Sıla Şentürk cinayetine tepkiler sürüyor. TBB Çocuk Hakları Kurulu’ndan Av. Kaynak, “Kurum bakımındayken eve dönen çocuğun yakından izlenmesi gerek. Ama bu çocuklar yeterince izlenmiyor ve korunmuyor” dedi.

Çocuk koruma sistemi yetersiz: Eve dönen çocuk takip edilemiyor

Haber Merkezi

Giresun’da can güvenliği olmadığı için iki kez devlet korumasına alınan 16 yaşındaki Sıla Şentürk’ün ailesinin yanına gönderildikten yalnızca iki ay sonra şikâyetçi olduğu Hüseyin Can Gökçek tarafından katledilmesi, gözleri bir kez daha Türkiye’deki çocuk koruma sistemine çevirdi.

Siyasi iktidar temsilcileri birbiri ardına cinayeti kınayarak olayın takipçisi olacaklarını açıksalar da şu sorular halen yanıt bulmuş değil: Tehdit altındaki bir çocuk neden kurum bakımından çıkarılarak ailesinin yanına gönderildi? Sonrasında çocuk yakından izlendi mi? İzlendiyse neden riskin devam ettiği anlaşılamadı? Başka Sılaların ölmemesi için ne yapmalı?

BİYOLOJİK AİLENİN İSTEMESİ YETİYOR

Türkiye Barolar Birliği (TTB) Çocuk Hakları Kurulu’ndan Av. Hatice Kaynak, risk altında oldukları için kurum bakımına alınan çocukların, biyolojik ailenin talep etmesi durumunda çoğunlukla evlerine geri gönderildiklerine dikkat çekti. Yaygın olan bu uygulamanın sakıncalarına vurgu yapan Kaynak, şöyle konuştu:

“Biyolojik aileye dönüş için detaylı inceleme yapılması, sonrasında işbirliği, takip, destek ve yönlendirmelerle sürecin izlenmesi ve çocuk için uygunluğun değerlendirilmesi gerekir. Ne yazık ki yasal olarak koruma sistemimiz bunları içerse de hem aileye güven hem de yeterli uzman personel bulunmaması, bu konuda duyarlılığın az olması nedeniyle eve dönen çocuklar yeteri kadar izlenmiyor ve korunmuyor.”

ÇOCUĞA GÜVENLİK EĞİTİMİ VERİLMELİ

Eve gönderilen çocuğun güveneceği, ihtiyaç duyduğu her an arayabileceği, yardım isteyebileceği birilerinin olduğunu bilmesi gerektiğini söyleyen Kaynak, “Gerekiyorsa her gün telefon edilmeli, yakından izlenmeli. Bir risk durumunda ne yapması gerektiğine ilişkin bir güvenlik eğitimi de verilmeli çocuğa. Çocuğun bir tehdit durumunda anında polisi arayabilmesi sağlanmalı” dedi.

Bu olayda çocuk tehdit edildiği için 6284 sayılı yasa kapsamında fail hakkında uzaklaştırma kararı da çıkartılabileceğini belirten Kaynak, “Dosyanın detaylarını bilmiyoruz. Ama bir ihmal söz konusuysa bunun ortaya çıkarılması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

‘KIZIM BANA TEHDİT ALDIĞINDAN BAHSETMEDİ’

Sıla Şentürk’ün babası Bekir Şentürk ise gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Adalet yerini bulsun istiyoruz. Kamuoyunda bilgi kirliliği var. Eşimle ayrı olduğumu söylemişler. Zorla nişanlandırdığımız da söylenmiş. Bunlar tamamen yalan. Kızımla en son annem rahatsızlanınca 20 gün önce eve geldiğim zaman görüştük. Ben balıkçı olduğum için genellikle denizde oluyorum. 8 gün kadar evde durduktan sonra tekrar işe dönmek zorunda kaldım. Telefonla sürekli irtibat halindeydik. Kızım bana bir tehdit aldığı konusunda bir şeyden bahsetmedi. Belki de korkuyordu, tehdit ediliyordu, o yüzden bana bir şey söyleyemedi. Korkuttular mı artık ne oldu, bilmiyorum.”

GİRESUNLU KADINLARDAN EYLEM

Giresun Kadın Platformu, Sıla Şentürk cinayetini protesto etti. Kadınlar, “Mevcut yasalar etkin biçimde uygulansaydı, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede usulsüz şekilde çıkılmasaydı, katillere yeterli cezalar verilseydi bugün Sıla ve sayısız çocuk ile kadın hâlâ hayatta olacaktı” dedi.

TİTİZLİKLE TAKİP EDECEKMİŞ

Çocukları ve kadınları erkek şiddetinden korumak için hiçbir adım atmayan iktidar temsilcileri, cinayetlerin ardından “Konuyu titizlikle takip edeceğiz” demekle yetiniyor. Sıla Şentürk cinayetinde de değişen bir şey olmadı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sıla’nın ailesini telefonla arayıp konunun yakın takipçisi olacağını, yeni Sılalar olmasın diye uğraşacağını öne sürdü. Bakan Bozdağ’ın 6 yıl önce “Küçüğün rızası var” diyerek çocuk istismarını meşrulaştıran düzenlemeleri savunması ise hâlâ hafızalardaki yerini koruyor.