Çok kutuplu düzen şekillendi
Çok kutuplu bir dünya düzeninin ana hatlarının artık şekillendiğini söyleyen Rusya Devlet Başkanı Putin, Washington’ın Ukrayna’daki savaşı uzatmak ve dünyayı ‘istikrarsızlaştırmak’ istediğini kaydetti.
Dış Haberler
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çok kutuplu bir dünya düzeninin ana hatlarının şekillendiğini savunarak Ukrayna’daki savaşı da ABD’nin uzattığını söyledi. 10. Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı’nın açılışında konuşan Rus lider, ABD’yi dünyayı istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlayarak, "Ukrayna’dakine benzer şeyi Asya, Afrika ve Latin Amerika’da çatışma olasılığını besleyerek yapıyor" dedi.
“Batılı küreselci seçkinlerin kaosu kışkırtarak, yeni çatışmalar oluşturarak çevreleme politikasıyla alternatif, egemen kalkınma yollarını baltaladığını” söyleyen Putin, “Böylece ellerinden kayan hegemonya ve gücü tüm güçleriyle korumaya ve ülkeleri ile halkları neokolonyal düzenin kıskacında tutmaya çalışıyorlar” dedi. Bu güçlerin sosyal ve ekonomik sorunları, düşen yaşam standartları, işsizlik, yoksulluk konularındaki başarısızlıklarını Rusya ve Çin’e mal etmek için kendi vatandaşlarının dikkatini buraya çektiğini vurguladı.
BİLİNÇLİ BİR ABD STRATEJİSİ
ABD’nin bir kez daha kasten ateşe benzin dökmeye ve Asya-Pasifik bölgesindeki durumu karıştırmaya çalıştığını belirten Putin, "Amerika’nın Tayvan macerası, sadece sorumsuz bireysel bir politikacının yolculuğu değil aynı zamanda bölgedeki ve dünyadaki durumu istikrarsızlaştırma ve kaotik hale getirmeye yönelik maksatlı, bilinçli bir ABD stratejisinin parçası, diğer ülkelerin egemenliğine ve uluslararası yükümlülüklere saygısızlığın küstahça bir göstergesidir. Bunu dikkatlice planlanmış bir provokasyon olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki gerilimi azaltmanın, askeri-politik alandaki tehdit ve risklerin üstesinden gelmenin ancak modern çok kutuplu dünya sistemini temelden güçlendirerek mümkün olduğunu savunan Putin, “Tekrar ediyorum; tek kutuplu dünya düzeni çağı geçmişte kaldı. Mevcut küreselci modelden yararlananlar olağan gidişata ne kadar bağlı kalırlarsa kalsınlar, kaderine terk edilmişlerdir. Tarihsel ölçekte jeopolitik değişimler tamamen farklı bir yöne gidiyor” ifadelerini kullandı.