Wuhan’daki salgının ilk günlerinde virüsün kaynağının “balık pazarı” olduğu düşünülüyordu. Çinli uzmanlara göre, büyük olasılıkla yarasalardan balık pazarında yasadışı olarak satılan yaban hayvanlarından birine ve onlardan insanlara geçmişti. O hayvanlarla yakın ilişkide olanlar da pazardaki diğer insanlara bulaştırmıştı. Uzmanların virüsün yayılma mekanizması hakkında söyledikleri daha önce yaşanan SARS salgınından elde edilen bilimsel bulgulara dayanıyordu. Fakat okuduğum yayınlar ve buradaki uzman dostların anlattıkları, kaynağın Wuhan’daki balık pazarı olduğuna dair o günkü bulguların/tahminlerin artık fazlasıyla kuşkulu olduğunu, hatta kabul görmediğini gösteriyor. Göründüğü kadarıyla, balık pazarının tek vebali yayılmayı hızlandıran mekân olmasından ibaret. O günlerde balık pazarını virüsün kaynağı olarak gösteren uzmanlar yanıldığı gibi, onların görüşlerine dayanarak yazdığım bir-iki yazımda ben de yanıldım. Yani balık pazarı virüsün kaynağı değil sadece yayılma noktasıydı.

Buralarda memleketteki “mahşeri kalabalık” deyimiyle aynı anlama gelen “balık pazarı gibi” ifadesi vardır. Wuhan balık pazarı hem büyüklüğü hem de satılan ürün çeşidi açısından Çin’de benzerine az rastlanan bir yerdir ve her zaman kalabalıktır. O kalabalık Covid-19’a insandan insana geçiş ve hızla yayılma imkânı sundu. Yayılma noktasının orası olduğu anlaşılınca pazar kapatıldı, çevrede yasadışı olarak satılan bütün yaban hayvanları toplatıldı. O günlerde hedefe koyduğumuz bu hayvanlar sonunda temize çıktı: Sayıları yüzlerle ifade edilen hayvanların hiçbirinde “yeni koronavirüs”e rastlanmadı.

Peki, o virüs pazara nereden geldi? Başka bir ifadeyle, virüsün gerçek/ilk kaynağı neresi? Buradaki uzmanlar bu sorunun kesin bir biçimde yanıtlanmasının imkânsız olduğunu söylüyorlar. Uzmanlara göre, bugünkü bilgilerimizle şu söylenebilir: Başka bir yerden bir şekilde pazara taşındı ve pazardaki kalabalık insandan insana geçişi hızlandırdı. Bu “başka bir yer” (1) Çin içinde bir bölge olabileceği gibi (2) Çin’e dondurulmuş gıda ürünleri satan ülkelerden biri de olabilir veya (3) başka herhangi bir yolla da taşınmış olabilir (seyahat eden insanlar gibi).

YENİ BULAŞMA YOLU

Bu yılın ortalarından beri Çin’in dondurulmuş gıda ithal ettiği ülkelerin bazılarından gelen 50'den fazla ürünün dış ambalajında Covid-19’a rastlandı. Yetkililer “Dondurulmuş gıda zinciri sektöründe görev yapan bazı çalışanların, özellikle liman gibi ilk temas noktasındakilerin, enfekte olduğunu ve bu nedenle 20 kadar şehirde bazı Covid-19 vakalarının ortaya çıktığını” söylüyorlar. Çin için artık bir “ulusal değer” kabul edilen, salgınla mücadele eden komisyonun başkanı Dr. Zhong Nanshan de birkaç hafta önceki bir söyleşisinde “Virüsün çevreden/ortamdan insana geçişi” hakkında uyarılarda bulundu ve “Virüs için yeni yayılma yolu olma riski taşıyor” dedi.

RİSK GRUBU HAYDİ AŞIYA

Çin, yaklaşan Çin Yeni Yılı (bu yıl 12 Şubat’a rastlıyor) sırasında artan nüfus hareketliliğinin getirebileceği olası riski önlemek için yüksek risk gruplarında yer alan yaklaşık 50 milyon kişiyi aşılamayı planlıyor (aşılama başladı). İlk aşılanacak olanlar arasında dondurulmuş gıda sektörü, soğuk hava deposu tesislerinde çalışanlar, liman karantinası çalışanları, nakliyeciler, taze gıda pazarları satıcıları, sağlık çalışanları, polisler ve yurtdışında okumak veya çalışmak için gidecekler yer alıyor. Bu gruptakiler ilk aşılarını 15 Ocak'tan önce ve ikincisini 5 Şubat'a kadar yaptıracaklar.

Bir uzman, “İlk 50 milyon kişinin aşılanması salgın riskini büyük ölçüde düşürecek ve bu da herkesi aşılamanın aciliyetini azaltacaktır. Aşılama için sonraki sıra yaşlılar ve bir sağlık sorunu olanların olacak. Aşı yaptırmak herkesin hakkı olduğu gibi, koronavirüsü kontrol altına almak da herkesin sorumluluğudur” dedi. Faz III çalışmasının klinik sonuçları kesinleşmediği ve dolayısıyla üretim lisansı verilmediği için aşı şu anda “acil durum” kapsamında kullanılıyor. Bir yetkili, Covid-19'a karşı geliştirilen aşıların üretim lisansı alana kadar herkese açık olmayacağını söyledi. Uzmanlar, herkese yönelik toplu aşılamanın ancak 2021’in ikinci çeyreğinde başlayabileceğini söylüyorlar.

ÖZGÜVEN

Geçen bir yıl içinde gözlemlediğim en büyük değişiklik Çin’in salgınla mücadelede elde ettiği büyük başarının insanlara aşıladığı özgüven. Virüse karşılaşılması durumunda önlemler çok sıkı ve sert, mücadele ve mücadele edenler fazlasıyla ciddi ve en önemlisi her durumda süreç kesinlikle şeffaflıkla yürütülüyor. Covid-19 haberleri artık insanların ilgisini çekmekten yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamış olsa bile, yetkililer karşılaşılan her durumu bütün açıklığıyla halkla paylaşıyorlar ve önlemleri her fırsatta hatırlatıyorlar. İnsanlardaki “Koronavirüs de neymiş, bir kez yendik, bir daha yeneriz” özgüveni herhalde bu sıkı önlemlere, ciddiyete ve şeffaflığa dayanıyor olsa gerek. Yöneticilerin saygınlığı ve onlara duyulan güven her şeyin başı… Virüsün tek dostu insani-ahlaki olarak düşük, sahtekâr, yalancı yöneticiler ve sırtlarını dayadıkları (aslında kendi mayaları olan) cahil-cühela arsızlığıdır.