Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve eğitim hakkı

Eğitimci Pelin Taşkın

Yarın Dünya Çocuk Hakları Günü. BM Genel Kurulunda oybirliği ile Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin (ÇHS) 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmesinin 30. yıldönümü. Çocukların tüm dünyada karşılaştıkları olumsuz durumlar nedeniyle, ihmal, istismar ve kötü muameleye karşı korunmaları için evrensel ilkelerin yerleştirilmesi amacıyla hazırlandı ÇHS. Çocuğu yetişkin bir insanın küçük bir modeli değil, hakları olan bir birey olarak ele aldığı için, yetişkinlerin sahip olduğu haklardan fazlasını çocuklara tanıyan bir belgedir bu sözleşme.

ÇHS, 4 temel ilkeye dayanır: Çocuklar arası ayrım gözetilmez, çocuğun yüksek yararı esastır, her çocuk yaşama ve gelişme hakkının yanında görüşlerinin dikkate alınması ve katılım hakkına sahiptir. Bu sözleşmede çocuk-aile-devlet ilişkisini düzenleyen, çocuklara özgü -örneğin çocuğun isim, vatandaşlık ve ailesini bilme hakkı, çocuğu ana babasından ayırma yasağı, çocukların yaşam standardı gibi- haklar tanınarak onlara yetişkinlerden daha özel bir statü verilmiştir. ÇHS Taraf Devletlerin Çocuk Hakları Komitesi’ne 5 yılda bir ülkelerindeki çocukların haklarıyla ilgili rapor sunmalarını öngörerek bir denetim mekanizması oluşturmuştur. Ayrıca ÇHS’ye ek Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokol ile çocuklar Komite’ye bireysel başvuruda bulunabilirler. Ancak çocukların içinde bulundukları koşullara bakarak, denetim mekanizmalarının haklarını güvence altına almada yetersiz kaldığını söylemek mümkün.

Çocuk hakları arasında eğitim hakkı, diğer hakların bilinip, kullanılmasında ve korunması için girişimlerde bulunulmasında kilit rol oynar. Eğitim hakkına ÇHS’nin 28 ve 29. maddelerinde yer verilmiş, taraf devletin eğitim hakkını kabul ettiği ve fırsat eşitliğine uygun olarak gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca ilköğretimin herkes için zorunlu ve parasız olduğu, ortaöğretimin tüm çocuklara meslek eğitimi de içerecek şekilde açık olması, ihtiyaç halinde mali destek sunulması ve parasız kılınması gibi önlemler alınması ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretimin de herkese açık olması gerektiği belirtilmektedir. Türkiye’de ÇHS’nin saydığı bu unsurların ötesine geçer nitelikte adım atıldığını görüyoruz. Örneğin zorunlu eğitimin ilköğretim düzeyini aşarak lise eğitimini de kapsar hale getirilmesi. Ancak 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin uygulanması sonucunda özellikle kız çocuklarının okullaşma oranının düştüğünü, hatta bazılarının evlenme yaşında olmamalarına rağmen evlendirilerek eğitim haklarından mahrum kaldıklarını görüyoruz. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde taşımalı eğitime ağırlık verilmesiyle ulaşım, beslenme ve sağlık sorunlarının ortaya çıkması, yatılı bölge okullarına yatırımın azalması, ÇHS’nin vurguladığı eğitimde fırsat ve imkan eşitliği konusunda kuşku yaratıyor. Büyük şehirlerde, okulların ihtiyaçtan ziyade, belirli bir meslek okuluna ağırlık verilecek şekilde düzenlenmesi, bu okullara giden öğrencilere eşitliği bozacak nitelikte teşviklerin yapılmasının ne derece ÇHS’ye uygun olduğu düşündürücü. Merkezi sınavların eğitim sisteminde öneminin artması ve bu sınavların sık sık değiştirilmesinin ÇHS’ye ne kadar uygun olduğunu da sorgulamak gerekir.

Ayrıca ÇHS’de, sunulacak eğitimin çocuğun kişiliğinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin mümkün olduğunca geliştirilmesine yönelik olması gerektiği de belirtilmektedir. Spor ve sanat derslerine oldukça az yer veren bir eğitim sisteminde, çocukların kişilik ve zihinsel gelişimini ÇHS’nin öngördüğü düzeyde gerçekleştirebileceği şüphelidir. ÇHS verilecek eğitimin çocuğun, insan haklarına, temel özgürlüklere, anne babasına, kendi ülkesinin ve diğer ülkelerin kültürel kimliğine, dil ve değerlerine, doğal çevreye saygı duymasını ve hoşgörü, barış, eşitlik ve dostluk ruhuyla özgür bir toplumda yaşayabilme sorumluluğuyla yetiştirilmesini sağlaması gerektiği belirtilmektedir. Ancak okullarında yaşanan bir olayı protesto ettikleri için disiplin cezası alarak ifade özgürlüklerini kullanamaz hale gelen çocukların, ÇHS’nin öngördüğü üzere insan haklarına saygılı yetiştirildiklerinden söz edilebilir mi? ÇHS’nin eğitim hakkıyla ilgili öngördükleriyle bağdaşmayan örnekleri çoğaltmak mümkün. Bugünün önemi bağlamında çocukların hakları olduğunu ve bu hakların hayata geçirilmesinin bir politika meselesi olduğunu ve yapılan uygulamaların sonuçlarının sürekli gözden geçirilmesi gerektiğini hatırda tutmak gerekir.

cukurda-defineci-avi-540867-1.