Google Play Store
App Store

Türkiye adeta çocuk mezarına döndü. Çocuklar ne okulda ne hastanede ne de evinde güvende. Çocukları koruyamayan AKP ise kadınlara ‘daha fazla çocuk’ için öğüt veriyor.

Çocuklarını yaşatmayan ülke
Çocuk hakları savuncuları Narin’in ölümünün ardından sokaklara dökülmüştü. (Fotoğraf: ANKA)
İlayda Kaya
İlayda Kaya
ilaydakaya@birgun.net

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra ölü bulunan Narin Güran…

Tekirdağ’da istismara uğradıktan sonra hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla Bebek…

Adana’da yangın çıkan evde hayatını kaybeden 3 çocuk…

Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan 8 bin lira alabilmek için en az 12 bebeğin ölümüne neden olan yenidoğan çetesi…

Tüm bu örnekler son günlerde yaşanan ya da ortaya çıkan içinde çocuk ölümlerinin olduğu bazı olaylar. Günlerdir konuşulan yenidoğan çetesi skandalında iktidar yetkilileri, olayın münferit olduğunu söylese de çocuklar; ne okulda, ne evde ne de hastanelerde güvende. AKP’nin politikaları ve siyasal İslamcı düzenden en çok zararı görenlerin başında çocuklar geldi. Her konuda olduğu gibi çocuklar da başkanlık rejiminden etkilendi. Ülke adeta çocuk mezarlığına döndü.

Sadece dün biri sokakta biri bakım evinde 2 çocuk hayatını kaybetti. Olaylardan biri Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşandı. Ateşli silahla vurulan 14 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti. Olayla ilgili 21 yaşındaki S.A. gözaltına alındı. Diğer olay ise Niğde’de de yaşandı. Rehabilitasyon merkezinde 9 yaşındaki bir çocuk gördüğü şiddet sonucu öldü. Bakım merkezi çalışanları açığa alındı.

Önceki gün kabinede açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da koruyamadıkları yüzlerce çocuktan değil, doğum oranlarındaki düşüşten bahsetti. Yılmaz’ın açıklaması iktidarın bakış açısına ayna tuttu. Meclise gelen soru önergelerine yanıt yok, komisyonlarda çözüm eksik, failler ise kapsamlı yürütülmeyen soruşturmalar sebebiyle kayıp. Çocuk hakları savunucuları ise iktidarın çocukları koruyamayan politikalarına tepkili.

DEVLET KORUMUYOR

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Seyhan Öznur Karasu, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Dört bir yanımız, istismara maruz bırakılan, eğitimden uzaklaştırılan, evliliğe, işçiliğe ya da suça itilen, kaybedilen ve öldürülen çocuklarla dolu. Devlet, kadınlar ve çocuklar söz konusu olduğunda artık yetersiz değil, bilinçli bir şekilde ortadan kayboluyor. Batman’da cinsel istismar sonucu felç bırakılan bir kız çocuğunun dosyasına takipsizlik kararı verilmesi gibi örneklerle, cezasızlık kültürü iyice kök salmış durumda. Özelleştirme politikalarının en ağır bedelini ise sağlık ve eğitimde kadınlarla çocuklar ödüyor. Yeni doğan bebek ticareti skandallarıyla sağlığın ticarileştirilmesinin en insanlık dışı sonuçlarını yaşıyoruz. Devlet, çocukları koruma yükümlülüğünü hiçe sayarken Lanzarote Sözleşmesi’ni uygulamıyor, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadın ve çocukları tamamen savunmasız bırakıyor. AKP iktidarı, varlığını güvenlik politikaları üzerine inşa ederken, kadınlar ve çocukları güvenlik şemsiyesinin dışına itiyor. Bu politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk haklarını göz ardı eden bir düzeni sürdürüyor. Bu koşullarda, kadınların ve çocukların haklarını savunmak için örgütlü bir mücadelenin gerekliliği her zamankinden daha acil bir hale geliyor.”

∗∗∗

BEDELİNİ ÇOCUK ÖDÜYOR

İşçileştirilmeyen, kaybolmayan ve öldürülmeyen çocuklar ise iktidar tarafından tarikatlara mecbur bırakılıyor. Kamudan aldıkları arazilerle ‘medrese’ adı altında ülkenin dört bir yanına medrese açan cemaatlerin yanı sıra iktidar, Ensar Vakfı, TÜGVA, TÜRGEV gibi yapılar için de kesesin ağzını sonuna kadar açıyor. Hatta deyim yerindeyse “ne isterlerse” veriliyor. ÇEDES projesi ile imamlar okullara sokuluyor, çocuklar ise camiye gönderiliyor.

∗∗∗

57 ÇOCUK İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verileri de çocukların hiçbir alanda korunamadığını bir kez daha gösteriyor. İSİG’in Eylül ayı verilerine göre, 3 çocuk işçi hayatını kaybetti. Son verilerle yılın ilk dokuz ayında ölen çocuk işçi sayısı 57 oldu. Bu veriler sermaye, iktidar ve yargı işbirliği ile çocuk işçiliğinin ve çocuk ölümlerinin önüne geçilmediğini bir kez daha ortaya koydu.

∗∗∗

SENELERDİR TEK VERİ YOK

Kayıp çocuklardan aylar, yıllar geçse de haber alınamazken, bazıları ise ölü olarak bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılından bu yana kaybolan veya kaçırılan çocuklarla ilgili veri paylaşmadı. Son verilerde ise 104 bin 531 çocuğun kayıp olduğu belirlendi. Buna karşın kayıp çocuk sorunu ise devam ediyor. Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2025 bütçe teklifi iktidarın tercihlerini gösterdi. Çocukların korunması kalemi için sadece bin TL ayrıldı.

∗∗∗

NARİN’İN BABASI VE AĞABEYİNE ZORLA GETİRİLME KARARI VERİLDİ

Diyarbakır’ın kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolmasının ardından 19’uncu günde cansız halde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayetle bağlantılı olarak aralarında Narin’in babası Arif Güran ve ağabeyi Baran Güran’ın da bulunduğu 23 kişi hakkında zorla getirilme kararı verdi. Haklarında zorla getirilme kararı verilen kişilerden 8’inin tutuklu sanık olduğu öğrenildi. Yetkililerin soruşturmanın seyrine bağlı olarak bu kişilerin ifadelerine başvurmayı planladığı öğrenildi.