Çorlu'da meydana gelen tren kazasında ihmal iddiaları güçleniyor. BTS Genel Başkanı Bektaş, kazayı 'dolaylı yoldan bir cinayet' olarak nitelendirirken, eskiden yol bekçisi olarak çalışmış bir işçi ise bekçiler hâlâ çalışıyor olsaydı olumsuz gelişmelerin rapor edilip kazanın önüne geçilebileceğini belirtti

Çorlu'daki tren kazasında ihmal iddiaları: "Dolaylı yoldan bir cinayet"

ELİF GUGU - elif.gugu@gmail.com - @elfgg_

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen, 24 kişinin yaşamını yitirdiği 341 kişinin yaralandığı tren faciasının ardından Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Hasan Bektaş ve 1979'dan beri ray bakım işleriyle uğraşan, yol bekçiliği de yapmış bir işçi BirGün’e konuştu.

Kazanın dolgu maddesinin kayması sonucu meydana geldiğine değinen Bektaş, “Gelişmiş ülkelerde teknoloji kullanılarak ona göre önlem alınıyor, bizde maalesef her şey ilkel yöntemlerle yapıldığı için ya da güvenliğin gerektirdiği işlemler yapılmadığı için bu üzücü olaylar yaşanıyor” dedi.

"EĞER YOL BEKÇİSİ ORADA OLSAYDI BU OLAY YAŞANMAZDI"

Kazanın meydana gelme sebebinin sadece doğal nedenlere bağlanmaması gerektiğini söyleyen ve bakım-onarım işlerinin de konuyla ilgisiz kişiler tarafından yapıldığını söyleyen Bektaş, "Eğer yol bekçisi orada olsaydı bu olay yaşanmazdı" dedi:

"Yol bekçisi arkadaşlarımız, Türkiye’nin birçok yerinde, birçok hattan kaldırıldı. Kaldırılmayan yerler de bu işlere liyakati olmayan kişiler tarafından yaptırılıyor. Eğer yol bekçisi orada olsaydı bu olay yaşanmazdı. İkincisi, bunu sadece yol bekçilerine bağlamamak lazım, teknolojinin gerektirdiği şekilde bir altyapının olmaması nedeniyle de yaşandı bu kaza. Yol bekçisi olmasa bile, teknolojiye uygun yapılıp denetlenseydi yine bu kaza yaşanmazdı. Diğer taraftan, yaklaşık 15 yıldan beri AKP hükümetiyle başlayan bir siyasi kadrolaşma ve birimlerin başında bulunan amirlerin, o birimin teknik, bilimsel şartlarını taşımadan sadece yandaşlık ölçütüyle atandığı için işin gereklerini yapamıyorlar ve bu olaylar meydana geliyor. Siyasi atama, özellikle demiryollarında had safhada."

"DOLAYLI YOLDAN BİR CİNAYET"

Trenin geçtiği hattaki bakım çalışmasının seçimlerden 3 gün önce 'ödenek yetersizliği' gerekçe gösterilerek iptal edildiği ortaya çıkmıştı.

Bektaş, bakım ihalesinin iptalini şöyle değerlendirdi:

"İhale yaklaşık 15 gün önce iptal edilmiş. Teknik olarak tren seferlerinin emniyetli yapılması için teknolojinin gerekleri göz önüne alındığında orada bir ihtiyaç doğmuş ki böyle bir şeyin yapılması önerilmiş; ama buna parasal açıdan bakıldığı için “Buradan da kısabilir miyiz?” diye düşünülerek ihale iptal edilmiş. Bu resmen dolaylı yoldan bir cinayet."

"İŞİNİN EHLİ KİŞİLERCE YAPILMASI GEREKEN İŞLER TAŞERONA VERİLDİ"

Taşeronlaşmaya ve bakım-onarım işlemlerinin işinin ehli insanlar tarafından yapılmadığına dikkat çeken Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demir yollarında da diğer kurumlarda olduğu gibi oldukça fazla taşeron var. Kurum eliyle, işinin ehli kişilerce yapılması gereken işlerin tamamı taşerona verilmiş durumda. Türkiye’nin kanayan yarası taşeron. Seçim öncesi söz verildi, “Alacağız sizi” diye; ama toplamda demir yollarının da içinde bulunduğu altmışın üzerinde kurum devre dışı bırakıldı. Özel sektör çalıştırabilir; ama devret taşeron çalıştıramaz, çalıştırmaması gerekir. Taşeron, kölelik demektir. İnsanları tamamen kar amacıyla çalıştırmak demektir. Çalışanların haklarını istemelerinin önündeki en büyük engeldir; çünkü onları işsizlikle terbiye etmek demektir. Devletin işine geliyor güvencesiz insan çalıştırmak."

"KURTARMA ÇALIŞMALARININ YAPILMASINI ZORLAŞTIRAN BİR BÖLGE"

Kazanın olduğu bölgeye gittiğini belirten ve kazanın meydana geldiği alan çok çamurlu bir bölge olduğu için arama-kurtarma çalışmalarının da zorlaştığının altını çizen Bektaş, alanın fiziki özelliklerine uygun teknoloji kullanılarak yol yapılması gerektiğini söyledi ve söylerini şöyle sonlandırdı:

"Ben alana gece gittim, oradaydım. Alanı gezdim. Bu tabii bir bahane değil; ama oraya ilk yardımın ulaşmasını ve kurtarma çalışmaları yapılmasını oldukça zorlayan bir bölge. Pantolonlarımız dizlerimize kadar sıvayıp yalınayak gezdik, başka türlü gezilmiyor çünkü. Aşırı derecede çamur var, oralar zaten tarla; yol yok. Yaklaşık 4 km yürüyerek gittik gece. Fiziki olarak çok kötü bir bölge yani. "Toprağın en iyisinin olduğu yere yol yapalım, bina yapalım" gibi bir şey söz konusu olamaz; ama ona uygun bina ve yol yapmak zorundasınız, toprağın suçu yok, önlem almak zorundasınız."

"BEKÇİLER OLSAYDI OLUMSUZ GELİŞMELER RAPOR EDİLİRDİ"

BirGün'ün ulaştığı Adana’da 1979’dan beri demir yollarında ray bakım işleriyle uğraşan, 1992-1993 yıllarında da yol bekçiliği yapmış bir işçi ise bekçiler hâlâ çalışıyor olsaydı olumsuz gelişmelerin rapor edilip kazanın önüne geçilebileceğini belirtti ve şöyle konuştu:

"Bekçinin günlük uymak zorunda olduğu bir grafik vardır, bekçi buna uyarak yolla ilgili kontrollerini yapar; orada bir bekçinin bulunması, kaza olasılığını tabii ki düşürürdü.

Yolların ayrılmasında ya da böyle bir sel felaketinin yaşanmasında yol bekçisinin çok büyük etkisi var. En azından kendi mıntıkasındaki olumsuz gelişmeleri rapor edebilirdi, oradan geçen sivil vatandaş bunu anlayamaz; ama yol bekçileri, ellerindeki çizelge sayesinde hangi trenin geleceğini bildiği için böyle bir olayda en azından hemen gider müdahale ederdi."