Günümüz ÇKP’sine göre, Mao’nun İleriye Doğru Büyük Atılım kampanyasının (1958-60) hedefi “Ekonomik ve teknik kalkınmayı hızlı adımlarla ve büyük sonuçlar elde ederek” sağlamaktır. Bence amaç sadece bunlarla sınırlı ve bu kadar sığ değil.

O yıllarda ÇKP’nin önündeki tek sosyalist kalkınma örneği Sovyetler Birliği modelidir. Çin’in kalkınmasını planlamak ve uygulanmasını gözetmek için SSCB’den uzmanlar davet edilir. Sovyet modeline göre oluşturulan kalkınma planı ağır sanayinin kurulması ve gelişmesine dayalıdır ve ÇKP içinde çok taraftar bulmuştur. Oysa Mao aynı fikirde değildir.

Bazı kaynaklara göre, Sovyet modeli “ekonomik kalkınmaya fazlasıyla teknokratik bir yaklaşım”dır: Uzmanlaşmaya büyük önem verir, katı işbölümü öngörür, işçileri gelirle teşvik eder, yukarıdan aşağıya katı bir işletme yönetimi hiyerarşisi uygular. Tek yönlü olarak ağır sanayi gelişimine dayalıdır ve ekonomik kalkınma için ağır sanayi yatırımının teşvik edilmesini gerekli görür. Dolayısıyla, kaynakları kentlere ve gelişmiş kırsal bölgelere yönlendirir.

Bolşevik Preobrazhensky’e (ve SSCB modeline) göre, ağır sanayi yatırımı ‘ilkel sosyalist birikim” gerektirir. Bunun için Çin’e önerdikleri çözüm, “Tarım sektöründen sanayi ve finans için kaynak yaratmak”tır. Mao usta bu teze bir türlü ısınamaz. Ona göre “Kapitalizmden apartma ve kapitalist esintiler taşıyan (Marks’ın ‘ilkel sermaye birikimi’ tezi)” bir modeldir. SSCB kalkınma modelinin insanı özgürleştirecek bir örnek olmadığına ve bir gün insanı kapitalist sistem gibi ve onun kadar kuşatacağına inanmaktadır. Nitekim haklı çıktı.

Mao, bir özgürleştirici ekonomik ve sosyal gelişme yolu bulmaya çalışmaktadır: (1) Ülkeyi batı emperyalizminin Çin üzerindeki sürekli baskısından kurtaracak ve (2) Sovyet kalkınma modeli hakkındaki genel-geçer bilginin yanlışlığını gösterecek bir yol. Toplumsal dayanışma ve ortak mülkiyet temelinde bir sosyalist kalkınma yolu, şu özellikleri taşıması gereken bir model üzerinde düşünmektedir:

- Sanayinin ve halkın gereksinimlerini karşılamalı.

- Çin’in kadim dertleri olan açlık, kötü beslenme ve tekrarlayan kıtlık sorunlarını çözmeli.

- Ülkenin kaynaklarını sanayi için emmek yerine, tarım ve sanayi arasındaki karşılıklı destekleyici ilişkiyi beslemeli.

- Kent ve kırsal bölge, sanayi ve tarım ve bölgeler arasındaki farklılıkları azaltmaya ve sonunda ortadan kaldırmaya katkı sağlamalı.

- Gelir teşviklerine değil halkın bilinçli aktivizmine dayanmalı ve “kalkınmanın maliyeti” olarak sosyal farklılıkları büyütmemeli.

- Kolektif anlayışa dayanmalı ve üretim süreci üzerinde kitleleri ortak düşünme-karar vermeye teşvik etmeli.

- Emperyalist saldırılara dayanabilmeli ve diğer ülkelerdeki devrimleri desteklemeli.

Mao, bu nitelikleri taşıdığına inandığı ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişme projesini İleriye Doğru Büyük Atılım adıyla başlatır. Bir köylü hareketi olan Çin devrimi yola yine köylü toplumundan devam eder. Çin devriminin ilk başlarında, köylüler ÇKP’nin desteğiyle ekim ve hasat işlerinde birbirlerine yardım etmek için ekipler oluştururlar. Birkaç yıl içinde de kooperatifler kurarlar. 1958 sonuna kadar kurulan kooperatif sayısı 750 bin civarındadır. Bu kooperatifler her biri 5000 aile veya 22-25 bin nüfus barındıracak şekilde komün halinde birleştirilir. Her komün tarım, küçük ölçekli yerel sanayi, eğitim, pazarlama, yönetim ve yerel güvenlik açısından kendine yeterli bir topluluk olarak tasarlanır. Komünlerin çoğunda ortak mutfak, yemekhane, çocuk bakım evi vs bulunmaktadır.

Bu atılım, kentlerle kırsal bölgeler ve işçilerle köylüler arasındaki boşluğu giderek kapatmayı amaçlayan bir projedir. Kırsal bölgelere ağırlık vermesinin nedeni budur. Kapitalist ülkelerde (ve SSCB’de) görülen büyük kırsal yer değiştirme ve kentlere göçe karşı bir özgürleştirici alternatiftir. Kırsal bölgelerde endüstriyel ve teknik becerileri yaygınlaştıran, kendi kendine yeten ve emperyalist saldırılara karşı ayakta kalabilen bir ekonomi amaçlanmıştır. Peki sonuç… (Devam edecek)