Cinsiyet eşitliğinde örnek alınması gereken ülke Japonya mı?

Defne Kıran/Japonya

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun zamandır dilinden düşürmediği 'kadın üniversiteleri'ni 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na ekledi. Kadını hapsetmenin yolunu açan ve toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olan bu uygulamaya tepkiler artıyor.

Kadın üniversitelerinin 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı içerisine alınmasıyla, geçtiğimiz sene Erdoğan’a bu fikir için ‘ilham’ kaynağı olan Japonya örneği bir kez daha tartışma konusu oldu. Peki, Japonya’daki kadın üniversiteleri neden kuruldu?

Oldukça muhafazakâr bir toplum yapısına sahip Japonya’da, özellikle 1868’e kadar devam eden feodal dönemde kadınların toplumdaki yeri sadece evleri ve aileleriyle sınırlı kaldı. Feodalizmin sonunu getiren devrimle gelen ilköğretim zorunluluğu, kız çocuklarının ilk defa okullara kabul edilmesini sağladı ancak üniversite kapılarının kadınlara açılması uzun zaman aldı. 1918 yılında kız çocuklarının yükseköğrenim görmesi için kadın üniversitelerinin kurulması tartışıldı ama üniversite eğitiminin evlilikleri erteleyip doğum oranını düşüreceği gerekçesiyle reddedildi. Kadınların üniversitelere kabulü 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından gerçekleşti.

2. Dünya Savaşı sonrası müttefik devletlerin işgalindeki Japonya’da ABD eliyle yapılan reformlardan bir tanesi, üniversite kapıları kadınlara açıp ayrıca kadınlara özel üniversiteler kurulmasını sağladı ancak muhafazakârlığını koruyan Japon toplum yapısı okuyan ve çalışan kadınları azalan nüfustan sorumlu tuttu, kadınları evlenip çocuk sahibi olduktan sonra iş hayatından çekti. Dünyanın en büyük 3. ekonomisine ve cinsiyet eşitliğinde 153 ülke arasından 121’inci sıraya (WEP 2020 Cinsiyet eşitliği Raporu) sahip bu ülkeden örnek alınması gereken şey cinsiyet eşitliği politikaları mı?