Birleşmiş Milletler himayesinde düzenlenen iklim zirveleri ve politikalarına ilişkin tepkiler sürerken COP28’in yeni başkanı fosil devlerinden seçildi. Prof. Dr. Aykut Çoban, “İklim görüşmelerinin fosil şirketlerce ele geçirildiğinin göstergesi” dedi.

COP28’in başkanı petrol şirketi CEO’su Al Jaber oldu!

HABER MERKEZİ

Bir petrol şirketinin CEO'su olan Sultan Ahmed Al Jaber, 2023'te Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) gerçekleştirilecek olan COP28 Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nin yeni başkanı oldu. Fosil yakıt devinin iklim zirvesinde başkan olması tepkilere neden oldu.

Mısır’da düzenlenmesi, muhaliflerin susturulması, sponsor anlaşmaları ve alınan kararlar itibariyle tartışılan COP27 geride kaldı. Gözler BAE’de düzenlenecek COP28’e çevrilirken başkanlık ataması, zirvelerin iklim kriziyle mücadelede somut adım atılmayan toplantıların göstermelik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Son kararı değerlendiren Prof. Dr. Aykut Çoban, “Sultan Al Jaber, dünyanın en büyük on ikinci petrol şirketinin yöneticisi, ‘devleti şirket gibi yönetmek’ anlayışına uygun olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde endüstri ve teknoloji bakanı. Ülkesinin iklim elçisi olarak da çalışıyor. Şimdi COP28’in başkanı olarak görevlendirilmesi, iklim görüşmelerinin fosil şirketlerce ele geçirilmiş olduğunu gösteren güncel bir örnektir” dedi.

COP27'nin Mısır'da gerçekleşmesi tepkilere neden olmuştuCOP27'nin Mısır'da gerçekleşmesi tepkilere neden olmuştu

"FOSİL ŞİRKETLERİ ENGELLENMELİ"

Petrolcü iş insanlarını Stockholm’de 1972 yılında toplanan ilk çevre konferansının genel sekreterliğinden bu yana uluslararası çevre ve iklim toplantılarının üst düzey yönetim koltuklarında görmeye alışkın olduklarını söyleyen Prof. Dr. Çoban şu ifadeleri kullandı: "Sermaye sınıflarının temsilcileri, sayı olarak önemli bir toplama ulaşan delegeleriyle, uzmanlar, bürokratlar, politikacılar, STK’ler üzerindeki nüfuzlarıyla, lobi örgütleriyle, toplantılara parasal bağışlarıyla iklim görüşmelerinin yönünü, kararlarını ve politikalarını doğrudan biçimlendiriyorlar. Yönetişim, paydaş katılımı gibi terimler de şirketlerin belirleyici olmasına, dolayısıyla kurda kuzu emanet etmeye teorik bir kılıf sağlıyor. Eskilerin dediği gibi ‘çok alametler belirdi,’ şirketlerin istedikleri gibi at oynattıkları BM iklim görüşmelerinin insanlığın ve gezegenin geleceğini kararttığını görmek için daha ne gerekiyor? Fosil şirketlere inisiyatif vererek değil, tam tersine onları boyunduruk altına alarak, faaliyetlerini engelleyerek, hızla tasfiye ederek ancak iklim politikasında ilerleme sağlanabilir. Bunun uluslararası siyaset ölçeğindeki örgütlenmesi olarak bence ihtiyacımız olan şey, Emekçilerin ve Halkların İklim Enternasyonali’ni hemen hayata geçirmektir."