TAKSAV’ın düzenlediği 10. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali sürüyor. TAKSAV İzmir Temsilcisi Yasemin Sağlam, “Kentlerde beton yığınları arasına hapsolmuş çocukları tiyatroyla ev ve okul sarmalından çıkarmak istedik” diyor.

Çocuklar ‘oyun’da
Çocuk oyunlarının ön planda olduğu festival 12 Aralık’a kadar sürecek. (Fotoğraf: BirGün)

Eda Köprü YILMAYAN

TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf) tarafından düzenlenen 10. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali devam ediyor. 12 Aralık’a kadar sürecek festivalde çocuk oyunları ön planda. TAKSAV İzmir Temsilcisi Yasemin Sağlam festivalde yer alacak çocuk oyunları, emek temalı kısa oyun yarışmasının kazanan oyunu ve ‘Tiyatroda Emek’ başlıklı panel hakkında sorularımızı yanıtladı.

İzmir Tiyatro Festivali’nde daha çok çocuk oyunları ve atölyeleri ön planda. Çocuklara tiyatroyu ulaştırmak önemli. Programı nasıl oluşturdunuz?

Festival seçkilerimiz seçici kurulumuz tarafından belirleniyor. Sayıları yüzü aşan oyun başvurularını değerlendiren ve festival seçkimizi oluşturan Prof. Dr. Selda Kulluk Yerdelen, Zeynep Altıok, Yaşam Kaya ve Polat İnangül’den oluşan seçici kurulumuz gelen başvurular, oyunların video ve diğer detay bilgilerini önce ayrı ayrı sonra da birlikte şu kriterlere göre değerlendiriyor: Oyunların, gerekli ekleriyle birlikte zamanında festival komitesine ulaştırılmış olması, festivalin teması olan “emek” ile örtüşmesi, oyunun oynanma sıklığı, teknik ya da sunum anlamında taşıdığı deneysellik, görsel sunum ve festival sahnelerine uygunluğu ile katılım sayısı gibi bütçesel detaylar… Bu yıl festivale başvurular başladığında bize ulaşan oyunlar arasında çocuk oyunlarının fazla sayıda olması, bizim de dikkatimizi çekti. Covid-19 ortamında evlerde kapalı kalan, kentlerde beton yığınları arasına hapsolmuş çocukları ev ve okul sarmalından çıkartacak, farklı çocuklarla bir arada olabilecekleri, birlikte eğlenebilecekleri, tiyatro ile buluşabilecekleri, kendi oyunlarını oluşturabilecekleri alanlar yaratma konusunda hemfikir olduk. Özellikle dezavantajlı çocuklarımıza onlara en yakın salonlara oyun ulaştırmak için destekçi belediyelerimizle bağlantıya geçtik ve çalışmalara başladık.

Şimdiye kadar İzmirlilerin festivale olan ilgisi nasıl?

Tiyatro en eski sanat alanlarından birisi olarak asırlardır sinemadan, televizyondan gelen tüm tehditlere karşı büyüyerek yaşamaya devam ediyor. Tiyatroya ilgi hiçbir zaman ölmez, hiçbir zaman yok olmaz! Festivale ilgiden gayet memnunuz.

Festivalde ‘emek’ temalı kısa oyun yazma yarışması düzenlendi. ‘Pembe Bulutlara Tırmanmak’ oyunuyla Ceyhun Karaköse ödül kazandı. Yarışmaya ilgi nasıldı ve birincilik ödülü kazanan oyun hakkında bilgi alabilir miyiz?

TAKSAV İzmir olarak eksikliği yıllardır hissedilen kısa oyun yazma konusunu altı yıldır düzenlediğimiz yarışma ile teşvik etmeye çalışıyoruz. Festivalin etkinliklerinden birisi olan Kısa Oyun Yazma Yarışmasının bu yıl kazananı İzmir Güzel Sanatlar Fakültesi mezunlarından Adana’da yaşayan Ceyhun Karaköse. Oyun çok uluslu dev bir şirketin gökdelendeki merkez binasında geçiyor. Gökdelenin üzerinde pembe bulutlar var. Çevrede badana yapan işçiler çalışıyor. Oyun birisinin gökdelenden düşüp ölmesi sonrası şirket CEO’su, stajyer, işçiler ve tanrı arasında geçen diyaloglardan oluşuyor. Tabii ki tema ‘emek’.

TİYATRO YASASI YOK!

‘Tiyatroda Emek’ üzerine bir konferans da düzenlendi. Tiyatro emekçileri pandemiyle ciddi sıkıntılar yaşadı. Kapanan tiyatrolar da oldu. Tema nasıl belirlendi?

Tema her yıl yaşamın içinden doğuyor. Festival Komitesi’nde öneriler toplanıyor. Mart, nisan, gibi değerlendirme yapılıp, sonuçlandırılıyor. Festivalin manifestosu bu kapsamda yazılıyor ve kurgusu gerçekleştiriliyor. Bu yılın emek temasının belirlenmesi de aslında Covid-19 ortamında sağlıkçıların, kuryelerin, öğretmenlerin emeklerinin daha bir ön plana çıkmasıyla oluştu.

Bir sonraki yılın teması şimdiden belli mi?

Henüz kesinleşmedi ama şimdiden aklımızı çelen ‘değişim’ gibi öneriler gelmeye başladı.

‘Tiyatroda Emek’ başlıklı bir panel de düzenlendi. Panelde en çok neye vurgu yapıldı?

Panel konuşmacıları Eren Aysan ve Müfit Can Saçıntı en çok tiyatrocuların güvencesizliğine ve bir tiyatro yasasının olmamasına vurgu yaptı. Ayrıca tiyatronun seyircinin de emeğini gerektiren tek sanat kolu olduğunun ve her bir sahnelemenin biricik olmasının değerinin altını çizdiler.

***

BADEMLİ KÖYÜNDE TARLADAN SAHNEYE

TAKSAV tarafından ‘Tema Ödülü’ne değer görülen Bademli Köy Tiyatrosu, İzmir’de 1927 yılında, Devlet Tiyatrosu bile yokken Bademler Köyü’nde kurulan Türkiye’nin ilk köy tiyatrosu. Köylünün tiyatro ile buluşması Mustafa Anarat’ın köye öğretmen olarak atanmasıyla başlıyor. Çevresine tiyatro sevgisi aşılayan Anarat’ın köy evlerinde gaz lambaları ışığında yaptığı çalışmalarla başlayan süreç, köy meydanında, tütün deposunda seyirciler ile buluşularak yaşatılıyor. Gündüz tarlada çalışan köylüler, akşamları repliklerini ezberleyip, provalarını yapmış ve ilk günden itibaren tiyatronun köydeki yaşamın doğal bir parçası olmasını sağlamayı başarıyor. 1947 yılında kadınlar da tiyatroda çalışmalara aktif olarak katılıp, sahneye çıkıyor. İmece usulü tiyatro yapan Bademliler tamamen kendi emekleri ile tiyatro binalarını da inşa ediyor. Çalışmalarını burada sürdüren köy halkı Bademler Köyü Kültür ve Sanat Derneği çatısı altında ‘Murtaza’ ve ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ oyunlarını sergiliyor.

***

FESTİVALDE BUGÜN

•Türkland: 6 Aralık, saat 20.00 İzmir Sanat Merkezi, Kültürpark

•Silüet: 6 Aralık, saat 20.00 Güzelyalı Kültür Merkezi, Konak

•Piraye: 6 Aralık, saat 20.00 Yıldız Kenter Kültür Merkezi- Karabağlar