Çocuk kitapları aceleye getirilmemeli

DAMLA KARAKUŞ

Çocuk ve gençlere yönelik yazdığı bilimkurgu, fantastik ve macera kitapları ile tanınan yazar Şöhret Doğruyol Sağbaş, şimdi ‘Satranç Apartmanı’ kitabını okurlarıyla buluşturuyor.

Notalar Apartmanı adını verdiği kitabın devamı niteliğinde olan bu kitap, yine müzik ve tiyatroyu bir arada bulunduruşuyla dikkat çekiyor.

Sağbaş ile ‘Satranç Apartmanı’ üzerine kısa, ama lezzetli bir söyleşi gerçekleştirdik.

► Türkçe öğretmenisiniz. Kitap yazma konusundaki tavrınız nedir? Siz neden kitap yazıyorsunuz?
İstanbul’da Türkçe öğretmenliği yapıyorum. Öğrencilerimin dışında daha fazla çocuğa ulaşmak, sanırım beni yazmaya sevk eden ilk güçtü. Kitap yazmak, bence bir çeşit kendini ifade ediş; tıpkı resim yapmak ya da bir beste yapmak gibi. Bir kitap yazayım bari, diye değil; “Bu kitabı yazmalısın!” şeklinde aniden gelen bir dürtünün eseri.

► Çocuk ve gençlere yönelik yazdığınız bilimkurgu, fantastik, macera kitaplarının ardından ‘Satranç Apartmanı’ ile bizimlesiniz. Kitap ‘Notalar Apartmanı’nın ardından geldi. Bu kitaplar da 10 yaş altını hedefliyor. Çocuklar ve gençler için yazmanızın özel bir sebebi var mı?
İnsan hangi alanda olursa olsun kendini iyi hissettiren konulara yönelmeli. Mesleğim gereği, günümün yarısını çocuklarla geçiriyorum ve bundan büyük keyif alıyorum. Onlarla empati kurmaya çalışırken kendimi çoğu kez onlar gibi düşünürken buluyorum. Dolayısıyla onları hem eğlendirecek hem de ufuklarını açacak bir şeyler yazmak benim için kaçınılmaz oluyor. Kitap okumayı sevmediğini sanan çocuklara yanıldıklarını göstermeyi de süreç içinde kendime görev edindim sanırım. Çeşitli illerden, farklı farklı yaş gruplarından çocuklardan, ebeveynlerden ve öğretmenlerden aldığım mesajların ortak noktası hep bu yönde oluyor. Kitaplarım sayesinde okumayı sevmeleri… Bu alanda eserler üretmemi besleyen şeylerden biri de bu belki. Her ne yaparsanız yapın, olumlu geri bildirimler insanı her zaman daha fazla motive ediyor.

► “Hikâye, şarkı, tiyatro hepsi bu kitapta!” diye selamlıyor ‘Satranç Apartmanı’ bizi kapağından. Her şeyin bir arada oluşunu hangi açıdan önemsiyorsunuz?
Bir kitap, hele ki çocuklara hitap eden bir kitap, aceleye getirilmemeli. Her bakımdan dolu dolu olmalı. Öyküsüyle kendisine çekerken çocuğa yeni bir şeyler de vermeli; resimleriyle hayal gücünü daha da renklendirirken görsel tasarımıyla bir sanat eseri izlenimi de uyandırmalı.

► Sözü ve müziği size ait şarkılar yazıyorsunuz kitaplarınız için...
Kitap yazmak kadar kitaplarıma şarkılar yapmaktan da keyif alıyorum. Telli, yaylı, üflemeli, vurmalı ve tuşlu pek çok enstrümanla aram iyi oldu hep. Fakat bunlar hayatımda hep boş zaman uğraşı olarak yer aldı. Kitaplarıma şarkılar yaparak farkında olmadan bu yeteneğimi de işe yarar hale getirdim sanırım. Ayrıca yaptığım şarkıların müzik öğretmenleri ve satranç eğitmenleri tarafından eğitim materyali olarak kullanıldığına da şahit oluyorum. Bu benim için ayrı mutluluk kaynağı.

► ‘Notalar Apartmanı’ ve ‘Satranç Apartmanı’ serisi nasıl oluştu, karakterleri nasıl bir araya geldi? Hikâyesini paylaşır mısınız?
Küçük yaş grubu için hikâyeler yazmayı düşünmediğim zamanlarda oğluma notaları öğretmek isterken minik beyaz tahta üzerine bir nota öyküsü karalayarak ortaya çıktı ‘Notalar Apartmanı’. Fakat bir hikâye yazdığımın farkında değildim o sıra. Bir yazardan çok, oğluna bir şeyleri kolay ve eğlenceli bir şekilde öğretmek isteyen bir anneydim. Ardından bir yıl kadar süre geçtikten sonra eski öğrencilerimden Elis Avcı’nın çizimleriyle karşılaştım. O da çok tesadüfi oldu. Elis, eski öğretmenini sosyal medyadan takibe başlamıştı sadece. Taze anne Elis’in çocuğunu uyuttuğu zamanlarda yaptığı karalamaları fark ettim. Resim eğitimi almamasına rağmen çok başarılıydı çizimleri. Bir öğretmenseniz, öğrencileriniz büyüse de onlar için ne yapabileceğiniz, sorusu hep zihninizdedir. Sonrası malum… ‘Notalar Apartmanı’ ve onun minik kardeşi ‘Satranç Apartmanı’…