Çocukları görmeyen mücadelelerin bizi getirdiği yeri biliyoruz, çünkü orada yaşıyoruz. Farklı bir yol deneyelim bu defa, çocuklarla birlikte çocuklar için düşünelim yeniden ya da bir kez daha

Çocukların hakları ve yetişkin sorumluluğu

Psikolog Banu Bülbül

“Haklar, sorumluluklar olmadan düşünülemez” ifadesi ile kimi zaman doğruyla yanlış birbirine karıştırılır ve dünyada üretilenlerin, yaşamak hatta lüks içinde yaşamak için çalışması gerekmeyen insanlar tarafından mülk edinildiği ve bu eşitsizlikle şekillenmiş haksız bir sistemde yaşadığımız gerçeği gizlenir. Aynı cümle sürekli olarak çocuklara karşı da dillendirilir. “Hiç bir sorumluluğunu yerine getirmiyor ama…”, “Ooo bu evde en çok hak sahibi kişi o, hepimiz kendimizi ona adadık” gibi… Oysa bir çocuğun yaşına uygun sorumlulukları yerine getirmemesi durumu herşeyden önce yetişkin ihmalinin ifadesidir. Yetişkinin, çocuğa bu konuda sunacağı destek, çocuğun insiyatif alanını genişletmenin olanaklarını düşünmek ve konuya dair sabırlı istikrarlı şefkatli bir ilgiyi göstermekle sağlanabilir.

Çocukların hakları ile ilgili yetişkinlerin sorumlulukları vardır. Bize öğretilen her bir çocuktan -öncelikle ana-babasının, onların ardından birinci derece akrabaların sorumlu olduğudur. Söylem bu iken “nasıl çocuk yetiştirilmeli?” sorusu aslında sistem tarafından tüm detayları ile yanıtlanmıştır. Kapitalizm, bir çok konuda olduğu gibi bu alanda da bir yandan seçenekleriniz yani haklarınız varmış gibi davranır, diğer yandan ebeveyn sorumluluklarını detaylı biçimde belirler. Bir yandan çocukların ve ebeveynlerin hakları ve bu haklara bağlı sorumlulukları varmış gibi davranır diğer yandan hakları budarken, sorumlulukları artırır. 6 yaşında çocukların sırtını kambur eden çantaların içindeki herşeyi koruyarak servise binmeleri, yemekhanede tabildotlarını taşıması beklenirken (çantaların içine konacak kitaba deftere, yenecek yemeğe birileri çoktan karar vermiştir) söz hakları göstermelik bir düzeye indirilir.
Günde en az 8 saat çalışan, kalan zamanının önemli bir bölümünü, yolda, ev işlerinde geçiren ve bir ya da bir kaç ay işsiz kalacak olsa ailesini geçindiremeyecek durumda olan milyonlarca insanı, ebeveynlik sorumluluklarını bir türlü yerine getirmediği için tek tek suçlamak, bu alanda da “performanslarını değerlendirmek” kolaya kaçmak ve haksızlık etmek olur. Hepimiz mevcut kurumları, çocuklar için harekete geçirmeye çabalamakla yükümlüyüz.

Yetişkinlerin çocuklara karşı sorumluluklarına dair iki kritik konuda anımsatma yapalım;

♦ Başka bir yetişkini ezen, sömüren yetişkin özgür olamaz bunu biliyoruz. Okullardaki akran zorbalığı “farklı” olana yöneliyor, bu durum insan olmanın doğasıyla değil günümüz yetişkin dünyasının nefret suçlarına bulanmış haliyle alakalıdır. Yoksul çocuklara, farklı gelişenlere, Türkçe bilmez göçmene yönelen şiddeti uygulayan çocuk da maruz kalan da mutlu ve özgür olamaz. Onların dünyasından nefretin izlerini silmek için çabalamalıyız.

♦ Tanık olduğumuz istismar olaylarını muhakkak ilgili birimlere bildirip takipçisi olarak, çocuklara karşı işlenen suçlarda cezasızlığın önüne geçelim.
Milyonlarca insanın ruhu, çocukların başına gelen kabuslara engel olamamanın utancı ve suçluluğu ile acılara boğuluyor. Hakların gerçek olduğu özgür bir dünyaya duyulan özlem büyüyor. Özgürlüğün bir serüven ve yolculuk olduğu anımsanırsa çocukları dahil etmeyen bir ferahlamanın olanaksız olduğu görülüyor. Çocukları görmeyen mücadelelerin bizi getirdiği yeri biliyoruz, çünkü orada yaşıyoruz. Farklı bir yol deneyelim bu defa, çocuklarla birlikte çocuklar için düşünelim yeniden ya da bir kez daha...

***

cocuklarin-haklari-ve-yetiskin-sorumlulugu-651068-1.
Karikatür: Hakan Eken

ÇOCUKLARIMIZ BU TABLOYU HAK ETMİYOR!

Çocuk işçiliği

♦ Türkiye’de her 3 çocuktan biri, beslenme ve ısınma ihtiyacının yeterli karşılanmadığı hanelerde yaşıyor.
♦ Her 5 çocuktan biri, aile gelirine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda kalıyor.
♦ 10 çocuk işçiden 8’i kayıt dışı olarak çalışıyor.
♦ Sadece 2019 yılının ilk 9 ayında 55 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Çocuk yaşta evlilikler ve cinsel istismar

♦ Türkiye’de cinsel suçların %46’sı çocuklara karşı işleniyor. Yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel istismara uğruyor.
♦ Türkiye, çocuk yaşta evliliklerde Avrupa’da birinci sırada yer alıyor. Çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının nüfusa oranı %15.
♦ Son 10 yılda yarım milyon kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi.
♦ 2002’den bu yana, 18 yaş altı yaklaşık yarım milyon kız çocuğu doğum yaptı.

Nitelikli eğitime erişim

♦ Türkiye, öğrenci başına yapılan harcamalarda, 137 ülke arasında 99. sırada yer alıyor.
♦ 0-6 yaş arası 9 milyon çocuktan sadece 1,5 milyonu kreş hizmetinden yararlanabiliyor.
♦ Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranında Türkiye OECD ülkeleri arasında son sırada yer alıyor.
♦ Her yıl ortalama 1,5 milyon öğrenci taşımalı eğitime mecbur kalıyor.
♦ Maddi yoksunluk, okula erişememe ya da istediği okul türüne kaydının yapılmaması nedeniyle yaklaşık 1,5 milyon çocuk açık liseye devam ediyor.
♦ Özel öğretim gereksinimi duyan çocukların yüzde 89,3’ü eğitim hakkına erişemiyor.
♦ Türkiye’de bulunan yarım milyona yakın göçmen çocuk eğitime erişemiyor.
♦ Türkiye, okul terkinde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. 14-17 yaş arasındaki her 100 çocuktan 12’si eğitim-öğretim hayatının dışında bulunuyor.
♦ Her 4 okuldan birinde ikili eğitim yapılıyor.
♦ Okulların yüzde 61’inde kütüphane, yüzde 87’sinde spor salonu bulunmuyor.

***

YALANLAR

► “Çocuklarımızın neşesi ve mutluluğu, ailenin sıhhati, toplumun huzuru, ülkemizin refahı ve evrensel anlamda insan onuru ortak paydasında buluşabilmemiz için hazırladığımız 2023 Eğitim Vizyonu…”

Ziya Selçuk
2023 Eğitim Vizyonu

► “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı ile eğitimin kalitesinin ve ulaşılabilirliğinin artırılması, toplumsal bilinç ve duyarlılığın artırılmasını hedefliyoruz.”

Mehmet Müezzinoğlu, 2017
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

GERÇEKLER

► Çocuklar eğitim süreçlerinde yaşadıkları adaletsizlik, eşitsizlik ve dayatmalar nedeniyle mutsuz, umutsuz…
Aileler, her geçen gün düşen eğitim kalitesi, ama buna karşın artan eğitim masrafları nedeniyle çaresiz, huzursuz…
Toplum, ülkenin geleceğinden endişeli…

► “Yeri okul olan, yeri çocuk parkı olan çocuklarımız, ne bedenlerine ne de ruhlarına uygun olmayacak işlerin yükü altında eziliyor, en temel haklarından mahrum bırakılıyorlar.”
Zehra Zümrüt Selçuk, 2018
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı

cukurda-defineci-avi-540867-1.