Temmuz ayına ilişkin ciro, perakende satış ve sanayi üretimi endeksi arttı. Ertelenen talepler ve ucuz banka kredileri sonucu hormonlu bir artış yaşandığını belirten ekonomist Demir, “Toplumun geniş kesimi borçlu, işsiz ve gelirsizken bir toparlanmadan bahsedilemez. Sevinen sermaye” dedi.

Cirolarda ‘hormonlu’ artış

HAVVA GÜMÜŞKAYA

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayına ilişkin ciro, perakende satış ve sanayi üretim endekslerini yayımladı. Pandemi döneminde açıklanan paketler nedeniyle sanayi üretimi Mayıs ve Haziran’daki yüzde 18’lik hızlı artışın ardından Temmuz’da da Haziran’a göre yüzde 8,4 büyüdü. Ancak bu büyümenin yanında halkın borçluluk oranı da arttı. Salgın döneminde ciddi gelir kaybı yaşayan yurttaş, Haziran ayında normalleşme adımlarıyla birlikte kredilere akın etti.

Salgının etkilerinin en yüksek hissedildiği Nisan ayında dip yapan toplam ciro endeksi yıllık yüzde 20,2 oranında artış gösterdi.


Ciro endeksleri, yurt içinde faaliyet gösteren imalat sanayi firmalarının yurt içi ve yurt dışı satışlarından elde ettiği gelirleri gösteriyor. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında ise Temmuz ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 20,2, inşaat ciro endeksi yüzde 14,9, ticaret ciro endeksi yüzde 32,9 artarken Covid-19’un etkilerinin en çok hissedildiği hizmet ciro endeksi yüzde 12,5 azaldı.

Sanayi üretimi de geçen yılın Temmuz ayına göre yüzde 4,4 arttı. Sanayi üretimine bağlı madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,9 azaldı. İmalat sanayi sektörü endeksi yüzde 5,1; elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ile dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,4 arttı.

HALKIN BORCU ARTTI

Yaşanan bu artışlar ekonomik toparlanmanın göstergesi olarak yansıtılsa da yurttaşın borcunun artması yaşananın hormonlu bir artış olduğunu ortaya çıkartıyor.

Tüketici kredisi ve kredi kartı borçları yılbaşından bu yana ise 208 milyar lira arttı. 4 Eylül itibariyle 799 milyar liraya tırmanan bu borcun 670 milyar lirası tüketici kredilerinden, 128,9 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklandı. Yılbaşından bu yana tüketici kredileri 195,3 milyar lira artarken kredi kartı borçlarındaki artış ise 13 milyar lira oldu. Böylece yurttaşın bankalara olan borcu 8 ayda yüzde 35 oranında arttı.

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre, 33 milyon 415 bin yurttaşın bankalara tüketici kredisi, kredi kartı ya da her ikisine borcu bulunuyor. Temmuz ayı itibariyle 3 milyon 471 bin yurttaş, bankalara olan borcu nedeniyle icra takibine alındı.

***

SERMAYE SEVİNDİ

Ekonomist Oğuz Demir, BirGün’e yaptığı değerlendirmede, cirolardaki artışın istihdama ve yatırıma dönüşmediğinin altını çizdi. Demir, “Ciro artışlarının hizmet sektörlerine yansımaması istihdam karşılığının olmaması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

cirolarda-hormonlu-artis-780924-1.



Demir’in değerlendirmeleri şöyle: Hizmetlerdeki düşüş toparlanmanın istihdama yansımamasının temel nedeni çünkü biz asıl istihdamı orada yaratıyoruz. Öte taraftan daha çok kredi temelli tüketim de diğer alanlarda oluyor. Turizmi canlandırmak için kredi programları yaptılar ama bunun işe yaramadığını gösteriyor ciro endeksleri. Çünkü pandemiden bu yana cironun en yüksek yaşandığı dönem Temmuz dönemi. İş dünyasını sevindiren ama vatandaşın aslında ucuz kredi ile harcamaya yöneltildiği bir ortamı yaşıyoruz. Cironun artması belki bir tarafıyla iş dünyasını hareketlendiriyor ama hala geliriler tarafını canlandıracak bir yatırıma ve istihdama dönmediğini işsizlik rakamı ile görüyoruz. Pandemi öncesine dönüşü gösteren rakamlar değil. İşveren kazanmış görünüyor. İşveren kesimi pandemi öncesi itibariyle ciddi bir daralma ve iş kaybı yaşadı. Bu canlanmayla beraber o dönemdeki zararları telafi etmeye çalışıyor.

Yine işveren kendi zararını bu dönem ucuz krediyle ertelenmiş taleple telafi etmiş oldu. Bu dönemde milyonlarca çalışan hem işsiz kaldı hem de gelirsiz borçlanarak ertelenmiş taleplerini hayata geçirdi. Bunu belki birkaç ay daha devam edebiliriz. Önümüzdeki dönemde yine sert bir düşüş görülebilir.

Bunun da nedeni tüketicinin geliri yaratmadan harcamaya yönlendirilmesi. Yine sermayenin kaybını telafi etmeye çalıştık. Bu ciro artışları istihdama ve yatırma dönüşmediği sürece kime yarayacak, sermayeye...

İş dünyasının para kazanması bizim açımızdan yeni istihdam ve yatırıma dönüşecekse iyidir ancak yatırım yapılacak bir ortam yok.

GENİŞ KESİMLER TOPARLANAMADI

Hükümetin en çok önemsediği işveren kesimi açısından bir toparlanmaya işaret eder bu veriler, ancak toplumun geniş kesimi henüz daha toparlanmanın ona yansımasını hissetmemişken borçlu, işsiz ve gelirsizken bir toparlanmadan bahsedilemez. Herkes toparlanmaya başladığında bir toparlanmadan bahsederiz.