Türkiye yabancı basını izleyemiyor!..

Ülkemizle ilgili gelişmeler yurt dışında farklı yorumlanıyor.

Onlar, Türkiye’nin Suriye’ye girmesine soğuk bakıyorlar.

Kullanılan güçle ve oradaki savaşın gelişimiyle ilgili medyamızdan çok ayrı haberler veriyorlar. Türkiye’yi destekleyen yok gibi…

Aksine her geçen gün aleyhimize gelişiyor!..

Biz bunlardan haberdar değiliz.

Özellikle havuz medyası söylenenlerden başka bir şey yazamıyor.

Yazdıkları da abartılı methiyeler!..

Afrin’deki gerçek durum ile yurttaşlarımıza aktarılanlar aynı mı? Doğrusu bilemiyoruz. Adı konulmamış bir sansür olduğu belli!..

İnsan kendi kaynaklarına güvenemezse nasıl dünya ile ilişki kurabilir?!.

•••

40 güne yakın bir zamandır şehitler veriyoruz…

Gazileri ziyaret ediyoruz!..

Topların, tankların atışlarını izliyoruz.

Ruslar hava sahasını açarsa uçaklarımızın uçtuğunu öğreniyoruz.

Arada ABD ile sertleşiyoruz. Adeta çizgi film gibi!.. Bir biz, bir onlar peşrev çekiyor…

Bir kanlı savaşın ortasındayız.

Mehmetçik nöbette. Analar heyecan ve gözyaşı ile ayakta, içleri parçalanıyor.

Tedirgin bekleyiş sürerken Meclis’te AKP’nin tek derdi; MHP’yi kurtarmak, RTE’yi başkan yapmak!..

Siyaset sadece buna kitlenmiş!.. Gerisi hikaye!!.

•••

İş öyle kontrolden çıktı ki;

Geçenlerdeil kongrelerinin birinde AKP Genel Başkanı attığı nutuk sırasında, yanı başında duran üniformalı 8/10 yaşlarındaki bir kız çocuğuna dönerek; “Türk bayrağı da cebinde, şehit olursa bayrağı da inşallah üzerine örtecekler!” diye konuştu. Hamaseti ve kana dayalı milliyetçilik duygularını köpürtmekten başka hedefi olmayan bu söylem, ülke birliğini tehdit eden ciddi bir tehlikeyi işaret ediyordu!..

•••

AKP’nin 16 yıllık iktidarı döneminde, 6 yaşındaki kız çocuklarını istismar eden bir ortamın yaratıldığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 9 yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceğine dair fetvalar verdiği bir süreçte, küçük bir çocuğu savaşa gitmeye teşvik etmek en hafif deyimle aymazlıktır.

Üstelik, ölümü de kutsallaştırmak bu ülkenin geleceğiyle oynamaktan başka bir şey olamaz!..

Ne büyük ihtirastır ki, küçücük çocukları bile kullanmaktan geri durmuyorlar

Yapılanlardan ülkeye fayda gelmez!..

Gelse gelse “ölüm makinalarına dönüştürülmek istenen dindar ve kindar bir gençlik ortaya çıkar!..”

•••

Baştan sona yanlış politikalarla yıllardır komşularımızın iç işlerine karıştık.

Emperyalistlerin çıkarlarına hizmet ettik.

ABD ve Rusya ile oynaştık. Onlar da bizi kullandı.

Ortada kalan, masalara yalvararak oturan bir konumdayız!..

Söylediklerimizin ve ortaya koyduğumuz kırmızı çizgilerin tersini yapan durumdayız!..

Şimdi de kendi yarattığımız “terör canavarlarını yok ediyoruz” diyerek, hamaset yapmaya çalışıyoruz!..

Yapay savaş, giderek bizi içine çeken bataklığa dönüşüyor.

Buradan kahramanlık hikayeleri çıkarmaya çalışırken korkarım ki, bölgenin ve de ülkemizin ekonomik ve siyasal çöküşünün nedeni olacağız!..

Ve yetiştirilen bu gençlerin de ilk hedefi ise, çocukluklarını yaşatmayan, sevgiden uzaklaştıran, ölümle tanıştıran ve dünyayla arasını açan bu günkü AKP anlayışı olacaktır!..

•••

Savaşın sonucu nereye varacak? hala aydınlatıcı ve inandırıcı bir açıklama yapılamıyor!..

Her gün sabahtan akşama kadar AKP Genel Başkanı ve AKP’li Başbakan, devletin tüm imkânlarını kullanarak, ağız dolusu laf ediyor. Ama bırakın geleceği, yarınla ilgili bir tek güvenilir söz söyleyemiyor…

Yaratılan baskı ve tüm zorlamalar birinin, değişen rejime göre “tek adam” olması için yapılıyor!

•••

Ekonomi felaket!…

Zaten kırılgan olan, üretmeyen ve de borç alarak ayakta duran ekonomi daha da kötüye gidiyor…

Savaşın maliyeti yavaş yavaş halka yansıtılmaya başlandı.

Vergiler artıyor.

Her gün her şeye zam geliyor…

Daha ne kadar bu pembe hayat sürer bilinmiyor? Çok sürmeyeceği de açık!..

•••

Nitekim elimizde kalan son miraslarımızda satışa çıkıyor.

Çiftçiyi ayakta tutan 14 şekerfabrikası satılıyor.

Bu satışın 2 nedeni var.

Birincisi; malum savaş ekonomiyi çökertiyor!..

İkinci nedeni; tüm dünya tarafından insan sağlığına doğrudan zararlı olduğu ve kanserojen varlığı nedeniyle üretimi durdurulan hatta fabrikaları sökülerek ülkelerinden çıkarılan nişasta bazlı şeker üretimine gelir sağlamak!..

Bilindiği gibi AKP iktidarının önceki maliye bakanlarından birinin çocukları, bilim insanları ve üreticilerin karşı çıkmasına rağmen Bursa’da yabancılar adına böyle bir tesis kurmuşlardı. Yani bilinen yandaş kazansın oyunu!..

•••

AKP’nin BOR Şeker Fabrikası’nın özelleştirme adı altında yok pahasına elden çıkarılmasına CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer müthiş tepki gösteriyor.

Ve diyor ki; “Türkiye’de özelleştirme mantığı ile milli olan, yerli olan her şeyin canına okundu. Adı milli ve yerli diye söylenen ama bugün yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz her şey ithale dayalı. Bu kararla şeker fabrikaları kapatılacak. Dünyada kabul edilmeyen nişasta bazlı şekere ayrılan kota ise de yüzde 15 den, yüzde 50’ye çıkarılacak!..”

İşte şekerdeki oyun bu!

•••

Bu günkü iktidar, her zaman olduğu gibi toplumun sağlığına hiç önem vermiyor. Yandaşın cüzdanı, gencin, çocuğun yaşamından daha önemli!.

O nedenle kindar ve dindargenci gözünü kırpmadan ölüme teşvik edebiliyor!..

Şehitlik mertebesini övüyor.

Suriye Devleti için bir terör örgütü olan ÖSO’yu Kuvayı Milliye ile eşdeğer tutabiliyor.

Önceleri operasyon dediği, sonra işi büyütmek için savaşa çevirdiği Afrin ile Kurtuluş Savaşı’mızın tüm değerlerini bir görüyor!..

18 adayı Yunanistan’a bıraktığını unutuyor!

Bu anlayış, destan yazmış Türkiye halkına saygısızlık etmekten başka bir şey değil!.

•••

Görülen o ki; AKP’nin attığı her adım sermayenin, emperyalist yayılmacılığın işine yarıyor.

Şaşırılmamalı ve BOP eşbaşkanı olunduğu açıklamaları unutulmamalı!..

Adım adım laik demokratik Cumhuriyet’in yerine, “ılımlı İslam’a yüzü dönük,” emeğin sömürüldüğü, Ortadoğu’da emperyal çıkarlara hizmet eden bir yönetimin kurulmaya çalışıldığı artık görülmeli!..

Çocuklarımızın ölüme gitmesine de, şeker fabrikalarımızın yani son mirasımızın çıkarcılara yedirilmesine de dur demeliyiz!

Tıpkı koca Nâzım Hikmet’in yazdığı gibi!..