Çin’de yaşayan bir öğrencinin ‘virüslü günler’ izlenimi: Virüs öğrencileri vurdu

'Kimliği belirsiz bir zatürre salgını’ Ocak ayının başında 44 vaka ile Vuhan kentinde Huanân Et-Balık Pazarı’nda görüldüğünde tehlike çanları çalıyordu. Salgının SARS benzeri belirtiler gösteren yeni tip bir koronavirüsü yüzünden olduğu anlaşıldı ve bahar yarıyıl tatiline hazırlanan Çin’de panik havası hâkim oldu. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi, salgının tehlikesini anladı ve 23 Ocak’ta salgına karşı öncü bir gurup oluşturdu. Bu grubun başında da bizzat Çin Başbakanı Li Keqiang’i [Li Kıçiyan] görevlendirdi. Çok geçmeden Vuhan kentini ziyaret eden Başbakan, durumu yerinde teftiş etti. Vuhan’a ulaşım kısıtlamaları konulsa da artık çok geçti çünkü yaklaşan yarıyıl tatili sebebiyle başta öğrenciler ile emekçiler bahar bayramını aileleriyle ve akrabalarıyla beraber geçirmek için başka illere doğru yola çıkmışlardı. Bu zor ortamda Çin birçok akılcı önlem ile salgının kontrolünü eline aldı.

‘KORONA İTHALATINA’ KARŞI ÖNLEM

Salgının 13 Mart’ta kontrol altına alındığının açıklanmasına kadar, Çin’e karşı dünyada büyük bir korku hâkimdi. İtalya’da salgın büyük can kaybına yol açmaya başladı ve durum tersine döndü. Şimdi Çin dünyanın geri kalanından daha güvenli hale gelmiş oldu. Çin kendi ifadesiyle “korona ithalatına” karşı havalimanlarında sıkı önlemler almaya başladı. Ancak bu duruma rağmen Çin’de üniversiteler başta olmak üzere diğer eğitim kurumları kapılarını öğrencilere açmadı. Derslerin çevrimiçi yöntemler kullanılarak internet üzerinden verileceğini açıkladılar. Bu durum da en çok Çin’e kendi imkânlarıyla gelen yabancı öğrencileri etkiledi. Salgından önce ya da salgın sırasında ülkelerine dönen öğrenciler okul yönetimlerinin “İkinci bir emre kadar dönmenize gerek yok” politikası sebebiyle zor zamanlar yaşamaya başladı. Kişisel eşyalarını Çin’de yaşadıkları yurt ya da evlerinde bırakan öğrenciler, yaşadıkları yerlere, -Çin’e dönememelerine rağmen- kira ödemeye devam ediyor.

Çin’de yarıyıl tatilinde Türkiye’ye dönen ya da yarıyıl tatilini Çin’de geçiren öğrencilerin durumları çok farklı. Bir de buna salgın sırasında korku ve panikten dolayı Türkiye’ye dönüp de şu anda benzer tehlikeyi ailelerinin yanında yaşayan öğrenciler var. Öğrencilerin çoğunun salgın sırasında Türkiye’ye dönmesinin nedeni, dünyada olacakları kestirememeleri… Çin’i tehlikeli gösteren Türk basınında da etkisi büyük… Hâlbuki Çin daha önceki salgını [SARS] döneminden bu konuda güvenilir bir ülke. Salgın döneminde Çin’in bunu kontrol altına alacağını tahmin etmek hiç de zor değildi. Salgın sırasında Türkiye’ye dönen öğrenciler, kendilerini büyük bir tehlikenin içine atmış oldular.

Çin’de yaşamaya devam eden öğrenciler, eğer yerleşke dışında ikamet ediyorlarsa okullarına dönemiyorlar ama çevrimiçi teknolojik yöntemler onları almaları gereken derslerden geri bırakmıyor. Yüksek lisans eğitimi gören, tez araştırması yapan öğrenciler ise danışman öğretim üyeleriyle görüntülü arama özelliği sayesinde görüşüyorlar ve tez çalışmalarını ancak teorik olarak devam edebiliyorlar. Yerleşke içerisinde yaşayan öğrencilerin ise durumları farklılık gösteriyor. Hefei (Hıfey) kentinde Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde eğitim gören lisansüstü öğrenciler, yerleşke dışına çıkmamak şartıyla hayatlarına devam ediyorlar. Okul kantinlerinde öğle ve akşam yemeklerini yiyorlar, okul içerisindeki marketlerde alışveriş yapıyorlar. Ancak başka şehirlerde durumlar farklı bazı üniversiteler öğrencilerin ikinci bir emre kadar laboratuvarlara ve çalışma ofislerine gelmemelerini söylüyor.

Öte yandan başlayan yarıyıl tatili sebebiyle salgından bağımsız olarak okullarını tatil sebebiyle terk eden öğrencilerin yaşadıkları stresi tarif etmek güç. Tatil süreleri bitmesine rağmen okullarının tavsiyesi üzerine dönüş biletlerini erteleyen öğrenciler uçuşların da azaltılmasıyla çok zor durumda kaldı. Üzerinde çalıştıkları projeleri dâhil Çin’de evlerinde bırakan öğrencilerin çoğu yakın zamanda Çin’e dönmek isteseler bile okulları tarafından dönmemeye ikna edildi. Okullarının kendilerini sürüklediği bu panik havası sebebiyle mağdur oldular. Burslu öğrenciler kiralarını ödemekte sıkıntı yaşamazken, kendi imkânlarıyla Çin’e gelen öğrenciler gidemedikleri evin kirasını ceplerinden ödemeye devam ediyorlar.

‘OKULA DÖNMEK İSTİYORUM’

Görüştüğümüz Shandong (Şantun) ilinde Uluslararası Ticaret Bölümü’nde eğitimi sürdüren S.A. üniversitesini bir türlü dönmek için ikna edememiş. S.A.’nın gerekli oturum izni ve ikametgâhı bulunuyor. Ancak okulun yetkili sekreteri; S.A.’ya izinsiz dönmesi halinde ‘disiplin cezası’ uygulanabileceğini bildirmiş. S.A ise bir an önce üniversitesine dönmek istiyor. Birçok Türkiyeli öğrencinin bulunduğu Nanjing Havacılık ve Uzay Bilimleri Üniversitesi de öğrencilerini WeChat hesabı e-posta yoluyla 1 Mayıs tatilinin bitişi olan 6 Mayıs’a kadar dönmemeleri yönünde uyardı. Ayrıca izinsiz dönen bazı öğrencilerin şu anda disiplin soruşturması geçirdiğini