Cinskırım kavramına açıklık getiren Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, “Akademisyenler tarafından üretilmiş bir kavram olsa da akademik bir kavram değil. Çünkü ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor” diyor.

Cinayetlerin adı cinskırım mı?

BİRGÜN/KADIN

Kadın cinayetleri ve erkek şiddetinin artık cinskırıma dönüştüğü yönündeki tartışmalar kadın mücadelesi içerisinde büyüyor. EŞİK’in başlattığı kampanyanın ardından gündeme gelen cinskırım yeni bir kavram değil. Uzun süredir var olan bu kavramın ne anlattığı ise merak konusu. Cinskırım kavramını uzun yıllardır verdiği dersler, seminerler ve yaptığı sunumlarda kullanan Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır ile konuştuk. Cinskırımın akademik bir kavram olmadığını söyleyen Kayır, bu kavramla kadına yönelik suçların beraber kullanılmasının önemine dikkat çekiyor.

AKP iktidarı boyunca kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri giderek arttı. Sizce bu artışın nedeni nedir?

İktidarın ve kurumlarının kadın düşmanı politikaları ve söylemleri kadınlara karşı şiddeti katlayarak arttırmıştır. Kadın ve erkeğin eşit olmadığı, fıtratında bulunmadığı gibi gelişi güzel, düşmanca söylemler kadınları ikinci cins kalmaya, eve kapatmaya, birey olarak görmemeye dayalı ifadelerdir. Kabul edilemez. Anayasamıza aykırıdır. Cezasızlıkla ve İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın tam anlamıyla uygulanmaması, yersiz indirimlerle erkeklerin cesaretlendirilmesi cinskırımı getirmiştir. Oysa ki, devletin birincil görevlerinden biri yurttaşlarının yaşam hakkını sağlamaktır.

Kadın cinayetlerinin bir kırıma ulaştığı, bunun bir cinskırım/ kadın kırımı olduğu söyleniyor. Bu kavramı siz uzun süredir kullanıyorsunuz. Nedir cinskırım?

Cinsiyetlerinden dolayı sadece kadın oldukları için bir kadının, birçok kadının ve kız çocuklarının öldürülmesidir. Cinayete ailelerin katılması, aile içi ilişkiler veya diğer insanlararası ilişkiler, devlet ve kurumlarıtarafından hazırlanmış ve hoşgörülmüşhatta normalleştirilmeye çalışılan sistematik olarak gerçekleşen cinayetlerden söz ediyoruz.

cinayetlerin-adi-cinskirim-mi-838475-1.
Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır

Siz sunumlarınızda “kadın cinskırım” ifadesini kullanıyorsunuz. Buradaki kadın vurgusu önemli. Devlet tarafından beslenen erkek şiddetine, LGBTİ+’lar, çocuklar ve hayvanlar da maruz bırakılıyor. Biz haberlerimizde failin erkek olduğunu vurgulamayı önemli buluyoruz. “Kadına yönelik erkek şiddeti”, “… isimli erkek” gibi cümleler kuruyoruz. Bu anlamda cinskırım söylemi faili geri plana atabilir mi?

Cinskırım kavramı tüm öldürülme türlerini içine alan ve yıllardır literatürde kullanılan ancak ülkemizde yeni olduğundan anlaşılabilmesini kolaylaştırmak için kadın kavramını koyuyorum. Ancak, Cinskırım kavramı, kadınların, kız çocuklarının ve LGBT+ bireylerin maruz kaldıkları cinayetleri de içeren bir kavramdır. Failin hangi cinsten olduğunu bilakis ortaya koyan bir kavram olduğunu düşünüyorum.

Kavram kargaşasını nasıl ortadan kaldırabiliriz?

Kavram kargaşası olduğunu söyleyemeyiz. Cinskırım kavramı yurtdışında da uzun süre tartışıldıktan sonra bu halini aldı. Bizler de en doğru nasıl ifade etmeliyiz konusunu tartışıyoruz. Diğer kavramlarımızdan vaz geçmemeye karar verdik. Hepsini birlikte kullanabiliriz.

Sunumunuzda “Sıradan bir kadına şiddetle karıştırılmamalı” gibi bir ifadeniz var. Bu ne demek? Sıradan bir şiddet ile cinskırımı ayıran şey nedir?

Yanlış bir ifade mi olmuş? Sıradan derken fiziksel, cinsel, ekonomik,psikolojik, flörtsel, sosyal, dijital v.b şiddet türlerini öldürülmeyle karıştırmayalım diyorum. Bu şiddet türleri bazen hepsi birlikte, bazen birkaçı cinskırımı hazırlayan aşamalar olarak görülmeli.

Dilin değişken bir yapısı var, zaman geçtikçe yeni kavramlar kendine yer buluyor. Cinskırım da daha çok akademik çevrede biliniyor ve yine EŞİK’in kampanyası ile feministler arasında duyuldu. Bu kavramın kullanımı nasıl yaygınlaştırılabilir?

Toplumumuz için yeni bir kavram sadece, belleklerde yer etmesi biraz zaman alabilir. Akademisyenler tarafından üretilmiş bir kavram olsa da akademik bir kavram değil. Çünkü her gün en az 3 kadın öldürülüyor ülkemizde. Elde edilen veriler bildiğiniz gibi gazetelere yansımış olanlar, yılda 300-400 kadından daha fazla sayıda kadın erkekler tarafından yaşam hakkı ihlaline uğruyor. Bu sayının iki üç misli gazetelere yansımayanları da hesaplarsak bu bir cinskırım halini almış oluyor. Kadınların yaşam hakkı bilincinin, cins bilincinin geliştirilmesine toplum olarak ihtiyacımız var. Feministler olarak buna çaba sarf ediyoruz. Ayrıca, EŞİK kampanyasına gösterilen ilgiden kavramın çok çabuk kabul gördüğünü yaşıyoruz. Diğer kavramlarımızı da terk etmeden hepsini birlikte kullanmak neden olmasın.

Mücadeleye tüm kadınların katılması, ataerkil, cinsiyetçi ve kapitalist düzene karşı, kadınların gücünün artması demek. 1987 de bir hakimin şiddete maruz kalmış boşanmak isteyen bir kadına “kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” demesi sonucu tüm ülkeden kadınlar “Dayağa Hayır” diyerek birleşti.Çünkü kadınların karşısındaki en büyük engellerden biri erkeklerin gizil ataerkil dayanışmalarıdır. Şimdi bu kadar çok kadının öldürülmesine karşı da “Cinskırıma Hayır” diyerek kadınlar birlikte dayanışma içinde mücadele etmeliyiz. Çünkü cezasızlıklarla, söylemlerle, yasaların doğru uygulanmamasıyla “tüm kadınlar öldürülebilir” mesajı veriliyor. Onun içintüm toplumun ve kadınların birlikte mücadelesi kadın cinayetlerini, cinskırımı sonlandırabilir diye düşünüyorum. Bu kader değil. Doğru politikalarla, kadınlara, LGBT+ bireylere, kız çocuklarına ölümü değil, yaşam hakkını güvence altına alan bir düzen kurmak mümkün.

cinayetlerin-adi-cinskirim-mi-838476-1.

11 ŞİDDET TÜRÜ DAHİL EDİLİYOR

Viyana Femicide Deklarasyonu 2012 yılında cinskırım kavramı içine 11 tür şiddeti katmaktadır.

1) Aile içi/partner cinayeti

2) İşkence ve kadın düşmanlığı cinayeti

3) Namus adına kadınların ve kız çocuklarının öldürülmesi

4) Savaş dönemlerinde kadınların ve kız çocuklarının hedef alınması

5) Çeyiz nedeniyle öldürülme

6) Toplumsal cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimleri nedeniyle kadınların ve kızların öldürülmesi

7) Yerli kökenleri nedeniyle kadın ve kızların öldürülmesi

8) Kız çocuklarının erkek cinsiyet tercihi nedeniyle öldürülmesi

9) Kadın sünnetiyle ilgili cinayetler

10) Büyücülük suçundan dolayı öldürme

11) Uyuşturucu, insan ticareti, organize suçlar gibi cinayetler listesi verilmiştir.