Geçenlerde yani 16 Ağustos’ta yazdığım yazının içeriği ‘Bir ülkenin çöküşü!..’ idi…

“Devlet nasıl biter ve çökertilir?” sorusuna yanıt vermeye çalışmıştım.

Türkiye’nin yakın geçmişine ışık tutmuş, geldiğimiz yerin felaket olduğunu anlatmıştım…

Ülkeye ihanete edenler, 2000 yılının başından beri Türkiye’yi BOP eş başkanlarının yönetmesi, egemenliğinin tartışılması ve uygulanan çöküş projesinin temel direkleri siyasi parti ve başkanlarından bahsetmiştim.

Vahim bir sonuçla karşılaştığımızı, çöken bir ülkenin serüvenini gözler önüne sermiştim.

Çöken ülke!..

Bu sorunun yanıtını yüz yıllar boyunca pek çok devlet adamı, padişah, şah, sultan, başbakan da düşünmüş…

Kimi soruya cevap bulamadan devleti çökertmiş; kimi cevabını almış, ders çıkartmış, gereğini yapmış, devleti çökmekten kurtarmış!..

• • •

Osmanlı’nın yükseliş döneminin padişahlarından olan ancak gaddarlığı ile ün salmış Yavuz Sultan Selim’in iktidardayken kafasına takılan ve de onu yoran aynı soruymuş!..
Bir devlet ne zaman çöker ve sonu ne olur?
Bunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk âlimi Yahya Efendi’ye Sadrazamını göndermiş...

Yavuz, cevabını merakla beklemiş.
Aldığı yanıt onu müthiş şaşırtmış.

Çünkü Yahya Efendi sadece “Neme lazım demiş!..”
Bu tek tümce ile verilen cevap Yavuz’u daha da meraklandırmış…

• • •

Beklemediği cevabı uzunca süre düşünen ve bir anlam çıkaramayan Sultan, ünlü âlime bir mektup yazarak ‘ne demek istediğini’ öğrenmeye karar vermiş.

Yavuz Sultan Selim bir mektubunda;

Neme Lazım sözünüzü günlerce düşündüm. Çeşitli yorumlar yaptım. Ama doğrusu nedir? onu ancak siz söylersiniz!..” diye yazmış.

• • •

Yahya Efendi, Yavuz Sultan Selim’e cevaben yazdığı mektupta şöyle der; “Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler, bilen ve görenler de neme lazım deyip uzaklaşırsa,

Sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse

Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse

Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse… İşte o zaman devletin sonu görünür!..
Böyle durumlardan sonra
devletin hazinesi boşalır.

Halkın güven ve saygısı sarsılır.

Asayişe itaat hissi kaybolur.

Halkın umutları yok olur, böylece mukadder hale, kaçınılmaz hale gelinir.”

• • •

Bu mektup, 500 sene önce yazılmış ve halen Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir!..

• • •

Görülen o ki, büyük özlemle o günlere dönmek isteyenlerin bilgisi hilafına dünya imparatoru Osmanlı da bugün yaşananlardan farklı şeyler yapmamış.

Yavuz Sultan Selim’in Anadolu Alevilerine yaptığı zülüm, Yahya Efendi’nin dikkat çektiği nedenlerin başında gelendi…

• • •

“Devlet nasıl biter ve çökertilir?”

Bir ülkede zulüm yaygınsa ve adalet yoksa üstelik de insanlar bu duruma ses çıkarmayan bir durumdaysa o ülkede yöneticiler hızla tiranlaşır, devlet de aynı hızla çöküşe geçer!..

Vahşet uygulanırken; sefalet, şatafata kurban edilirken, halkın değil sarayın istikbali düşünülürken; rüşvetin, usulsüzlüğün ve de hırsızlığın üstü ‘neme lazım’la örtülürken orada devletin egemenliğinden söz edilemez!..

Devlet vardır. Ama halkının nezdinde yok olmaktadır!..

Giderek yok olan devlet ne yazık ki sadece yöneten tiranı değil, insanları da çökertir!..

• • •

Türkiye’nin dünya ailesi içinde saygınlığı da giderek kayboluyor.

Geçen hafta Fransız medyasında şöyle bir mizahi yazı yayınlandı.

Türkiye’deki bir cezaevinde tutuklunun birisi kütüphaneden bir kitap talebinde bulunmuş.

Gardiyan; ‘o kitap yok. Ancak yazarı içeride tutuklu. İsterseniz havalandırmada onunla konuşursunuz!’ yanıtını vermiş.”

Ne acı!..

• • •

Bugünkü Türkiye için daha fazla yorum yapmak gerekir mi? Bilmem!..

Türkiye’de baskıya, vahşete karşı olanlar, hak arayanlar, düşünenler, farklılıkları olanlar dışlanmış durumda.

Kendilerini koruyacak tarafsız ve bağımsız bir hukuk anlayışı yok!..

Şurası bir gerçek ki, halkın yargıya inancı kalmamış!..

Yargının bağımlı olduğuna inananların oranı yüzde 82’lere çıkmış.

Bu bakışla adaletin oluşması mümkün mü?..

Hele hele bir devlet bankası olan Halkbank, 6 TL’nin üzerinde değer kazanan doları3.38 TL’den yandaşlara satarsa ve bunu “teknik hata” diyerek millete yutturmaya çalışırsa devlete saygı kalır mı?..

• • •

Sadece çocuğunun naaşını bulmak için cumartesi günleri Galatasaray Meydanı’nda toplanan annelerin üzerine silahla saldıran vahşi anlayış, devleti çökerten anlayışın ta kendisidir.

Adalet ve devlete saygı yok olunca orada çöküş hızlanmıştır!..

Tiranlar en çok son çöküş göstergesi olan ekonomik çöküşten korkarlar!..

Çünkü “Ekonomideki çöküşaçlığı, açlık da tepki ve itaatsizliği oluşturur…”

İşte o zaman çöküş durdurulamaz!..