Çocuklara türban kararına adadan isyan
Kuzey Kıbrıs’ta disiplin tüzüğünün değiştirilerek ilkokul öğrencilerinin dahi türban takmasının mümkün hale getirilmesine tepki yağıyor. KTÖS Başkanı Selma Eylem, “AKP iktidarı Türkiye’de yaptıklarını Kıbrıs’ta da hayata geçirmeye çalışıyor” dedi.

Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.net'Anavatan' Türkiye’de artan gerici kuşatma 'yavru vatan' Kuzey Kıbrıs’a da uzandı. Kuzey Kıbrıs’ta Bakanlar Kurulu disiplin tüzüğünü değiştirerek ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki çocukların türban takmasını mümkün hale getirdi. Karar cuma gecesi resmi gazetede yayınlanarak duyuruldu. 2024 yılının Ocak ayında ise Lefkoşa'da Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde inşa edilen ve 62 kubbe ile 6 minareye sahip caminin açılışına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katılarak gövde gösterisi yapmıştı.
Adım adım gerici kuşatmayı genişleten AKP’nin Kıbrıs’taki son icraatı ile tüzük değiştirerek çocuklara türban takılmasının önünün açılmasına tepki yağdı. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) pazartesi günü derslere girmeyerek kararı protesto etti. KTÖS Başkanı Selma Eylem, eğitimdeki gerici kuşatmaya tepki gösterdi. Eylem, “2022 yılında Bakanlık genelge yayınlayarak kılık kıyafetle ilgili kararların okul idarelerinde olduğunu belirtmişti” dedi.
Sonrasında İlahiyat Koleji’nde türbanlı öğrencilerin alınmaya başladığını kaydeden Eylem, “Türkiye elçiliği diretti. Öğretmenler direnmesine rağmen okul idaresi kararlı duramadı” ifadelerini kullandı.
Pazartesi günü İrsen Küçük Ortaokulu’na türbanla gelen öğrenciye AKP KKTC temsilcisi Emre Kaya’nın eşlik ettiğini belirten Eylem, “Bu bizim toplumumuza bir saldırı. Bu kılık kıyafet veya örf adet meselesi değil. Gerici bir toplum yaratma gayesi var” diye konuştu.
GERİCİ KUŞATMA
“AKP iktidarı Türkiye’de yaptıklarını Kıbrıs’ta da hayata geçirmeye çalışıyor” ifadelerini kullanan Eylem sözlerine şöyle devam etti:
“Taşınan nüfusla demokrasimizin değişmesi ve siyasi irademizin elimizden alınması hedeflendi. Ekonomik dayatmalar söz konusu, bizi fakirleştirmek istiyorlar. Her tarafımız kuşatma altında. Yaşam biçimimize, kültürümüze saldırılıyor. Biz tüm bunlara karşı direniyoruz. Eğitim sistemi bir ülkenin geleceğini belirliyor. Eğitimde gerici, kadını bilimi yok sayan bir dizayn oluşturmaya çalışıyorlar. Görüyoruz, İlahiyat Koleji’nin açılması, Kuran kurslarının bakanlık tarafından yazı yazılarak açılması, tarikat yurtlarının cemaatlerin cirit atması ve örgütlenmesi Kıbrıs’ı gericileştirme politikası. Biz laik ve bilimsel eğitim için sendika olarak direnmeye devam edeceğiz. 2023’te grev yaptık, maaşlarımızdan haksız kesintiler yapıldı. Baskı ve tehdit doz arttırdı. Türkiye’de Eğitim Sen’e yaptıklarını burada bize yapıyorlar. Buradaki bakanlar, milletvekilleri kukla gibi çalışıyor. Aldıkları talimatı yerine getiriyorlar. Biz her şeye rağmen mücadelemize devam edeceğiz.”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Başkanı
İSTİYORLAR Kİ TALANI RANTI KONUŞMAYALIM
Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekili Doğuş Derya da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sağ Popülistlerin en çok kullandığı stratejilerden biri düzenli olarak suni "kimlik politikaları" kışkırtarak bunlar üzerinden "biz ve "onlar" ayrımı üretmek, bu ayrım dolayımıyla kavram ve akıl karışıklığı yaratıyor. "Özgürlük" ve "hak" gibi tüm toplumu ilgilendiren evrensel kavramları, sadece muhafazakâr bir grubun ideolojik hegemonyasını kurmak ve gericiliği daha fazla tedavüle sokmak için kullanırlar. Uygarlık tarihinin ürettiği sözcükleri, medeniyetten vazgeçmek için araçsallaştırmaya kalkarlar. Kendi gerici ve baskıcı ideolojilerini tedavüle sokmak için finanse ettikleri kurumları ve bazen de kişileri kullanarak yarattıkları suni tartışma gündemleriyle halkı meşgul ederler ki, yarattıkları yoksullaştırma, rant, yalan ve talan düzenini konuşmayalım.
Kadınların, çocukların, hayvanların haklarına, doğaya ve ekosisteme tüm iştahları ile saldırırken, sosyal adalet talebinden bizi uzaklaştırıp konuyu "dinci"-"dinsiz" ayrımına kilitlemeye kalkarlar. Ücretsiz kamu eğitimi nerede? Çaldığınız deprem vergileri nerede? Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz niye konteyner sınıflara mahkum ediliyor? Kamusal eğitime ayrılması gereken parayı niye yabancı şirketlere peşkeş çekiyorsunuz? Çocuklar kırtasiye malzemesi alamıyor, yetersiz beslenmeden dolayı okullarda açlıktan bayılıyor, sizin uğraştığınız nedir? Bu soruları sormayalım diye yaratılan gündemlerle meşgul ediliyoruz. Lafı dolandırmadan net söyleyeceğim, çocuklar üzerine istediğiniz sloganı yazacağınız birer levha değildir. Evrensel kabul görmüş Çocuk Hakları sözleşmeleri başta olmak üzere, yazılı olan ve yazılı olmayan tüm yasalarımız çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığını öncelemeyi gerektirir. Çocukları kullanarak sosyal mühendislik yapmak, yetişkinlerin ideolojik hezeyanlarını yürürlüğe koymak için çocukları kullanmak kabul edilebilir bir şey değildir. Yarattığınız talan düzeni içinde çocuklara yaşayacak yurt bırakmadınız, mesainizi önce insan olmaya sonra da sosyal adaleti ve eşitliği sağlamaya ayırın bir zahmet.”

Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili
∗∗∗
‘BU BİR SİYASİ HAMLE’
Türkiye'de 22 Eylül 2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin türban takmasına izin verildi. Daha önce sadece imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında türban serbestken, bu değişiklikle tüm ilkokul ve ortaokullarda da serbest hale geldi. Yönetmelikte yapılan değişiklik, "öğrenciler, eğitim-öğretim kurumlarında okul öncesi ve ilköğretim kurumları hariç olmak üzere serbest kıyafet uygulamasından faydalanabilir" ifadesinin kaldırılmasıyla gerçekleşti. Eğitim-Sen, bu düzenlemenin eğitim sisteminde laik ve bilimsel eğitimin terk edilmesine yol açacağını savunarak “çocuk yaşta türban takmanın” pedagojik olarak sakıncalı olduğunu belirtmişti. Ayrıca, düzenlemenin “siyasi bir hamle” olduğunu savuna Eğitim Sen eğitimde gericileşmede doz artırılacağını altını çizmişti.
∗∗∗
TARİKATA MECBUR BIRAKILDI
• Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), çeşitli tarikat ve cemaatlerle protokoller imzalayarak bu yapıların eğitim süreçlerine dâhil olmasına olanak tanıdı. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencisi çocukların tarikatlara teslim edilmesinin yanı sıra koruma altındaki çocuklar da TÜGVA gibi gerici derneklere mahkûm edildi.
• Eğitim programlarında felsefe, sosyoloji gibi derslerin ağırlığı azaltılarak “dini” temelli dersler artırıldı ve anaokulu öğrencilerine dahi zorunlu kılındı.
• Yoksul öğrenciler yetersiz yurtlar sebebiyle tarikat cemaat yurtlarına mecbur bırakıldı. Çocuklar sıbyan mekteplerine mahkûm edildi.
∗∗∗
PSİKOLOJİLERİ ALTÜST
ÇEDES kapsamında çocuklar birçok gerici etkinlikte bulunmaya zorlanıyor. Bazı örnekler şöyle:
• Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu'nda, "sabır" konusunu işlemek amacıyla sınıfa maket mezar kuruldu ve bir öğrenci, vefat eden annesine özlemini ifade eden bir sahne sergiledi.
• ÇEDES projesi kapsamında, Tekirdağ, Batman, Rize (Ardeşen) ve Muş (Bulanık) gibi illerde öğrencilere cami ve mezar temizliği yaptırıldı.
• Bitlis'in Hizan ilçesindeki Nurs Ortaokulu'nda, hac ibadetini öğretmek amacıyla sınıfa Kâbe maketi kuruldu ve öğrencilere şeytan taşlama provası yaptırıldı.