Ferhan Şensoy terk-i diyar eyleyeli tam bir sene olmuş. Koskoca bir sene. Ferhan Usta bütün bir ömrünü yazarak, çizerek, oynayarak, yöneterek geçirdi ama yaptıklarının yansıması sadece alkış değil zaman zaman baskı ve tehdit de oldu. Hatta bu tehditler Muzır Müzikal sahnelenirken Şan Tiyatrosu’nun yakılmasıyla bir göz korkutmadan çıktı, açık ve somut bir tehlikeye dönüştü. Gelen onca ihbara rağmen o zamanki iktidar da önlem almak yerine görmezden gelmeyi seçti ve bu olayın gerçekleşmesinde de sonrasında da sessizliğini korudu. Ferhan bugün yaşadıklarımızı çok önceden görmüş biriydi o yüzdendir ki “Çok faşist bir yağmur yağıyor, sanırım bir kocaman şemsiyenin altında toplanma zamanı…” demişti. Son günlerde hükümetin aldığı konser yasakları ve festival iptalleriyle ilgili kararlarda yandaş medyanın ve bazı tarikatlarca desteklenen vakıf ve derneklerin etkisini görmemek mümkün değil. Gülşen’in tutuklanması da bu yüzden oldu son olarak İlkay Akkaya konserlerinin yasaklanması da.

Geçen gün belki izlemişsinizdir. İsmailağa Cemaati’nin televizyon kanalında konuşan bir yobaz, müzik aletlerinin zinayı çağrıştırdığını, müzik yapıldığı zamanda iki şeytanın sağ ve sol omuzlarımıza oturup bizi hoplamaya, zıplamaya sonrasında da dans etmeye zorladığını anlatıyordu. Sonunda da müzik aletleri satışının caiz olmadığını…

Hiç sanmayınız ki bu tek başına bir olay. İstanbul dışına çıktığınız zaman Anadolu’daki birçok yerel sözde dini televizyon kanalı, bu tür muhabbetlerin ve safsataların yayılmasında başrolü oynuyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Yayıncılık İlkelerini ihlal ettikleri gerekçesiyle Halk TV, KRT, Tele 1, Fox TV’ye gözünü kırpmadan idari para cezası verirken, bu tür dini kanallarda konuşulanlara hem gözünü hem kulağını kapatıyor. Bağımsız olması gereken tüm kurumlar, iktidarın ayakta kalabilmesi için tüm yetkilerini iktidardan yana kullanıyorlar.

BİZ AFFETSEK TARİH AFFETMEZ

Etraf yolsuzluktan, rüşvetten geçilmezken, her gün yeni bir skandalla karşılaşırken sanki bu olayların tüm sorumlusu müzisyenler ve organizatörlermiş gibi konserleri yasaklamak, sanatçıları tutuklamak gündem değiştirmenin en kolay yolu oldu.

Bir de yasaklama gerekçelerine bakalım. En son yasaklanan İlkay Akkaya konserinin yasaklanma gerekçesine. Genel güvenlik, kamu düzeni, emniyet ve asayiş bakımından uygun görülmemesi… Sayın Ceyhan Kaymakamı, eğer bir konserde bile emniyet ve asayişi sağlayamıyorsanız o makamda işiniz ne? Hemşerilerinizi hem de 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda böyle bir konserden nasıl mahrum edersiniz?

Bu konseri yapabilmek için Ceyhan Belediyesi size başvurmadı mı? Gerekli izni vermediniz mi? Bu sadece İlkay Akkaya’yı değil vatandaşları da cezalandırmak olmuyor mu? Şarkılardan türkülerden niye bu kadar korkuyorsunuz?

Oh be ne güzel. Yasakla gitsin. Nasıl kolay bir yöneticilik bu. Bir il ya da ilçenin mülki idare amiri olmak bu mudur yani? Sadece iktidara yaranabilmek sizi iyi bir yönetici yapmaz. Eğer daha iyi yerlere gelmek istiyorsanız kendinize Recep Yazıcıoğlu gibi valileri örnek alınız.

Bu yazıyı yazarken İlkay Akkaya’nın Mardin konserinin de iptal edildiği bilgisi düştü önüme. Yani artık sözün ve müziğin bittiği yerdeyiz.

Ülkeyi bu hale getirenleri ve buna sessiz kalanları biz affetsek de tarih affetmeyecek…