Sekiz yıldır Fişek Enstitüsü tarafından yazılı basındaki haberler üzerine verilen "Çocuğun İnsan Hakları Ödülü"nü bu yıl, "Büyümez Aç Çocuklar" başlıklı haberi ile gazetemizin Ankara muhabiri Hüseyin Şimşek aldı. Evrensel'den Pekal ve Cumhuriyet'ten Atalay da haberleriyle ödülü alan diğer isimler oldu

'Çocuğun İnsan Hakları Ödülü' muhabirimiz Hüseyin Şimşek'e verildi

BirGün Ankara

Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi tarafından verilen Çocuğun İnsan Hakları Ödülleri'ni kazanan isimler belli oldu. Vakfın 2012 yılından bugüne düzenli olarak verdiği Çocuğun İnsan Hakları Ödülleri'ni gazetemizin Ankara muhabiri Hüseyin Şimşek ile Evrensel Gazetesi’nden Volkan Pekal ve Cumhuriyet Gazetesi’nden Figen Atalay aldı.

Pandemi nedeniyle törenleri ileri bir tarihe bırakılan ödüller hakkında açıklama yapan Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi, duyurusunda şunları belirtti:

BirGün Gazetesi’nden Hüseyin Şimşek, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın ortak raporundan hareketle kaleme aldığı ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çocukların yetersiz beslenme ve kronik açlık nedeniyle kısa boylu ve düşük kilolu olduğunu gösteren “Büyümez Aç Çocuklar” başlıklı haberle ödüle değer bulundu.

Evrensel Gazetesi’nden Volkan Pekal, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde yayımlanan, Adana’da bir saya atölyesinde okul çağındaki ( 12 yaşında) bir çocuğun tehlikeli kimyasallarla çalışmasını belgeleyen “Bana Asla Bugün Okul Günü Deme!” başlıklı haber ve fotoğrafıyla ödüle değer bulundu.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Figen Atalay, son 5 yılda yaygınlaştırılan açık lise uygulamasının özellikle yoksul çocuklar açısından tarikat kurslarını ve çocuk işçiliğini nasıl beslediğini ortaya koyan “Hayalet Liseliler” başlıklı haberi ile ödüle değer bulundu.

1986 YILINDA KURULDU

1986’da kurulan Fişek Enstitüsü, Fişek Sağlık Hizmetleri ve Araştırma Enstitüsü ile onun bir uzmanlık kuruluşu olan Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı‘ndan oluşuyor. Kurumun amacı olarak, Prof. Dr. Nusret Fişek’in toplum hekimliği felsefesini zenginleştirerek ve uygulamalarla besleyerek yaşatmak olarak tarif ediliyor. Bu çalışmaları sırasında, önemli sosyal risk gruplarını oluşturan çalışan çocuklar ve kadınlara da hassasiyet gösterildiği ifade ediliyor.