Telefonun bir tarafında milletvekili, diğer tarafında Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisinde bir apartmanın bodrum katına sığınmış, bir haftadır ambulans bekleyen yaralı var.
Yaralının yanında gömülmeyi bekleyen ölüler var, kurşun yarası kangren olmuşlar var.
Dışarıda polis ‘operasyon yapıyor’. Apartmanın üst katları bombalanmış, duvarları yıkılmış. Bodrumdan başını uzatana ateş açılıyor, dışarı çıkamıyorlar, içerde kalamıyorlar.
Her gün yaralılardan biri ölüyor. Hayatta kalanların yiyecekleri, suları yok. Tank var. Apartmanın hemen yanında tank bekliyor.
Aynı odada 15’i yaralı, 7’si ölü, 31 kişi bekliyor. Ambulans bekliyorlar. Sekiz gündür.
Vekil, bakanlıktan yetkililerle konuştuklarını, bodrumda mahsur kalanları almak için ambulans gönderildiğini söylüyor ve soruyor: Dışarıda çatışma falan yok değil mi?
- Hayır hayır yok, bilginiz olsun tek bir ses yok.
Vekil tekrar arıyor, “Bakanlıkla görüştük, her birimiz bir telefonda olacağız. Siz şimdiden hazırlıklarınızı yapın, onay verdiler. Biz arayınca dışarı çıkacaksınız” diyor.
Telefonun karşısındaki ses heyecanlı. Belki de günler sonra evine döneceğini düşünüyor, “Tamam, bekliyoruz” diyor.
Ambulans beklenirken polis gidiyor.
Vekil üçüncü kez aradığında, karşıdaki ses bu kez endişeli: “Polisler binanın içinde, belki de sizin sesinizi duyuyorlar”. Umutsuzca vekilin yanında İçişleri Bakanlığından bir yetkilinin olup olmadığını soruyor.
Telefon kaydının devamında konuşma yok. Patlama sesi var, kurşun sesi var, çığlık var, feryat var, “Anne” diye, “Allah” diye bağıranlar var.
Sonrası derin bir sessizlik.
Bir saat kadar çalan telefon sonunda açılıyor. Dördüncü konuşmada vekil endişeli, telefonun diğer ucunda korku var: “Biz enkaz altındayız, ben nasıl anlatayım yav. Enkaz altındayız, enkaz!”
Bu sözün üzerinden üç gün, bodruma sığınmalarının üzerinden 11 gün geçti. Üzerine başka söz söylenmedi.
Ses kayıtlarını, bodrumdaki yaralılarla telefonda görüşen HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş dün yayınladı, bu görüşmelerin bodrumdan alınan son haber olduğunu açıkladı.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir ilçesindeki bodrum katına sığınan yaralılara ambulans gitmediği gibi, devletin güvenlik gücü binayı başlarına yıktı.
Cizre’de Cihan Karaman, Serhat Altun, Hüseyin Paksoy, Rüzgar Yıldızgörer, Selami Yılmaz, Nusret Bayar yardım beklerken öldü.
Cudi Mahallesi Bostancı Sokak No: 23’teki apartmanın bodrum katına sığınan yaralılardan Sultan Irmak, operasyonun yapıldığı Cumartesi günü öldü.
İnsan Hakları Derneği, sağ kalan 15’i yaralı 24 kişinin hâlâ kurtarılmayı beklediğini açıkladı.
Telefon görüşmeleri, Cizre’den duyduğumuz ilk ve son ses oldu.