Milli Eğitim Şûrası Genel Kurulu’ndan geçirilen “Okul öncesinde dini eğitim” kararına tepkiler sürüyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin raporunda, kararın çocuğun gelişimi açısından sorunlu olduğu ifade edildi.

Çocuğun yararı yok sayılıyor

Mustafa BİLDİRCİN

Milli Eğitim Şûrası’nda okul öncesi kademesinde din eğitime yönelik usule aykırı alınan tavsiye kararlarının Türkiye’nin de tarafı olduğu Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu ortaya çıktı.

Eğitim Reformu Girişimi’nce şûrada alınan tavsiye kararına yönelik hazırlanan değerlendirme raporunda, “Okul öncesi dönemde din eğitimine yönelik tavsiye kararının çocuklar üzerinde psikolojik olumsuz etkileri ile toplumsal barış için olumsuz sonuçları olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır” denildi.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI

Eğitim Reformu Girişimi’nin raporunda, “Tavsiye kararları, uygulamaya geçirilmeden önce bilimsel araştırmaların gösterdiği kanıtlar çerçevesinde ve çocuk hakları norm ve standartları ile ulusal mevzuat doğrultusunda değerlendirilmelidir” uyarısında bulunuldu. Okul öncesinde dini eğitim tavsiye kararının, çocuk gelişimi ve inanç özgürlüğü ile çoğulculuk ilkesi açısından sorunlu olduğuna vurgu yapılan raporda, “Okul öncesi seviyesinde din eğitimi verilmesine ilişkin tavsiye kararı uygulandığı takdirde, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bir dizi hakkın ihlali anlamına gelecektir” ifadeleri kullanıldı.

KOMİSYON KARARI YOK HÜKMÜNDE

ERG’nin değerlendirmesinde, şûra gündeminde olmayan ve raporlarda belirtilmeyen konuların Genel Kurul’da görüşülemeyeceğine vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:

“Buna karşın yeni önerilerin oylamaya açılması; erken çocuklukta din eğitimi gibi özel ihtisas gerektiren bir konunun tarafların müzakere etmesine fırsat verilmeden tavsiye kararına dönüşmesine neden olmuştur. Okul öncesi seviyesinde çocuklara din, ahlak ve değerler eğitimi verilmesine ilişkin bu öneri Şura’nın, ‘Okul Öncesi Eğitimin Yaygınlaştırılması ve Eğitim Sisteminin Kalitesinin İzlenmesi’ özel ihtisas komisyonunda sunulmuş, gündem dışı bulunarak tartışılmamıştır. Komisyonda gündeme alınmayan bu önerinin, alan uzmanları dinlenmeden, inançsızlık da dahil farklı inançların temsil edildiği çoğulcu tartışma süreçleri gerçekleşmeden Genel Kurul’da oylamaya açılması ve oyçokluğuyla kabul edilmesi özel ihtisas komisyonunun kararının yok sayılmasını beraberinde getirmiştir.”

Milli Eğitim Şûrası, eğitim sistemine ilişkin tavsiye kararları almak üzere yedi yıl aradan sonra 1 Aralık’ta toplanmıştı. Kapsayıcı olmadığı ve eğitimdeki yakıcı sorunları tartışmaya açmadığı gerekçesiyle eleştirilen şûrada mevzuat da yerle bir edildi. Şura kapsamında gerçekleştirilen ihtisas komisyonlarında tartışılan toplam 124 maddelik tavsiye kararları Genel Kurul’a sunulurken komisyonlarda görüşülmeyen dört öneri doğrudan Genel Kurul’da oylandı.

Genel Kurul’da usule aykırı oylanan maddelerden biri de iktidara yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir Sen’in, “Okulöncesi kademesinde dini eğitim verilsin” önerisini içeren madde oldu. Karşı oylara karşın Genel Kurul’da kabul edilen madde, Milli Eğitim Bakanlığı’na sunulacak tavsiye kararlarının arasında yer alması için dosyaya konuldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemine alması beklenen tavsiye kararının, Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu öğrenildi.

DİN DERSİ ZORUNLU OLAMAZ

Türkiye’nin de imzacılarından biri olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS), çocuğun dinini veya inancını açıklamaya zorlanmamasını güvence altına alıyor. Sözleşmede, çoğulculuk ilkelerini gözetmeyen bir din dersinin devlet okullarında zorunlu olarak sunulamayacağı belirtiliyor. Sözleşmede öte yandan, erken çocukluk döneminde dini eğitim verilen çocuğun, telafisi güç sorunlarla karşı karşıya kalabileceğinin altı çiziliyor.