“Canım vurdum da ne yaptım, kafayı gözü mü yardım. Hastanelik mi yaptım. Gözle görülür elle tutulur bir şey var mı, yok. Dövmeye dövdüm, vurmaya vurdum, bu kadar…”

Tokat’taki Turhal Cumhuriyet Çocuk Evleri Sitesi’nin görevlilerine açılan ve işkence suçundan beraatla sonlanan davayı geçen hafta yazmıştım.
Adli tatil ona erdi, istinaf mahkemesinin önümüzdeki günlerde bu cezasızlığa yapılan itirazı sonuçlandırması bekleniyor.

Yukarıdaki ifadeler, davanın iddianamesinde yer alan tape’lerden. Yurdun görevlileri “işkence” suçuyla soruşturulduğundan, bu kapsamda telefonları da dinlendi.


Savcı Elif Ergen, telefon konuşmalarında “yurtta daha önce ciddi olaylar yaşanmış olmasına rağmen, hiçbirinin hukuki sonucu olmadığından bahsederek kendilerini rahatlattıklarından” bahsediyor:

SG: Bir düşünsene bak polisin dediği, bu kurumda önce şeyden, bacadan çocuk düşmedi mi, burada bir ihmal yok mu demiş, savcı bu kadar onu şey yapmadı, demiş.

FD: Biliyorlar savcı bilmez mi

SG: Eee bu olaylar daha kötü değil mi

FD: Bunların cahil konuştuğunu, psikolojilerinin bozuk olduğunu

SG: Bu olay daha kötü değil mi bunlar

FD: Öyle öyle tabii canım bir de kafa-göz yarma vardı, şeyden düşme… O zaman dedim ya korkacak bir şey yok diye, korkmuyorum.
Bekledikleri gibi de oldu, gerçekten de “bir şey olmadı”.

“ÇOCUKLARIN GÖZÜ AÇILDI”

Telefonu dinlenen bakıcılar, çocuklardan “şerefsiz, pezevenk, alçak, çakal, pislik, şeytan, köpek” diye bahsediyor.

Konuşmalardan bazı ifadeler şöyle:

ZS: Onun defterini düreceğim (çocuktan bahsediyor), bu alçak öğretmenine saygısızlık yapmış, onu hiç istemediği sevmediği bir gruba göndereceğim bakalım orada ne yapacak ve gelecek öğretmeninden özür dileyecek bu alçak…

AA: Bu savcılık olayından (soruşturmadan bahsediyor) sonra çocuklar böyle coştu, hoş önceden de coşkundular da kızıp bağırma hakkımız vardı. Şimdi kızıp bağırma hakkımız da yok.

DU: Abla siz karışmayın, biz isteyerek kendimizi dövdürüyoruz diyordunuz, şimdi diyor ki abla bizi dövüyordu. Ötmeye başladılar. Biz çok iyi niyetli yaklaşıyoruz, bunlara haddini bil diyeceksin. Hocam size söyledim, kamera var dikkat edelim diye.

FD: Bunun (soruşturmadan bahsediyor) sonu gelecek mi gelmeyecek mi bilmiyorum, bugün kapanır başka bir gün başka bir konudan tekrar karşı karşıya geliriz emin ol, çünkü çocukların gözü çok açıldı. Şeytan gibiler.

Mİ: Ya A. çok akıllı bak, diyor ki, annesi babası getirip bırakırken böyle bıraktı diyelim diyor. (Savcının notu: Şüpheliler kendilerini savunmak için aralarında bahane buluyorlar.)

İddianamede, tape’lerle ilgili değerlendirmeler de şöyle:

“Şüphelilerin aralarında geçen konuşmalarda çocukları sevmedikleri, sürekli çocuklardan yakındıkları, soruşturma ile ilgili korkuları ve olayların üzerini nasıl kapatabilecekleri, yine kurum idarecilerinin kendilerini bu tür davranışlara yönlendirdiklerini fakat şimdi arkalarında durmadığından şikayetçi olduklarından bahsettikleri,

“Şüphelilerin kendi aralarında çocuklara ‘kepçe’, ‘köpek’ gibi terimleri kullandıkları, çocukları bela olarak gördükleri, çocuklara karşı sevgiden uzak, nefret dolu tutumlarının olduğu ve bunları birbirleri ile paylaştıkları,

“Konuşmada şüphelinin mağdur çocuk için çakal, alçak gibi hakaret kelimelerini yüzüne karşı söylediği, ayrıca mağduru ‘defterini düreceğim, istemediği bir gruba göndereceğim’ şeklinde tehditlerde ve psikolojik baskıda bulunduğu,

“Şüphelinin konuşmasında soruşturmanın üzerinin kapatılması gerektiğinden ve müdürlerin nüfuzlarından bahsettiğinin anlaşıldığı…”

Çocukların ve ailelerinin en büyük endişesi, yargı sürecinin sonunda bakıcıların olayın kapanacağına dair inançlarının doğru çıkması.

* Tape’lerdeki ifadelerin imlası ve şive farklılıklarının düzeltmesi bana ait.