarı attı ve takım son 20 dakikayı şampiyonluk stresinin yoğun etkisiyle kendi sahasında mahkum oynayarak geçirdi.

Galatasaray tribünleri açısından ilginç bir sezon oldu. Sezona Östersunds maçından sonra tribünde kombine yakarak başlayan taraftarlar şampiyonluğun kazanmasında büyük pay sahibi oldular. Yoksa Igor Tudor ile Fatih Terim dönemleri arasında deplasman performansları arasında ufak farklar vardı ki bunları devre arasının en yerinde transferlerinden Nagatomo, kadroya girip çoğu maçta defans dörtlüsünün arasına girerek adeta üçüncü bir stoper görevi gören Ryan Donk ve kenardan gelerek çok kritik katkılar yapan Sinan yarattı diyebiliriz. Zira son tahlilde takımın gelecek sezon özellikle deplasman performansları açısından alması gereken çok yol var.

Galatasaray’ın şampiyonluğunun mimarlarını sayarsak Garry Rodrigues’i en başa yazmak gerekiyor. Gomis’in 29 gollük performansını göz ardı edemeyiz, ancak itiraf etmek lazım Garry olmadan Gomis’in bu rakama ulaşması da zor görünüyordu. Bu iki oyuncuya özellikle ikinci yarıdaki performanslarıyla Ryan Donk ve Yuto Nagatomo’yu da eklersek kare ası oluşturabiliriz. Onların bu üstün performansları, Maicon, Mariano ve Fernando’nun inişli çıkışlı grafikleri ile Feghouli ve Belhanda’nın özellikle hücumda yokları oynadığı maçları sarı-kırmızılılara getirdi.