“Çocuklar çok sığ bir hayat sürüyorlar. Kendini ifade etmek çocuklar açısından çok önemli. Sinema da bunun araçlarından biri. Cüneyt’in ilgili olduğu araç olduğu için sinemayı seçtik…”

Çocukların hayallerinde...

Meral Danyıldız

Elim bir trafik kazasında yaşamını yitiren yazarımız Cüneyt Cebenoyan’ın anısını yaşatmak üzere eşi Ayşegül Cebenoyan ve arkadaşlarının girişimiyle kurulan Cüneyt Cebenoyan Çocuk Ve Sinema Plaformu, bugün itibariyle gösterimlerine başlıyor. İBB Kültür Daire Başkanlığı’nın da desteğiyle gerçekleşecek film gösterimlerinin ilkinde, Sultanbeyli Prof. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde üçüncü sınıf öğrencisi olan beş yüz çocuk, Hayao Miyazaki’nin yönetmen koltuğunda oturduğu Küçük Deniz Kızı Ponyo’yu izleyecek. Gösterim öncesinde yazarımız Cüneyt Cebenoyan’ın çalışma odasında Ayşegül Cebenoyan ile bir araya geldik.

NİTELİKLİ FİLMLERE ÇOCUKLARI TAŞIYACAĞIZ

Türkiye’de hiç sinemaya gitmemiş milyonlarca çocuk var. İstanbul’da ise çocukların yüzde 48’i sinemayla hiç tanışmamış. Bu anlamda Cüneyt Cebenoyan Çocuk ve Sinema Platformu nasıl bir alternatif olacak?

Alternatif olmak çok iddialı kalıyor. Yalnızca çocukları bir şekilde sinemayla tanıştırmak istiyoruz. Bir tanesi, şu anda bugün başlayacağımız, nitelikli filmlere çocukları taşımak. Bunun için öncelikle film ayarlıyoruz. Telif ödeniyor. Bir yandan da henüz Türkiye piyasasında gösterilmemiş, belki eski olabilir ama nitelikli çocuk filmlerine konsolosluklar aracılığıyla ulaşıp, telif hakkını alıp, onları dublaj yaptırıp bir tür çocuk arşivleri oluşturma çabamız var. O çabamız sürerken bir yandan da şu ana kadar gösterime girmiş, dublajı yapılmış filmlere belli anlaşmalarla gösterim izni alıyoruz ve onun için de çok sayıda çocuğa göstermeye çalışıyoruz. Çünkü gösterim başına bir ödeme yapılıyor. Onu da kültür merkezlerinde gerçekleştiriyoruz. Bunu İstanbul’un çeperlerinde de dolaştırmayı düşünüyoruz. Benim hayalim, gösterim başına ödeme yapmazsak, daha küçük salonlarda daha az öğrenciyle birlikte olup, daha sık gösterimler yapıp, arkasından söyleşiler yapmak, tartışma ortamı hazırlamak. Çocukları taşımak vesaire gibi konular da çok gidere sebep oluyor. O bakımdan da bir sponsor arayışı içerisindeyiz. Gezici sinema hayalimiz var. Bir kamyonetle, içinde iskemlelerle, bütün Türkiye’de dolaşacak ve belli yerlerde, okullarda iskemleler çıkacak. Çocuklara filmler gösterilecek, söyleşiler olacak. Daha sonra başka bir yere gidecek. Çok ciddi bir proje. Bunun için de sponsorun yönlendirmesine ihtiyacımız var. Benim hayalimdeki, bütün Anadolu’yu dolaşması, köylere gitmesi… Kızımın da benim de en çok istediği şey bu.

Çocukların sinemayla tanışması sizce neden önemli?

Çocuklar çok sığ bir hayat sürüyorlar. Amerika’da yapılan bir araştırma var, özellikle dezavantajlı çocuklar sanatsal birtakım aktivitelere katılırsa; üniversiteye geçiş oranları çok artıyor. Okulu bırakma oranı ise düşüyor. Dolayısıyla bir şeye ait olmak, kendini ifade etmek çok önemli. Sinema da bunun araçlarından biri. Cüneyt’in ilgili olduğu araç olduğu için sinemayı seçtik. Biz okullarda okuma yapıyoruz. Çocukların kendini ifade etmesi o kadar zor ki… Üç çocuğa, beş çocuğa dokunsak kârdır diye düşünüyoruz. Çocuklar sürekli alışveriş merkezlerinde. Kültür merkezlerini de bu sebepten özellikle seçtik. Beyoğlu Sineması olabilir diye düşünmüştük ama oraya da otobüs sokamayacaktık.

Peki, filmleri seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Öncelikle sinemasal değeri olması gerekiyor. Pedagojik olarak yaş grubuna uygun olması gerekiyor. Ticari şeylere girmek istemiyoruz. Onlar zaten vizyonlarda, televizyonda bol miktarda var. Üzerinde bir şeyler konuşabileceğimiz bir şey olsun istiyoruz.

cocuklarin-hayallerinde-684157-1.

ÇOCUĞUN ELEŞTİREL BAKABİLMESİ ÖNEMLİ

Açılışı yapacak film de yönetmenliğini Hayao Miyazaki'nin üstlendiği Küçük Deniz Kızı Ponyo…

Miyazakilerden birini seçeyim istedim. Cüneyt de çok deniz meraklısıydı. Bu sebeple Deniz Kızı Ponyo olsun istedim… Bu haliyle 500 çocuğa Miyazaki’yi tanıtamayız ancak daha küçük salonlarda bunu yapabiliriz. Japon sineması, animasyon, bunların üretimi gibi konular üzerinden gidebiliriz. İkincisi, çocukların filmin içeriğine dair tartışmaları önemli. “Bunu neden böyle yaptı?” , “Sen olsaydın ne yapardın?” gibi. Daha çok sinema kanalını kullanacağız ama arada psikolog arkadaşlarımız da gelip o tür tartışmalar yapabilir. Görsel okuryazarlık gelişsin, daha eleştirel bir bakış açısı kazansınlar istiyoruz. Çok görsel bir dönemde yaşıyoruz. Ben gelişim psikolojisi yüksek lisansı yaptım. Çocukların gerçeklikle kurguyu karıştırma eğilimlerinin çok fazla olduğunu biliyorum. Epey görsel girdiye maruz kalıyorlar. O konuda bir bilgilendirme yapmanın ve kültürlerini geliştirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuk, diğer mecralara çok fazla ulaşamıyor fakat görselliğe çok maruz kalıyor. O anlamda eleştirel bir bakış açısı kazanması çocuk açısından çok önemli.

Cüneyt abinin böyle bir projesi var mıydı?

Cüneyt, yaz okullarında acayip keyif almıştı. Sosyal medyadan sürekli paylaşım yapardı. Yaz okulunda film gösteriminden sonra dernek olarak ona bir teşekkür belgesi verilmişti. Onu göğsüne koymuştu, “gurur” demişti. Hiçbir yerde böyle bir şey yapmamıştı. Sonra da gelip salona koymuştu. Çok keyif alıyordu. Girişimci ruhu yoktu ama bizim yaptığımız şeylere geliyordu, çok fazla keyif alıyordu. Örneğin çocuklarla özel köşelerde sohbetler, oyunlar… Hayatta olsaydı keyifle katılırdı.

Bütün Çocuklar Bizim Derneği’ne TR 18 0011 1000 0000 0087 8336 84 IBAN numarası üzerinden bağışta bulunabilirsiniz. Ayrıca, proje hakkında Ayşegül Cebenoyan’a şu e-posta üzerinden ulaşılabilir: cebeneyonaysegul@gmail.com