Cizre’de 21 kişi işkenceyle öldürüldü, üçünün cenazeleri kaybedildi. Aileleri hâlâ kemiklerini arıyor. Cinayetlerle ilgili dava görüldü, mahkeme tek kişiyi “suçlu” buldu: Cinayetleri ve katilleri anlatan tanık.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1993-95 yıllarında 21 kişinin gözaltında kaybedilmesi ve keyfi şekilde öldürülmesiyle ile ilgili davanın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen perşembe görülen duruşmasında, cinayetlerin yanı sıra suç işlemek için örgüt kurmak suçundan yargılanan dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı, Emekli Jandarma Kıdemli Albay Cemal Temizöz, Eski Cizre Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamil Atağ, Kukel Atağ, Tamer Atağ, Adem Yakin, Fırat Altın (Abdülhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Burhanettin Kıyak beraat etti.

Avukat Veysel Vesek’la konuştum, “Beraat kararının hukuken çıkması imkânsızdı. Hayatımda onlarca davaya girdim, bunca delille, Adli Tıp raporlarıyla, beyanla, tanık ve şikâyetçi ifadesiyle beraat çıkan başka karar görmedim” dedi.

Sanıkların bazıları “delil yetersizliğinden” bazıları da “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince beraat etti. Mahkemeye delil beğendirilemedi.
Dava dosyasında, tanıkların anlattığı ölüm şekillerini kanıtlayan Adli Tıp raporları ve farklı tanıkların birbirini destekleyen ifadeleri de yer alıyor. Hepsi bir yana devlet, biri emekli Albay diğerleri korucu olan sanıkların Cizre’de neler yaptığını bilmiyor olamaz herhalde?

Tüm sanıkları beraat ettiren mahkeme, itiraflarıyla davanın açılmasına dayanak sağlayan tanık Mehmet Nuri Binzet hakkında “gereğinin yapılmasını” istedi.

Mehmet Nuri Binzet, iki numaralı sanık Kamil Atağ’ın kardeşi. “Gizli tanık” olarak korunması gerekirken çok kısa sürede kimliği deşifre olunca ifadesini geri çekmiş ve değiştirmişti.

Mahkeme, Binzet’in gizli tanık olarak anlattıklarını değil, kimliği açıklandıktan ve hedef haline geldikten sonra verdiği ifadesini dikkate aldı. Kararda, “Binzet’in yalan söylediği düşünüldüğünden, kararın kesinleşmesi beklenilmeden ve zamanaşımı süresi dikkate alınarak gereğini takdir ve ifası için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirim yapılmasına…”

Yani mahkeme diyor ki, vakit kaybetmeden Binzet hakkında “yalancı tanıklıktan” soruşturma başlatın, dava açın. 21 cinayet ve 22 yıllık davanın ardından, olayla ilgili tek ceza alan kişi, tanıklık eden Binzet olabilir.

Ne anlatmıştı Binzet?
“Cizre ilçesinde iki dönem belediye başkanlığı yapıp halen korucubaşı olan Kamil Atağ benim ağabeyim. Kamil’in yardımları ile 1993 yılından itibaren Geçici Köy Korucusu olarak Cizre ilçesinde göreve başladım. Kamil ve diğer ağabeyim Kukel’e ait, Cizre’nin Cudi Mahallesi’ndeki evlerin alt katlarında nezarethane olarak kullanılan odalar vardı. Buralarda PKK’ye yardım ettiği düşünülen kişiler sorgulanıyordu. Ben de birçok defa sorgulara katıldım.”
“Ağabeyim Kamil, Cizre İlçe Jandarma Bölük Komutanı Cemal Temizöz’le ile çok yakın ilişki içerisindeydi, sürekli birlikte hareket ediyorlardı.”

Binzet sorgularda işkence yapıldığını da anlattı.

“Beyaz Renault (Toros) araçla gözaltına alınanlara önce birkaç gün işkence yapılıyor sonra da öldürülüyorlardı. Kaybedilen veya öldürülenlerin üstünden kimlik belgesi çıkmıyordu çünkü kimlikleri Albay Temizöz’e teslim ediliyordu.

Öldürdükleri kişileri ya çok üstünkörü bir şekilde taşların altına koyuyor ya da infaz ettikleri yerde olduğu gibi bırakıyorlardı. İnfazlarda Basîsk/Kuştepe Köyü özellikle tercih ediliyordu. Köy, Hizbullahçıların kontrolündeydi.”

Sanıkları değil tanığı suçlu çıkaran mahkemenin kararında çok ilginç bir de detay var: Cenazesi 20 yıl önce kaldırılmış maktuller için “öldükleri iddia edilen” ifadesini kullanılıyor.

Ölenler öldüklerini bile kanıtlayamazken katilleri aramızda dolaşıyor.