Hayatında başka bir kadın olduğunu ve boşanmak istediğini söyleyen bir erkekten ayrılmanın iki yolu olduğunu bilirdim: Barışçıl bir ayrılık veya olay çıkarmak. Fakat burada (Çin) bir üçüncü yol daha varmış, ben de yeni öğrendim. Bu yazı işte o üçüncü yolu seçen yani kocalarının metreslerini döverek intikam alan kadınların hikâyesi. (Bu arada, metres onayladığım bir ifade değil. Orijinaline sadık kalmak için mecburen kullanıyorum.) Aslında, bu işin öncüsü olan ve medya’da “metres katili” olarak bilinen Zhang’ın kendi ağzından hikâyesinin özetlenmiş hali (başka bir yazının ön hazırlığı). Buyurun okuyun:
“Bir gün kocam başka bir kadınla görüştüğünü ve boşanmak istediğini söyledi. Bunu duyunca bir hafta kanepede kıvrılıp kaldım. Biraz toparlanıp sendeleyerek dışarı çıktığımda, bütün saçlarım ağarmıştı ve insanlar on kilodan fazla zayıfladığımı söyledi. Bir hafta düşündükten sonra intikam almaya karar verdim. İntikam planları ile meşgulken bir yaşlı kadınla tanıştım. Kadın, damadının kendine bir metres bulduğunu, kızının bu duruma çok üzüldüğünü ve birkaç defa intihara kalkıştığını söyledi ve yardım istedi. Yaşlı kadına kızıyla iki gün sonra görüşmek için söz verdim ama kız bu arada intihar etti. Kadına ‘Damadını neden mahkemeye vermediniz’ diye sordum. Kadın, ‘Elimizde zina yaptığına dair hiçbir kanıt yoktu. Davayı kazanamazdık’ diye cevapladı. Erkeklerin evlilik dışı ilişkileri hakkında delil toplayan bir ajans kurma fikri aklıma işte o zaman geldi. O yaşlı kadına ‘Bu adamları acımasızca yok edeceğim, söz veriyorum’ dedim.

Yeni psikoterapi ekolü: Metres sopalama
Aldatılan/terk edilen kadınlar kocasının metresine karşı büyük öfke duyuyorlar. O metresleri buluyoruz ve fırsat yakaladığımızda dövüyoruz. Metresleri dövmek aldatılan kadınların kaygı ve duygusal acıdan kurtulmalarını sağlıyor ve sağlığına kavuşmalarına yardımcı oluyor. Kocasının metresini döven bir arkadaşımızın nefes alma sorunu iyileşti ve artık nefes darlığı çekmiyor. Dövmeye cesaret edemeyen kadınlarda yemek borusu kanseri, rahim kanseri, akciğer kanseri gelişeceğine inanıyorum. (Ruhun şad olsun Bergamalı Galen.)

İlk defa bir kadını bir başka aldatılan kadına yardım etmek için dövdüm. Kocasının metresini caddenin ortasında dövmeye başladık ve trafik kilitlendi. Bir sürü insan dikilmiş bizim o kadını dövmemizi izliyordu. Kısa bir zaman sonra polis geldiğini gördüm ve hemen onlara doğru gidip ‘bu kadın arkadaşımın kocasını ayartıyordu’ dedim. Polis, ‘Tamam, biz burada ne olduğunu görmedik’ dedi. Bu ‘Bakın işinize’ demekti ve biz de kadını dövmeye devam ettik. Eylemlerimiz medyada fazla yer almaya başlayınca, eyalet hükümetleri ‘metres dövme eylemleri’ne dikkat kesildiler ve birkaç arkadaşımız tutuklandı. Yani polis artık eski günlerdeki gibi değil. O eski günleri çok arıyorum.

Savunmasız kadınlar
Her gün benden yardım isteyen yüzden fazla kadından telefon alıyorum. Geçen on yılda yüzlerce durumun araştırmasına yardım ettik. İş arkadaşlarımdan Tang da berbat bir evlik geçirmiş. Ailenin ekmeğini kazanan kişiymiş. Bütün parasını kocasının lokantasına yatırmış. İşler düzelince kocası boşanmak istemiş ve boşanma davası sonunda mahkeme oturdukları evi de kocasına vermiş. Mahkeme sizden delil istiyor ama delili nasıl bulacaksınız? Yasalar sizi korumakta yetersiz kalıyor ve polis delil bulmanıza yardım etmiyor. Sonunda, Tang ve ben kocasının onu aldattığına dair yeteri kadar delil topladık ve mahkemede eski evini geri aldık.

Evimi kocasının evden attığı kadınlarla paylaşıyorum. Güçlü olduğumu düşünüyor ve bana güveniyorlar. Fakat kalbim bana ‘kadınların kırılgan olduğunu’ söylüyor. Çünkü kadınlara yanlış şeyler öğretiliyor. Kızım daha küçükken ben bile ona kocasının kalbini nasıl kazanacağın öğrettim. Çinlilerin geleneksel yetiştirme tarzına göre, erkeğe ilgi göstermek için çoğu zaman bir anne rolü oynamanız gerekir. Bazı isteklerde bulunmak istediğinizde ise bir metres rolü oynamalısınız. Neyse ki kızım beni dinlemedi.

Artık ülkenin ipini kopardığını düşünüyorum. Sorunun kaynağı işte bu ahlaki erozyon. İnsanların çalışma gruplarına ayrıldığı, aile sorunlarına el atıldığı ve evlilik dışı ilişki yaşayan erkeklerin cezalandırıldığı Mao’nun döneminde yaşamış olmayı çok isterdim.”